Bölüm 4 "Boşuna"

14K 844 85
                                    

Selim sabrının daha fazla beklemeyi kaldıramayacağını anladığında kapıyı son kez çaldı ve kapıda büyük ve süslü yazıyla "Gelin Odası!" yazan odaya girdi. Şiddetle açılan kapı duvara çarparken Selim simsiyah gözlerini tüm odada gezdirdi. Gözleri havalanan beyaz, uçları işli perdeyi ve açık olan balkon kapısını bulunca gözleri öfkeden daha da koyulaştı. Asel'in bunu göze alamayacağını düşünüp odadaki banyoya baktı. Banyo da boştu. Sessizlik Selim'in kulağına sinir bozucu bir kahkaha gibi geliyordu. Hızlıca odadan çıktı ve koridorda kendi babasıyla konuşan Asel'in babası Hakan Bey'in yanına gitti. Eli isteyerek veya istemeden silahını bulmuştu. Kimi vuracaktı? Ortada bir suçlu var mıydı? Suçlu zaten kimsenin ruhu duymadan kaçmıştı!

"Asel yok!"

Sesi adeta bir kükremeyi andırırken Hakan Bey de direk Selim'e dönmüştü.

"Ne demek yok?"

"Oda bomboş ve balkon kapısı açık. "

Babası Ali Bey de kaşlarını çatarak Selim'e baktı. Hakan Bey bir iki işaretle koridorda dolanan adamları toplarken Selim sinirle elini saçlarının arasına daldırdı.

"Asel ortalıkta yok hemen bulun onu! Çok uzaklaşmış olamaz."

Hakan Bey'in buyruğunun ardından adamlar etrafa yayılırken bazıları dışarıdakilere bilgi veriyordu. Selim sinirle tekmeyi rastgele duvara savurduktan sonra tekrar çıktığı odaya döndü ve açık balkon kapısından dışarıya çıktı. Adımları gittikçe hızlanırken arka kapıdan bahçeye çıktı ve gözleri etrafı taradı. Gözleri keskindi fakat keskin olmasa bile gelinlikle ortada dolanan birisinin fark edilmemesi de aptallıktan başka bir şey değildi. Dört yol ağzına geldiğinde rastgele bir yolu tuttu ve beyaz Bmw'nin önünden geçerken kendi boylarında bir çocuğa çarptı. Küfür mırıldanırken karşısındaki adam belirgin mavi gözlerini kıstı ancak Selim buna bile dikkat etmeden arabanın yanından geçip yolu tuttu. Normal bir zaman olsa şu an kavga ediyor olurdu.

Saat sabahı gösterirken iki aile de büyük salonda oturmuş düşünüyordu. Asel'in tüm arkadaşlarıyla konuşulmuş, evleri aranmış, gözde mekanlara bakılmıştı. Hiçbir yerde, değil Asel'e ondan bir ize bile rastlanamamıştı. Artık çıkan rezilliğe bile aldırmıyorlar saat ilerledikçe içlerindeki öfke yerini endişeye bırakıyordu. Herkes diken üstünde gelecek küçük bir not veya telefon bekliyordu. Artık kaçmasından çok kaçırıldığını düşünmeye başlamışlardı. En sonunda Hakan Bey dilini yaksa da ağzından cümleyi çıkarıverdi.

"Belki de kaçırılmıştır."

Herkesin kafasında ki düşünce dile gelince onaylayıcı sesler çıkmaya başladı. Bunu yapacak liste uzundu. Bulundukları iş belliydi ve iki ailenin de oldukça düşmanı vardı. Hatta dosttan çok düşman... Adamlar cümlenin altında yatan emri aldıktan sonra hareketlenmeye başladı. Dostlardan yardım alma zamanıydı.

"Eğer öyleyse kaçıranın münasip bir yerine silahı monte etmekten geri kalmayacağım!"

Kelimeler Selim'in ağzından tükürürcesine çıktı. Duruşu da ses tonu kadar kendinden emindi. Ancak içten içe kaçırılma ihtimali, kendisinin kaçmasından daha iyi geliyordu. Yoksa bunca adamın olduğu yerde üstelik kendisiyle evlenmek yerine kaçmış olması egosunu zedeleyecekti. 

ღღღღღღღღღღღღღღღღღღღღ


"Ah belim, ay kolum of of boynum. Ölüyorummmm..."

Elimi önce belime sonra koluma en sonunda boynuma koyarken hemen yere çöküverdim. Güzel göz tek kaşını kaldırıp bana bakıyorken ağzımdaki koca esnemeyle ona döndüm. Yüzünü buruşturunca sırıttım. Bıkkınlıkla göz devirip koltuğa yaslandı.

KAÇIK GELİN (Devam ediyor)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz