二十二

2.4K 350 474
                                    

Merhaba çiçeklerim~

Özür dilerim geciktim 🥺 Yeni kurgumla ilgilendim biraz. Gerçi okumuyorsunuz ama neyse 🥲

Şöyle yeri gelmişken küçük bir tanıtımını yapayım belki ilginizi çeker.
Karakterlerimiz:
Meraklı, çok bilmiş, uzaylı, seme Jungkook 👽
Çok bilmişlerin de bilmişi, aksi, çapkın, insan, uke Jimin 🧍🏻

Özetle hepinizi Olillon'a bekliyorum. Barbie finalinden sonra Olillon ile devam edeceğiz yolculuğumuza. Gelmezseniz nerede görüşeceğiz artık 😭

Neyse ben daha fazla başınızın etini yemeden oraya da bir bakının yani ne olacak 👉🏻👈🏻

Keyifli okumalar~

🍼🍦🍭

Taehyung, ilk kez gönülden isteyerek kapısında bulunduğu eve yine ilk kez davet edilirken Jungkook'un kendisi için bıraktığı boşluktan içeriye adımladı ve sarıldıkları kısacık sürede duyumsadığı kokuyu bu kez daha gerçek bir şekilde aldığında adımlarını durdurarak, "İçmiyorsun değil mi?" diye sordu. Jungkook ışığı açmaya tenezzül etmediğinden dış kapı kapanınca verandanın otomatik ışığı da kaybolmuş, antre iyice karanlığa gömülmüştü.

Jungkook aynı mevzunun o gece ikinci kez gündeme gelmesinden rahatsızlık duyarak, "Sadece bir bardak bira," diye geveledi. Lakin küçümseyici tavrı işe yaramamış, Taehyung'un yalnızca bahçe aydınlatmalarının güçlükle ulaştığı yüzünün daha da düşmesine engel olamamıştı.

Bedenini kapanan kapının önündeki adama çevirerek onun da adımlarını durdurmasına sebep olurken, "Olacak iş değil," dedi, yükselen sesiyle. "Hadi sen bağımlısın, bırakmakta zorlanıyorsun. Yanındaki moronlar ne işe yarıyor?"

Yoongi ve Hoseok bu cümleyi işitmediği için şanslı sayılırdı. Nitekim sonucunda önü alınamayacak bir laf dalaşına girmemeleri imkansızdı. Jungkook, biraz da bu durumun gülünçlüğü sebebiyle samimiyetten uzak bir tebessümle, "Herhalde çocuk olmadığımdan baskı yapmak istemiyorlar," dedi, imayla.

Halihazırdaki koşulları düşününce bir aptal bile bu basit cümleyle ailesinin Jimin'e karşı tutumunu eleştirdiğini anlayabilirdi. Taehyung da bu sebepten adamın tebessümüne bire bir aynı hissiyatla karşılık vermişti.

"Sırf duyguları incinmesin diye arkadaşımın hayatını riske atacak değilim."

Bu iki yönlü cümlenin odağı yalnızca Jimin olsaydı eğer, Jungkook'un çoktan öfkelenmeye başlaması gerekirdi fakat kastettiği arkadaş bir yandan da kendisi olunca yelkenleri suya indirmekten başka çaresi yoktu. Haliyle atışmalarını sürdürmek yerine gözlerini işlevini yerine getirmeyen avizeye sabitlemiş ve haksız bir oğlan çocuğu gibi seslice nefes vermişti.

Taehyung, adamın pes edişiyle eğlenmek yerine sırtını döndü ve yalnızca bir kez girmiş olduğu evde yolu hatırlamak yerine yaşantıya işaret eden kısık sese doğru yürümeye başladı. Bir yandan karanlığı bu denli sorun etmemelerini kendi içinde eleştirirken bir yandan da söyleniyordu.

"İçki yok, anlıyor musun? Sigara yok. Gece hayatı, stres, sağlıksız yiyecekler yasak. Özetle, eski hayatını unut."

"Ne yapmam gerektiğini biliyorum, tamam mı? Çevremde overdose olup hayatını sürdüren çok kişi var."

Yalan değildi; Jungkook'un istemsizce oluşturduğu geniş bir çevresi vardı ve neredeyse tamamı tekinsiz insanlardan oluşuyordu. Dürüst olmak gerekirse sorun yarış dünyasında değil, üyesi olduğu oluşumdan kaynaklanıyordu. İçerisinde bulunduğu toplulukta hem izleyicilerin, hem de yöneticilerin odağı yaptıkları spordan ziyade önayak olduğu kumar alemiydi. Elbette bunun yanında ortamın elverişliliğinden nasibini almayı başarabilen madde satıcıları ve bağımlıları da vardı.

barbie || kookminWhere stories live. Discover now