Bana neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Uyandığımda ise bir korsan gemisinde olduğumu anlamıştım. Bir korsan gemisi nasıl bu kadar gelişmiş olabilir merak ediyordum ama önce odadan çıkıp neler olduğunu öğrenmeliydim.
Kapıyı açtığımda gemide koşturan birkaç kişi vardı. Neler olduğunu merak ediyordum ama öncelikle bir şeyler yemeliydim. Ne zamandır uyuduğumu bilmiyorum ama ölmek üzere olduğumdan adım kadar emindim.
Mutfağa girdiğimde sarışın uzun boylu birini gördüm. Muhtemelen tayfanın aşçısıydı. Bu yüzden yanına gittim. Beni görür görmez gözlerinden kalpler çıktı. Tuhaf bir aşçıymış, dikkatimi çekmedi değil açıkçası.
-Şey merhaba. Bana neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama çok açım. Biraz yemek alsam sorun olur mu?
-Hayır sorun değil. Hemen hazırlıyorum. İstersen masaya oturabilirsin.
-Adınız nedir?
-Adım Sanji. Bu tayfanın aşçısıyım ama bana prensim diyebilirsin.
Ürkütücü bir şekilde ona bakmaya başladım. Anlamış olacak ki hemen konuyu değiştirdi.
-Senin adın nedir?
-Emma.
-Tamam Emma-san bunu seveceğine eminim.
Önüme gelen yemeğe hayretle bakıyordum.
-Yemeğe bakmadan tadını aldım resmen. Teşekkür ederim.
-Önemli değil Emma-swann.
Yemek bitince bulaşıkları yıkayıp mutfaktan çıktım. Kaptanın hasır şapka olduğunu biliyordum bu yüzden onun yanına gittim. Uzatmadan sordum.
-Ben neden buradayım ve bana neler oldu?
-Ormanda sana saldırıyorlardı. Sonra durduk yere bayıldın ardından ne olduğunu anlamak için yanına geldik ama bizi görünce arkalarına bakmadan kaçtılar. Aşırı derecede ateşin çıkmıştı bu yüzden Chopper seni tedavi etti. Birkaç gündür uyuyordun iyi olmana sevindim.
-Benimle ilgilendiğiniz için teşekkür ederim ama gidecek veya dönecek bir yerim yok. Sizinle beraber dövüşebilirim. Merak etmeyin size yük olmam lütfen tayfana katılmama izin ver.
Otuz iki diş sırıttıktan sonra tayfaya katılmama izin verdi. Tüm tayfayla tanışmıştım. Bir sonraki adaya az kalmıştı. Hazır işim yokken ihtiyaç listesi hazırladım.
...
Nami hepimizi gruplara ayırmaya başladı. Muhtemelen Sanji ona musallat olmasın diye ben ve Sanji'yi beraber yollamıştı.
-Benim elbise ve resim malzemeleri almam gerek önce hangisini alalım?
-Önce seninkileri alalım tabi ki Emma-swann.
Bunu demesiyle sırıttım çünkü mükemmel bir planım vardı.
Kyafet alacağımız mağazaya ulaşmıştık. Ben genelde takım elbise veya eşofman giyerdim. Önce almam gerekenleri aldım. Ardından Sanji'ye döndüm.
-Sanji bahse girelim mi?
-Ne bahsi Emma-san?
Yan tarafta bulunan internet kafeyi gösterdim.
-Oraya gideceğiz ve rastgele bir oyun açacağız kaybedersen bana en sevdiğim tatlıyı yapacaksın ama kazanırsan...
-Kazanırsam?
Hafifçe sırıttım ve arkamda bulunan hizmetçi kostümünü gösterdim.
-Bu kostümü alır ve tüm gün giyerim.
Gözlerinden kalpler çıkması kabul ettiğini gösteriyordu. Hangi oyun olursa olsun kaybedecektim. Bu çocuk ilgimi çekmişti ve planım takır takır işliyordu.
Dediğim gibi bilerek kaybetmiştim. Eğer ciddi oynasaydım hiç şansı olmazdı zaten. Hemen yan mağazadan kostümü aldım. Sonra kalan alışverişi tamamlayıp gemiye geri döndük.
Evet hazır kimse ortada yokken kapıyı kilitledim planım bozulmamalı ne de olsa...
Tuvalimi alıp oturdum. Sanji'ye arkadan sarıldığım bir poz çizdim. Çizmem uzun sürmüştü ama değmişti. Etrafta bulunan malzemeleri temizleyip kostümü giyindim. Ardından mutfağa gidip Sanji'nin arkasına resmi yerleştirdim. Yemek yapan Sanji sanırım gürültüden beni farketmemişti.
Vakit kaybetmeden arkadan ona sarıldım. Gözlerinden kalpler çıkıyordu ama kendini dizginliyordu.
-Sanji.
-Efendim Emma-san.
-Arkanda ne var?
-Sen varsın Emma-san.
-Benim arkamda ne var?
Hafifçe arkaya döndü. Çizdiğim resmi görünce ağzındaki sigara yerle buluşmuştu. Bana şaşkınlıkla bakmaya devam ederken fırsattan istifade onu öpmüştüm. Ardından ona sarılmaya devam ettim. O da bana sarılıyordu.
-Seni seviyorum.
-Sevgini boşa çıkarmayacağıma emin olabilirsin.
(yazım veya noktalama hatam varsa affedin lütfen.)
