0.5

367 26 11
                                    

Yazarın ağzından;
EVEEEETTTTTTT kimsenin beklemediği dram geldi. Biraz ağlamaktan bı zarar gelmez. Keyifli okumalar!
______________________________________
.Minho neden bara gittiğini bilmiyordu. Belki bı nedeni vardı. Yada sadece eğlence içindi. Geçmişin bıraktığı yaraları tekrar kanatmayı sevmezdi Minho. Fakat bu gece yaralarının tamamının kanamasını ve ölene dek silinmesini istiyordu.

Tekrar beyaz bir sayfa açmak. Abisine Jeonginlerde kalacağını söyledi. Buda bir yalandı. Ve yıllar önce babası tarafından canice öldürülülen annesinin şu sözünü hatırladı "Bazen yalanlara ihtiyaç duyarız" bunu annesinin babasından şiddet gördüğünü neden ona söylemediğini sorduğunda almıştı bu cevabıNeden farketmemişti?.

Annesinin güzel bedenindeki morlukların gün geçtikçe çoğalmasını. Bileklerinde ki sigara izlerinin artmasını. Her sabah daha uzun süre yüzündeki yaraları kapatmaya çalıştığını. Neden?...

Abisi ile çok zor bir çocukluk geçirmişti Minho. Bu zorlu yolda defalarca geri dönmek istedi.Ama Jisung bunlara izin vermiyordu. Her akşam odaların kenarlarında sessizce ağlayan iki kardeşti onlar.

Minho babasının her zaman soğuk bir adam olduğunu düşünürdü. Her akşam eşiyle kavga ederdi. Jisung ise Minho ağlamasın diye onu susturmaya çalışırdı.

Bu kavgaların sonu hep annesinin vücudun daki morluklara biterdi. Fakat o akşam öyle olmadi. Yine kavga ediyorlardı. Babası mutfaktan bir bıçak aldı. Minho bunun sadece korkutma amacıyla olduğunu düşündü. Fakat sadece 46 saniye sonra annesinin ağlama sesleri ve babasının bagirma sesleri kesildi.

Babası bıçağı ile birlikte o gün ortadan kayboldu. Minho kavganın bittiğini düşündü ve annesinin odasına doğru ilerledi. Yine ona sarılıp sevgi öpücükleri vericegini düşünüyordu. Evet kavga bitmişti, ve bidaha başlamicakti çünkü onun kavga edecek ne annesi nede babası vardı.

Minho annesinin odasına gittiğinde boğazı kesilmiş karnından 14 kere bıçaklanmış annesini yerde yatarken görmüştü. Minho annesinin elinden son kez tutmuştu o gün. Yerde yatan cesedin elinden tutup yanına oturdu.

"Annecim hadi uyan", "Anne lütfen uyanirmisin", "Anne şakaysa gerçekten komik değil" , "Hadi gel şarkımızı soyliyelim.", Annesinin şaka yaptığını düşünüyordu Minho. Annesinin elini daha sıkı tuttu ve annesi ile her gün söylediği şarkıyı söylemeye başladı. "Bir gün, Bir gün bir çocuk, evede gelmiş kimse yok, açmış bakmış dolabı, şekerde sanmış ilacı, yemiş yemiş..." Minho annesinin ona eşlik edeceğini düşünüyordu. Jisung her şeyin farkına varmıştı... ve yan odadan sesi titreyerek Minho'ya eşlik etmişti...

Minho bunları düşünmek istemedi. Bara girdi. Bı bardak içki alıp bir masaya gitti. Fakat sadece bı bardakla kalmamıştı. en son bardan atılınca dışarı çıktı. Elindeki yarım kalan şişeyi yere attı. Ve bir cam parçasını alıp bileklerine çizik atmaya başladı. çizik, çizik,çizik ve çizik... Bileğindeki kanlar eline bulaştı. Dengede duramıyordu. Kaldırıma oturdu, bacaklarını karnına çekerek kafasını gövdesi ile bacaklarınin bıraktığı boş yere gömdü. Ve ağlamaya başladı. Bu herkesin bildiği bir ağlama değildi. Bı nedeni yoktu. İçini rahatlatmak içindi. Her zaman yaptığı gibi bu sefer hıçkırıklarında boğularak değil hıçkırıklarını etrafa saçarak ağlamayı tercih etti. Chan yürüyüşe çıkmıştı. Normalde kaldırımda ağlayan birini görünce kaldırım değiştirirdi. Ama bu kişiyi tanıyor gibiydi. Chan yürüdükçe bu kişiyi dahada tanıyordu. Ve en sonunda bu kişinin Minho olduğunu anladı.

Chan;
-Minho!

Koşarak Minho'nun yanına gitti. Minho'nun ellerini tuttu. Eline bulaşan kanı görünce cinnet geçirmek üzereydi.

Red Lights | MinChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin