MİNİĞİM (gxg)

1.6

Düzenli bölüm atamadığımın farkındayım ama emin olun aklıma nasıl bölüm yazacağım gelmiyor bir giriyorum ekranla bakışıp geri çıkıyorum bazen aklıma geldikçe girip yazıyorum anca o yüzden bekliyorsunuz bu kadar özür dilerim yine de. Ama olsun sizler için sürpsizli bir bölümle geldiimm.

(Multimedya Melis'in Elbisesi)

Neyse öhm sizi sıkmadan bölüme geçelim keyifli okumalar 🤍

-

Melisten..

Başım çatlar bir vaziyette yattığım yerden doğruldum ve biraz gerindim. Karşıya baktığımda balın iki büklüm tekli koltuklardan birinde uyuyordu. Ne zaman bize geldiğini bile bilmiyordum. Onu görmek beni afallatsa da uyandırmamaya özen göstererek kalktım ve bu kattaki banyoya ilerledim. Evde toplamda dört tane banyo vardı. İki ebeveyn banyosu iki tane de normal tuvalet. Biri benim odamda, biri annemlerin odasında. Diğer ikisi de normal biri üst biri alt katta olucak şekilde tuvaletti.

Bu kattaki tuvalete gidip elimi yüzümü güzelce yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve günlük bakımımı yaptım. Banyoda işim tamamen bittiğinde mutfağa ilerledim ve balın'a küçük bir sürpriz yapmak istedim ama öncesinde çatlayan başım için bir ağrı kesici bulmam gerekiyordu. Mutfakta biraz bakınıp bulamadıktan sonra tam vazgeçmişken benim yaptığım koltuğun yanındaki sehpada bir küçük hap gördüm. Gidip ne olduğuna baktığımda ise ağrı kesici olduğunu -benim hep kullandığım olandan- ve yanında bir not buldum.

*Gece çok sarhoştun yatağına taşımak istedim ama çok tatlı uyuyordun. Ağrı kesiciyi buraya koyuyorum muhtemelen yarın ihtiyacın olacak*

Bunu okuduğumda yumuş yumuş olmuştum ve içimdeki balın'ı ısırma isteğini durdurmak için kendimle savaş veriyordum. Bu kız ne kadar da ince düşünceli bir kişiydi böyle. Allahım ne sevap işledim de balın gibi birisini karşıma çıkardın. Sehpadaki ağrı kesiciyi alıp dolaptan buz gibi bir soğuk suyla beraber içtim. Balın'ın babalarından biriyle tanıştığımızda bana laf arasında balın'ın en çok mantarlı omlet sevdiğini söylemişti. Bende madem seviyor diyerekçesinden ona yapmaya karar vermiştim.

Dolaptan iki tane mantar, yumurta, kaşar peyniri, birkaç diş sarımsak ve bir lavaş çıkartıp hepsini tezgaha dizdim. Mantarları güzelce yıkadıktan sonra bir tavada zeytinyağı ve az bişey sarımsakla beraber biraz kavurduktan sonra başka bir tavada omleti hazırlamaya başladım. Çırptığım yumurtaları tavaya döküp tam pişirmeden önce lavaşı üzenine koydum ve tersli düzlü yumurtaya bulayarak bir omlet hazırladım. Altını kapatmadan önce içine biraz kaşar peyniri koyup bir dakika kadar da onun erimesine müsade edip en son mantarları da koyup son dokunuşları yaparak bir tabağa koydum.

Balın tatlı şeylerden ziyade daha çok tuzlu veya acımsı şeyleri tercih ettiği için onun pankek yiyeceğini pek sanmıyordum bu yüzden sadece kendime yetecek kadar pankek hazırlayıp onları da bir tabağa dizdim ve süsledim. Son olarak da kahvaltıya iyi gideceğini düşündüğüm için biraz ıhlamur kaynatıp bardaklarımıza doldurdum. Tam balın'ın uykusunun ne kadar ağır olduğunu düşünürken arkamdan belime dolanan bir çift elle irkildim. Tanıdık koku burnuma dolduğunda ise kafamı nazikçe o yöne çevirdim ve balın'ın uykulu yüzüyle karşılaştım.

"Ellerine sağlık minik neden zahmet ettin?" Hafifçe kıkırdadım. "Sen dün o kadar kahrımı çekmişsin benim küçük bir teşekkür için." bu sefer de onun hafif kıkırtısını işittim. "Çok da bir kahrın olmadı eve getirdiğim gibi uyudun." Hiç öyle olduğunu düşünmüyordum açıkçası, bundan önce bir kere daha sarhoş olmuştum şans eseri videomu çekmişlerdi ve çok fena çenemin düştüğünü görmüştüm. O yüzden de bunun ufak bir beyaz yalan olduğuna emindim.