-1-

117 13 117
                                    

Bölüm 1

SU

"Saat kaç oldu?"

"Toplantı başlayalı 678 kanter saniye 67/90 dakika klusu geçti."

Kız, altın sarısı saçlarını geriye attı. Gençti ve güzeldi ama, ten rengi normalden farklıydı. Bıkkın suratı ile pencereden dışarıda denize giren insanları izliyordu.

Çoğunun çıplak olması gerçeğini görmezden gelmeye çalışarak, eskisi kadar mavi olmayan o gri su birikintisine baktı. Merkezdeki insanlara bu suyun bir bardağını inanılmaz fiyatlara sattıkları için, susuzluktan ölenler sadece fakirler olmaya başlamıştı.

Ne kadar ironikti değil mi? Zenginler keyfince çıplak bir şekilde denize girerken, fakirler merkezlerde susuzluktan betonları yalıyordu. Başka bir şey ise dünyadaki suyun aşırı azalmasıydı. Temel ihtiyaçlardan birinin altından pahalı olması kesinlikle dünya nüfusunu da olumsuz etkilemişti.

Eğer 150 yıl önceye gidip "Kuzey kutbu kıyıları 30 derecede en yaşanılabilir bölge olacak. Suyumuz burada olacak sadece." deseydiniz bir kesim size bakıp gülmeye başlardı. Cahil, dünyamızı yok eden acımazsızlar onlardı işte.

Bir kısım ise bilirdi elbet. Dikkat seviyesini bir üst seviyeye çıkarırdı olacaklardan haberdar bir şekilde.

Bir kısım da bunu bilerek yapardı, herşeyi. Dünyamızı yok etmeyi.

Ani bir uzaylı saldırısı olsa bile tuhaf karşılanamayacak kadar ucak bir dünyada siyaset denilen şeyin hala var olması da başka bir tuhaflıktı.

Ve şuan o, önemli bir toplantıda ekiliyordu!

Evet! dünyanın kaderini belirleyecek bir toplantı!

Toplantı yapacağı kişi de dünyanın en umursamaz insanı.

Derin bir nefes aldı. Arkasına yaslandı ve yanındaki robotu itekledi. "Uydudan yerini bulun şunun...."

"Emredersiniz, sayın Güney Pasifik Amerikan Kuvvetleri."

Robotun ekranında bir sürü harita belirdi. Sonra kırmızı yandı. "Kendisi gel-"

Ani bir kapının açılışı robotu susturmuştu. Bunu fark eden Güney Pasifik Amerikan Kuvvetleri, atarlı bir şekilde arkasını döndü. Duyduğu ses ile gıcıklığı daha da arttı.

"Evet, ben geldim!"

Salondaki çoğu bürokratların mırıltıları arasında umursamazca yürüyerek geçerken, ıslık çalmayı bırakmıyordu.

"Şu umursamaza bak."

"Ülkesi bu kadar ön planda olmasa öldürürler bunu."

"Aynı babası... Tarih sayfasında aynı potansiyele sahipler. Ona bu kadar imkan verseler babası da öyle olurdu..."

Birleşmiş Türk Yönetimleri, arkasından sallanan beyaz pelerinini çıkardı ve köşeye attı. Sonrada rastgele bir toplantı masasına oturdu ve ayaklarını masaya uzattı. "Geç kalmışım ha... Kusura bakmayın, İstanbul'dan buraya anca gelebildim." Dedi gülerek ve dalga geçerek.

Güney Pasifik Amerikan Kuvvetleri, sandalyesinden kalktı ve umursamaz Türk'ün yanına oturdu. Sinirle kaşlarını çattı. "NERDESİN SEN! ÖNEMLİ BİR KONU OLDUĞUNU BİLİYORSUN!"

"Wow wow wow... Sakin ol ateşli atarlı şeker kız seni...."

"SANA BEN ŞİMDİ ŞEKER KIZI GÖSTERİRİM!"

Kızıl saçlı oğlan gülmeye başladı. "Ne kadar tatlı bir kedicik~" sonrada cebinden bir kalem çıkardı ve duvara simülasyon yansıttı.

Herkes cidden önemli ve gerekli birşey anlatarak toplantıyı başlatacağını düşünüyordu.

Uzak -CountryHumans-Место, где живут истории. Откройте их для себя