9. Bölüm: Taegi

168 24 45
                                    

"Üzerimde yarım kalmış bir hayalin hüznü var."

━━━━━━━༺༻━━━━━━━

(Dün gece)

Titireyen ellerimi cebime koyup gizlerken hızlı adımlarla sahile ilerliyordum. O kadar heyecanlıydım ki, her an bayılma ihtimalim vardı.

Bir yıl demişti Yoongi, bir yıldır sana aşığım.

Nasıl olurdu? Bunca zaman ona sevgime karşı kör olduğu için kızarken asıl kör olan ben miydim? Nasıl anlayamamıştım, Yoongi bana her zaman diğerlerinden farklı davranırdı.

Bunun sebebini beni kardeşi olarak görmesine bağlamıştım çünkü Yoongi bana her zaman "sen benim kardeşimsin." Derdi. Bu cümle elbette hiç olmadığı kadar canımı yakardı ancak yapabildiğim tek şey gülümsemek olurdu. Şimdiyse sahile vardığımda Yapacağım ilk şey ensesine bir tane geçirmek olacaktı, resmen bir yıldır bana aşıktı ve o bir yılın her günü bana kardeşim demişti!

Adımlarımı mümkünmüş gibi daha da hızlandırdığımda sahil çoktan görüş açıma girmişti. Neredeyse koşar adımlarla yürüdüğüm için kısa sürede vardığım sahilde kısa bir an göz gezdirdim ve yoonginin çoktan gelmiş olduğunu görmüştüm.

10 dakikaya oradayım demişti ve onun evi sahile benimkinden daha uzaktı ama benden önce burada oluşu koşarak geldiğini gösteriyordu.

Heyecandan ve hissettiğim duygulardan dolan gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Gözlerimi geri açtığımda Yoongi hissetmiş gibi bana
dönmüştü ve bu yüzden göz göze geldik. O çok sevdiğim gözlerinde binbir çeşit duygu barındırıyordu ve ne hissettiğini anlamak mümkün değildi.

O an neyi beklediğimi düşündüm. Aramızda 1 metreden fazla yoktu ama ne o bir adım atıyordu ne de ben. Yıllarca bunun hayalini kurmuştum, günün birinde Yoongi hislerimi öğrenirse ne olur diye çok düşünmüş ve kafamda bir sürü senaryo kurmuştum. Elbette içinde iyi sonuçlanan hayallerim de vardı, hepsi mutsuz bitmiyordu ama hiçbir hayalimde onunla böyle iki yabancıymış gibi bakışacağımı düşlememiştim.

Bir soğukluk vardı, olmasını asla istemediğim bir mesafe ve o mesafeyi aşmak zorundaydık. Gerçek anlamda bir metre olan o mesafe, mecazi anlamda kilometreye dönüşüyor ve Yoongi'yi benden uzaklaştırıyordu. Her şeyi boş verip sarılmak istedim. Sarılmak ve o çok sevdiğim kokusunu içime çekmek, ama bunun için fazla yorgundum.

"Böyle olmamalıydı.." dedim kısık bir sesle, dolan gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Yoongi kısık çıkan sesimi duymamıştı belki de ama dudaklarımı okuduğundan anlamıştı ne demek istediğimi. Sustu, gözleri özür dilercesine pişmanlıkla bakıyordu ama benim istediğim bu değildi. Özür dilemesi bir şeyi değiştirmeyecekti, özür dilemesini istemiyordum. İstediğim şey yanımda olmasıydı, uzakta durmak yerine yanıma gelsin istiyordum.

Bir süre bakıştık, ikimizde berbat bir haldeydik ve doğruyu söylemek gerekirse bunun nedenini bile bilmiyorduk. Daha önce de ağladığım için kızaran gözlerimle baktım gözlerinin içine, böyle olmamalıydı. Gidip ona sarılmalı ve her şeyi siktir edip öpmeliydim ama hayır, şu an bunların hiçbirini yapamıyordum çünkü Yoongi'yi platonik olarak sevmek bana oldukça yara kazandırmıştı.

O gelsin istedim, gelsin ve bana sarılsın. Bekledim, ağzımı açıp tek kelime etmedim, anlasın istedim ya, bir kere de suskunluğumdan anlasın bir şeyleri.. anlamadı. O da bekledi, büyük ihtimalle ben geri durduğum için o da geri duruyordu ve bu sinirle gülmeme sebep oldu.

Young Lovers, JikookWhere stories live. Discover now