4.8

1.4K 64 41
                                    

İşte o aylardır ( 3 ay ) hayalini kurduğum gün... İsteme günü.
Her şeyin bu kadar çabuk gelişmesi çok güzel hissettirirken bir yandan da düşündürmüyor değildi hani... Ya da ben sadece düşünceleriyle en güzel gününü mahvetmeye çalışan bir maldım.

İkincisi olduğun konusunda hemfikir olmayan varsa bileğimi keserim Nurhayatcım...

Seniha moralimi çok bozardı ama bugün onun kadar moralimi bozmakta usta olan bir kişi daha vardı bu kişi tabiki arizona kertenkelelerini kıskandıracak bir varlık olan zekânın zekatı bile olamayacak kardeşim Zekiydi.

" Anne şimdi Hanife teyzeler gelip biz bunu alacaz kimseye vermeyin sakın diye kapora verip ablamı ayırtmaya mı geliyorlar ?" diye ayak altında dolaştığı yetmiyor gibi mal bir soru iletmisti.

Annem kahkaha atmak üzereyken gözlerimdeki alevi görüp yalandan öksürüp elindeki iş olan kanepeleri düzenlenme işine geri döndü. Bende alev saçan gözlerimi asıl hedefim olan kişiye çevirmeyi ihmal etmedim.

" Zeki saçma sapan konuşup seni öldürmem konusunda beni zorlama zira ben Gökay'ımla evlenme konusunda baya kararlıyım katil olamam anladın mı beni ? " dedim uyarır bir ses tonuyla.

" Abla bugünü sakarlığınla mahvedecekmissin gibi geliyor nedense. Hem çok mantıklı bir soru sordum bence. Resmen yüzük kolye falan filan takıp seni biz sonra gelip alırız der gibi ayırtacaklar lakin korkarım ki o zaman gelene kadar almaktan vazgeçecekler gibi... Hayır o bir şey değil de Hanife teyzeyle akrabalık bitecek e doğal olarak o güzel yemekleriyle de... Allah'ım düşünmek bile istemiyorum kâbus resmen. "

Sinirle derin bir nefes soludum.

" Anne şu oğluna bir şey diyor musun yoksa ben saçımı başımı yapıp hazırlanmis olmama bakmadan üzerine atlayayim mi ? "

Annem anlayışla kafasını salladı.

" Oğlum uğraşmasana ablanla hem heyecanlı zaten görmüyor musun hadi sen git üstüne daha doğru düzgün bir şeyler giy tamam mı annem hadi yavrum. "

Orangutan kardeşim oturmaktan eskittiği koltuktan kalkıp kapının oraya kadar yürüdükten sonra anneme döndü.

" Anne ya ablamı kakalamak ay şey yani nişanlamak için bu kadar abartı fazla değil mi takım elbise çıkarmışsın bana resmen ya!? "

Elimdeki yastığı direkt hiç sektirmeden kafasına atarken kardeşim yastığı tutup geri bana fırlattı. Annem kaşlarını çatmış bir şekilde bize bakarken üstüm kırışmış mı diye anında ayağa kalkıp beş bininci kez kıyafetimi düzelttim.

" Ablanın en mutlu günü diyorum bugün Zeki mizmizlik yapıp durma hadi bakalım ne diyorsam o marş marş. "

Kardeşim mağarasına doğru giderken sanki nerede olduğunu bilmiyormusum gibi telaşla anneme dönüp sordum.

" Anne babam nerde ya !? "

" Kızım dayısını getirecek ya hani ailemizin büyüğü diye. "

" Ama hala gelmediler geç mi kalacaklar yoksa ay beni isteyemeyecekler mi vermeyecek misiniz Gökay'ıma anne. Verin anne verin lütfen lütfen. "

Annem sen nasıl bir şey oldun mal bakışlarını atarken cevap verdi.

" Sen kafayı sıyırdın iyice he milleti de korkutacaksın böyle kaçıracaksın insanları."

Dünyaevine girmeden tımarhaneye gireceksin Nuro az sakin tamam evleneceksin sakin...

Hepsi heyecandan kardeşlerim yoksa biliyorsunuz ki ben hiç bu kadar kafayı yemiş bir sekilde Gökay'a aşık ve takıntılı değilim. Hepiniz biliyorsunuz değil mi ?
Onaylayın beni !

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 29, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HOCANIN OĞLU | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin