Yaz Tatili

74 3 0
                                    

Valizimi odamdan çıkarıp salona geçerken kaçıncı kez 'Ceyda' diye bağırdığımı hatırlamıyorum. Ceyda elinde valizle gelirken "Geldim ya patlama," dedi.

"Alt tarafı bir haftalık tatile gidiyoruz Ceyda," dedim. Ceyda güldü ve "Olsun olsun. Ne ihtiyacımız olur belli olmaz. Bu ailesiz tek başımıza çıkacağımız ilk tatilimiz," dedi heyecanla. İkimiz beraber çığlık atarak garip dans hareketleri yaparken gülüyorduk. Gerçekten de kendi sorumluluğumuzda çıktığımız ilk tatil denebilirdi. Daha önce 12. sınıfta kış için Uludağ'a gitmiştik ailelerimizle. Sonra da onlar gidince biz gençler tatilin tadını çıkarmıştık. Bunun dışında birkaç küçük yolculuğumuz vardı o kadar.

Heyecanımız bundandı yani.

Ceyda "Filiz ablalar ne zaman gelecek?" diye sordu. Omuz silktim ve "Birazdan burada oluruz diye mesaj atmıştı," dedim. Ceyda kafasını salladı ve aynanın karşısına geçip sarı saçlarını taramaya başladı.

"Meriç ve Yağız'ın tatilin ilk günü olmayacak olmaları çok can sıkıcı değil mi?" diye sordum. Ceyda ofladı ve "Evet evet. Yapacak bir şey yok ama," dedi. Meriç ve Yağız bu gece yola çıkıp kalacağımız yere geleceklerdi. Çünkü şirket için birkaç önemli toplantıya girmeleri gerekiyordu. Aslında Melih'in de kalması gerekiyordu ama bir şekilde izin koparmıştı. Kocaman yeşil gözlerini bana dikip bir şey istese ben de hayır demezdim ya, neyse.

Zil çalarken hızla kapıya gittim ve açtım. Ablam ve Melih içeri girerken "Nerede kaldınız ya patladık?" diye söylendim. Ablam göz devirip bana sarılırken "İstanbul trafiğinden haberin yokmuş gibi konuşma," dedi. Ondan ayrılıp Melih'e sarıldım ve "Naber enişte?" dedim. Melih, enişte dememe güldü ve "İyidir baldız, sen?" diye sordu.

Sırıttım ve "Fena değil şekerim," dedim. Ceyda içeriden saçını taramayı bırakıp geldi. Hepimiz ayaküstü sohbet ederken ablam "Hadi hadi çıkalım," dedi. Kafamı salladım ve valizle çantamı aldım. Telefonumu, kulaklığımı ve gereken eşyalarımı kontrol ettikten sonra ayakkabılarımı giydim. Evden çıkıp aşağı inerken Melih, bizim valizlerimizi taşımamıza yardım etti. Malum bizim apartmanda asansör yoktu. Gerçi bu benim işime geliyordu.

Melih'in arabasına eşyalarımızı koyup yola koyulduk. Üniversitelerimiz kapanmış yaz tatili gelmişti sonunda. Herhangi bir dersten büte kalmadığım için aşırı mutluydum.

Bizimkilerle birlikte yaz tatili planlaması yapmıştık. Kısa ama güzel bir tatil ayarladık. Mert, Gece, Mehmet ve Anka bir arabada; ben, Ceyda, ablam ve Melih bir arabada gidiyorduk. Mete ve Gizem de Meriç ve Yağız gibi bu gece yola çıkacaklardı. Resmen sürü gibi tatile gidiyorduk.

Arka koltukta Ceyda ile laflarken ablam "Hayret, bu sefer Meriç olmadığı için ağlamıyorsun," dedi. Gözlerimi devirdim. Meriç, babası yüzünden yurtdışına gitmek zorunda kaldığında ondan uzak kalmak bana iyi gelmemişti. Tatile gitsek bile onu özlemiştim ve bir süre sonra sürekli ağlamaya başlamıştım. Ondan bahsediyordu. Kötü anılarım aklıma gelince yüzümü buruşturdum.

"Sadece bir gün."

Melih "Aslında bunu sana söylemeyecektik ama Meriç tatilin son günü gelecek. Gelmezsin diye yalan söylemek zorunda kaldık," dedi. Şokla gözlerimi iriltip telefonu elime aldım.
Meriç'i arayacağım sırada Melih gülerek "Dur Melis! Sadece şakaydı. Ciddiye almazsın sanmıştım," dedi. Telefonu bırakıp "Çok kötüsün Melih," dedim. Bu nasıl şaka ya? Mizah seviyesini benim gibi geliştirmesi gerekiyordu kesinlikle.

"Melih ne ya? Ağabey diyeceksin."

Ablamın dediğini umursamayıp Ceyda'yla konuşmaya devam ettim. Bodrum'a giriş yaptığımızda hâlâ mola vermemiştik ve hava çok sıcaktı. Mertler'in çoktan vardığını öğrenmiştim. Melih'i gazlayıp biz de hemen varalım derken neredeyse kaza yapıyorduk ama Allah'tan bir şey olmamıştı. Ablam ve Ceyda bana kötü kötü bakarken masumca gülümsedim.

Veliaht (Özel Bölümler)Where stories live. Discover now