14.Bölüm: KRALİÇE KARTAL

6.2K 353 151
                                    

Bu aralar modum = Yıkıkistan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu aralar modum = Yıkıkistan

Çok yorulduğum ve uykusuz kalmaktan mide bulantıları yaşadığım bir dönemden geçiyorum. Uykusuzluk gerçekten insanın en büyük düşmanlarından biriymiş. Bu dönemde bunu anladım.

Bende vaziyet bu şekildedir. Siz nasılsınız? Hayatınız nasıl gidiyor? İnşallah gül cemaliniz gülüyordur. Unutmayın ki gülmek size çok yakışıyor.

Şöyle küçük bir tavlama seansı da yaptığımıza göre ne dersiniz? Bölüme geçelim mi?

14.Bölüm

"KRALİÇE KARTAL"

Gözlerimi açmamla abimin üzerime karabasan gibi çökmesi bir oldu.

"Abi?!" inanmaz bir cırlayışla kollarımı geniş bedenine sardığımda ufak bir iniltiyle kendini geri çekti.

Aklıma gelen şeyle kalbim cızladı. Yaralanmış mıydı?

"N'aber cimcime. Abin gelmiş hala uyuyorsun." Konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Kenardan yanıma doğru uzanırken tüm dikkatim ondaydı.

"Yaralı mısın?" diye sordum hiç çekinmeden. Yüzündeki gülümseme ufaktan sönerken kapının orayı kontrol etti. Temkinli davranıyordu çünkü annem duyarsa kesinlikle kıyamet kopardı.

"Ufak bir şey." Dedi kaburgasıyla boşluğu arasında bir yer göstererek. "Hazırlıksız yakalandım."

"Sen ve hazırlıksız yakalanmak?" Abim bu hayatta asker olmak için doğmuş olan nadide insanlardan biriydi. Bu yüzden hazırlıksız yakalanmak gibi şeyler onun için neredeyse imkansızdı.

Bedenimi biraz daha duvara yaklaştırırken yanıma doğru sıvıştı.

Abim abim canım abim. Ne kadar da özlemişim tipsizimi.

"Dalgındım." Diye lafa girdi tavanla bakışırken. " Yunus Emre'yle Leyla operasyon düzenlediğimiz evin dışındaki güvenliği sağlarken bende eve girdim. O an aklım bir karış havadaydı işte. Sağıma bakıp soluma bakmayınca orospu çocuğunun teki bıçak yarası açtı."

Abim geldi diye seviniyordum ancak onu hiç iyi görmemiştim. Yarasına dikkat ederek kollarımı tekrar bedenine sardığımda o da bana sarıldı.

"Anneme söylemek yok tamam mı?" dedi bir çocuk edasıyla. Kafamı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. Abimin bu evde ki en büyük sırdaşı ben olduğum için bu sırrını da tabii ki ortaya çıkana kadar kimseye söylemeyecektim.

"Diyorum ki bugün şöyle bir abi kardeş günü yapalım. Hem sana anlatmam gereken şeyler de var."

Abi kardeş günü vazgeçilmezimizdi. Bu günde ya dünyanın en saçma şeylerini yapar ya da dünyanın en elit insanı gibi takılırdık. -elitlik anlayışımızda Anadolu Kavağına gidip balık ekmek yiyerek sahilde atom kemirmek-

Aşk BürosuWhere stories live. Discover now