İlahi (26)

10 3 0
                                    

Makine sanki bir siren gibi, kendince çaldığı daha doğrusu çalışırken çıkardığı o seslerle kendisine çekiyor ve sanki yeni avını bekliyordu. Onur ve Pelosa ise bir süre orada durmuş kapının üzerindeki desenleri inceliyorlardı. Dış kapıda da bulunan bu kertenkele figürü, ağaçların arasında dilini çıkarmış bir şekilde bekliyordu. Kamufle olma konusunda o kadar başarılıydı ki ağacın bir parçası gibi duruyordu.

''Sloganları en başından beri buydu. Her işi kamufle olarak, gizlice yapıyorlardı'' Dedi Onur sesli bir şekilde düşünerek.

''Ve yaptıkları her ne ise Aslankuşlarını buraya çekmiş olmalı'' Diye ekledi Pelosa. Düşünceli bir şekilde. Onur o kuşların ne olduğunu veya niye gelebileceklerini bilmiyordu o yüzden pek umursamadı.

Ardından Pelosa sakin adımlarla kapıya doğru yöneldi ve tam anahtar kısmına patisiyle dokundu. Ardından kapı büyük bir gıcırtıyla karanlığa doğru açıldı. Onur elindeki güneşten aldığı aydınlığı o karanlığa doğru doğrulttu. Ama bu pek de işe yaramadı. Duvarlar her neyden yapılmışsa güneş ışığını yansıtmayacak şekilde yapılmıştı.

''Bu normal değil'' Dedi Pelosa.

Ardından duvarların arasında bir tıslama sesi duyuldu. Bir şeyler onlara doğru geliyordu. Pelosa yine içinden kendi kopyasını çıkarmış ilerlemesini izliyordu. Bu kopya ayı 4 adım sonra bir tuzağa yakalanmıştı ve yerlerinden çıkan makineler tarafından katledilmişti. Makineler onlara saldırmak yerine yerlerine geri döndü. Onur ve Pelosa birbirlerine baktı.

''Bu taş ne kadar önemli?'' Diye sordu Onur masumca.

Pelosa onu duymamazlıktan geldi ve kapının yanındaki duvara bir süre baktı. Patisinin duvarın üstünde gezdirdi bir süreliğine. Sanki içinde bir şeyleri tartıyor gibiydi. Ardından patisiyle duvarı sert bir şekilde ittirdi. Ve duvar biraz içeriye doğru göçmeye başladı. Duvar sanki dikdörtgen bir şekilde kesilmişti ve bu duvar yıkıldığında, adeta bir koridor gibi bir alan oluşturacaktı. Yani duvarı tamamen yıkmayı planlamıyordu Pelosa.

''Madem onların yolların yaptığı yollardan geçemiyoruz, bizde kendi yolumuzu yaparız'' Dedi Pelosa.

Onur gözlerini devirdi. Bu ayı bir keçi gibi inatçıydı ve bu keçi inatçılığıyla duvarı aşmayı tekrar tekrar denedi. Onur bir süre ona bakarken bir şey fark etti. Pelosa uzaktan oldukça tatlı ve uysal gözüküyordu. Özellikle duvarın üzerine koyduğu o patisi oldukça tatlıydı. Onur belirsiz gülümsemeye başladı. Çok geçmeden Pelosa işlerinde oldukça ilerlemiş olacak ki normal bir insanın kulağını neredeyse sağır edecek bir gürültü oluştu ve duvar aşağıya doğru devrildi.

Kale kolonlarından birisinin yıkılmasına rağmen en ufak bir sarsılma yaşatmamıştı. Bu da kalenin zamanında ne kadar özenle ve sağlam bir şekilde yaratıldığını gösteriyordu. Ortaçağda kim bilir kaç kral, bu sarsılmaz kaleyi ele geçirip StillAlive kalesinin fatihi unvanına sahip bir şekilde halkını ve ailesini gururlandırma hayallerini kurmuştu.

Ayı içinde her bir rengin olduğu gözleriyle ona baktı ve ''Gidiyoruz'' Dedi. Ve yine en önden her ihtimale karşı yıkıntıların arasına klonunu gönderdi. Kopya ayı hiçbir tehlike ile karşılaşmadan yolunda ilerlemiş ve hedefine ulaşmıştı. Bunu görünce, Onur ve Pelosa, kendi yarattıkları bu koridorda ilerlemeye başladılar. Onur o sırada aklına yine biricik aşkı, Atakan'ı getirdi. O şuan napıyordu? İyi miydi? ''Atakan'ım seni çok özledim'' Dedi kendi kendine Onur bunları düşünürken bir 10 metre daha yürüdüler.

Ardından duvarların içinden bir ses duydular. İkisi de kafalarını aynı yere korkuyla çevirdi. Ve 8 muhafız, hepsi birden yere indi.

Robotlar kendilerini geliştirecek yapay zekaya sahipti ve düşmanı tanıyabiliyorlardı. Daha önce onların üzerinde yaptığınız hareketi tekrar onların üstünde kullanamazdınız. Bir şekilde birbirleriyle iletişime geçiyor olacaklar ki kopya ayının hiçbir zarar almadan gittikleri bu yolda, bu kalın duvarlar arasında açtıkları tünellerde ilerleyen, ilkel ama bir o kadar da gelişmiş robotlar onları tuzaklarına tekrar çekmeyi başarmıştı. Çünkü o robotlar öğrenmişlerdi ki bu önden giden ayı, ortaçağdaki keşifçilerden farksızdı. Keşifçiden gizlenmeyi başarırsan arkadan gelen asıl orduyu tuzağa düşürebilirdin. Onur ve Pelosa ise bu bilgiden tamamen habersizdi.

Gölgelerin HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin