you can't cry anymore

117 13 10
                                    

Son günlerde olduğu gibi yine yağmur yağıyordu. Bu hayatta en çok sevdiğim şey yağmur olabilirdi.

Ben daha çok küçükken nedense hep ağlamak istediğimde ama ağlayamadığımda yağmur yağardı. Ve ben yağmurun benim yerime, benim için ağlıyor diye düşünürdüm. Belki de beni bırakmayan tek şey olduğu için kurtarıcı olarak görüyordum.

Şimdi ise yağmur ben mezarlıkta bir mezarda dikilirken yağıyordu. Son birkaç günde hep bu mezarı ziyarete geliyordum. Ve yine yağmur benim yerime ağlıyordu. Ağlamayı çok isterdim ama söz vermiştim. O şuan ölüde olsa ona ölmeden önce söz vermiştim.

Sözüm var sana Fukuzawa.

Öleceğini anladın mı. Bana ölmeden bir saat önce ben ölürsem ağlama demiştin. Niye sana söz verdim ki. İkinizde savaşmıyacaktınız. İkinizde öldünüz.

Gözüm Fukuzawa'nın yanındaki mezara kaydı. Mori'nin mezarı hemen Fukuzawa'nın yanındaydı. Dün eskiden birbirlerine verdikleri bir söz yüzünden mezarlarının yan yana olduğunu öğrenmiştim. Sanki birbirlerinin sonu olacaklarını biliyormuş gibi.

Hatta belki de en başından beri biliyorlardı.

Fukuzawa ve Mori en son Yosano hakkında tartışıyorlardı. İkiside Yosano'yu kendi safına almak istiyorlardı. Biri Yosano'nun iyiliği için isterken diğeri sadece kendi çıkarları için istiyordu.

Sonunda ikiside öldü. Kim eski yakın arkadaşların birbirlerinin sonu olacağını düşünürdü ki.

Fukuzawa ölmeden önce bütün varlığını üstüme yaptırmıştı o yüzden kurmayı planladığı ajans binası ve birikimleri bana kalmıştı. Onun hayalini gerçekleştirip ajansı ben kurucaktım.

İşlere çoktan başlamıştım. İş yapmaktan ne kadar nefret etsem de şu süreç içinde Fukuzawa için bunları yapacaktım.

Şimdilik en büyük sorun başkanın kim olacağıydı. Ben başkan olamazdım çünkü başkan olamayacak kadar sorumsuz biriydim ve dünyanın en iyi dedektifi başkan olamazdı. Zaten şu anlık çok az üye vardı. Yosano, ben ve Kunikida.

Yosano eskiden savaşta gaddarca kullanılmışken, Kunikida bir öğretmendi. Burda gözden geçirirsek en iyisi Kunikida olucak gibiydi ama ilk önce biraz daha üye bulmam lazımdı. Ve buda iş demekti.

"Senin yanında iş düşündüğüm için üzgünüm Fukuzawa ama kendin yapman gereken işleri bana yıkmışsın o yüzden bunları halledene kadar mezarına gelemeyebilirim. Ama en azından birkaç üye düşünmüşsün onların dosyalarına ulaştım. Sen seçtiysen güvenilir olurlar diye düşünüyorum. Bugün onları ziyaret edicem. Şimdilik görüşürüz. Ah.. bide gitmeden bana aldığın abur cuburlar için teşekkür ederim. Ama onları artık yiyebilir miyim bilmiyorum. Görüşürüz Fukuzawa."

Bir süre daha mezara bakmaya devam ettim ta ki telefonum çalana kadar.

"Merhaba Kunikida yeni üyelerle görüşme ayarlayabildin mi?"

"Ayarladım bir saate ofisinizde olurlar."

"Mükemmel. Bide dışarı çıkıp bana şeker alır mısın?"

"Evet alırım ama zaten şeker vardı ofiste."

"O şekerleri yetimhaneye bağışla onları yemiycem."

"Tamamdır. Bide sizi almaya geliyim mi?"

"Evet çok iyi olur."

"Beş dakikaya ordayım."

-------------••••••••------------

Ajans'a girmiştik ve kapıda bekleyen üç kişi vardı. Onlara biraz daha beklemelerini söyleyerek ajansa girdim.

Dead ChildsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin