kabullen

587 40 4
                                    


Selaam uzun bölümle karşınızdayımm.
İyi okumalar.

*-*

Yarışın üstünden günler geçmişti. Lider olmuştum, kendimce. Ömer bunu kabullenmiyordu ama saçma anlaşmamı kabul etmişti ve kabullenmeye mecburdu. Şimdi ise Gülben'in ısrarıyla sahile gidecektik. Ömer, Mert, Gülben ve ben. Garip ama neyse.

Ne kadar karşı olsam da sahile gideceğimiz için kot şort giymiştim, üstüme ise beyaz crop. Biliyorum klasik kız tarzı fakat bir günde klasik olmak istemiştim. Kaskımı ve anahtarımı alıp ayaklabılarımı giydim ve motorumun yanına, garaja gittim. Motoruma atlayıp hemen yola çıktım. Sözde Gülben'i ben alıcaktım fakat dönüşte işler farklı olacaktı, bu kötüydü. Umarım Gülben istemediğim şeyler yaptırmaz. Gülben'in evine gelmiştim sonunda, o da kapıda kalmış gibi stresle beni bekliyordu.

"Biraz relax kızım." dedim dalga geçermişcesine. "Hadi hadi gazla hemen." o arkama binerken ona ters bie bakış attım "konum?"

"Sahile sür direkt sen."

Dudağımı sen bilirsin dermişcesine büzdüm. "Tamam"

Sahile geldiğimizde motoru müsait bir yere park ettim. Motordan ilk Gülben sonra ben indim. Kasklarımı ne olur ne olmaz diye yanımıza aldık ve yürümeye başladık.

Gülben'in telefonu çaldığında ona baktım. Arayan kişiye gözlerim kaydı. Tamam bilerek bakmışta olabilirim. Mert arıyordu, açıp konuşmaya başladı.

"Alo? Biz geldik. Tamam nerdesiniz?" derken arkamızdan bağıran sesle geriye doğru sıçradık.

"Bööö!" Mert'e ters ters baktım. Ömer ise çok eğlenmiş görünüyordu. Gözleri üstümdeydi. Benim tersime siyah gömlek siyah pantolon giymişti, siyah gözlüğüyle tam bir iş adamı havası veriyordu. Bir de gel içine bak sen onun. Ne bu resmiyet havası?

Ona da ters ters bakım Gülben'e döndüm. O da ikisine ters ters bakıyordu. Bizden de başka hareket beklenmez zaten. Kendi içime göz devirdim ve Gülben'in kolundan tutup yürütmeye başladım. Bir kaç adım atıp Mertgile doğru döndüm, arkamızdan bize bakarak geliyorlardı. Mert aramıza girip Gülben'i omuzlarından tutarak yanına aldı. Ben bakıp kaldım fakat Gülben gayet halinden memnundu. Ömer'de benim yanıma gelip "selam ortak, naber?" dedi. "Vaay demek kabullendin. Güzel."

"Neyi? Benim birşeyi kabullendiğim yok. Sen sevin diye böyle yapıyorum. Hevesin kırılmasın."

"Gıcıkmısın sen?"

"Aşık mısın sen?"

"Ne alaka be?". Cevap vermedi ve önüne bakarak yürümeye devam etti. Hava çok sıcaktı, yavaş yavaş terlemeye başlıyorduk bu yüzden kenarıya yapılmış çeşmelerin yanına geldik. Ömer pis pis gülüyordu. Anlamadım ama aldırmadımda. Çeşmeden elimizi yüzümüzü yıkamaya başladık. Mert bana bakarak "biri su alıp gelse olur mu?" dedi. Yüzü çok masum duruyordu şuan. "Ben alıp gelirim." dedim ve büfeye yürümeye başladım. Onlar çeşmenin yanında otururken ben dolaptan üç su alıp ödemeye koyuldum. Suların parasını ödedikten sonra bağırış duydum. Aceleyle baktığımda ise Mert, Gülben'e çeşmeden su fırlatıyordu. Ömer'e bakma zahmetine girmeden koştum ve elimdeki suların ikisini yere koyup birisini actım ve Mert'i ıslatmays başladım. Mert bağırarak kaçmaya çalışıyordu. Çeşmenin aksine bu su çok soğuktu. "Tamam! Tamam Açelya yapmicaaaam tamam!" Ona kahkaha atarken su elimden kaydı. Nasıl oldu bilmiyorum ama su yere düşerken yarısı Ömer'in üstüne geldi. Ömer suyun etkisiyle şok olmuş öne doğru eğilmiş üstünü tutuyordu. Bende ona şok olmuş şekilde bakarken bir anda kafasını kaldırdı ve bana doğru gelmeye başladı. Gülben boşalmış şişeyi alıp çeşmeden su doldurmaya çalışıyordu. Ben ise üzerime gelen ayıdan kaçmaya başlamıştım.

motorlu serseriWhere stories live. Discover now