27

70 8 1
                                    

Madrigal - Geçme Artık Sokağımdan

...

Karşılaştığım yeşillere özlemle baktım. Oysaki iki gün olmuştu görüşmeyeli. Bu Yiğit'te şeytan tüyü vardı yahu!

Hâlâ hayvan gibi sırtıma vurduğu için bana doğru yeniden vurmak için hamle yaptığında geri çekildim.

"İyi misin? Ölüyordun az daha." Gülerek söylediği şeylere göz devirdim. Ölsem hoşuna gidecek manyak herifin! Sinirle koluna bir tane yapıştırdım.

Bir daha vurmaya yeltendiğimde kolumdan çekip bana sarıldı. Çok beklemediğim için yerimde kalakaldım. Birkaç saniye sonra belimi saran kolları gevşediğinde kollarımı boynuna sardım.

Sıkıca sarıldıktan sonra Atlas'ın sesiyle birlikte benden ayrıldı.

"Ateş Timi!"

Sesindeki özlemi anlamamak mümkün değildi. Ateş timi de en az onun kadar özlenmişti demek ki. Beni niye özlememişti bu adam?

Hepsi hazır ola geçerken üzerlerinde gezindi bakışlarım. Atlas onlara rahat emrini verip yanlarına gitti. Time çok uzak olmadığım için konuştuklarını duyabiliyordum.

"Yokluğumda herkesi bezdirmişsiniz."

"Kim dediyse yalan söylemiş komutanım!"

Demir bağırarak konuştuğunda gülmeden edemedim. Orada kalmak için gittiğim ilk gün de Demir cezalıydı, Atlas için.

Atlas gülerek hafifçe Demir'in omzuna vurup her biriyle konuşmaya başladı. Bende işini birkaç dakikadır bitiren hemşireye yöneldim.

Onlar özlem giderirken ben de küçük bir kızın karın kısmındaki kesikle ilgileniyordum. Mızmızlanan kıza bisküvi verip biraz daha sakinleşmesini bekledim.

İstediğim gibi dikkati dağılınca bende yaraya müdahale edebildim.

"Ahmet bir bakar mısın?"

Zaten bana çok uzak olmayan adam birkaç adım daha gelmişti.

"Efendim?"

"Bir paket daha bisküvi varsa verebilir misin?"

Küçük kız bisküvileri çok beğenmiş gibi görünüyordu. Bir paket daha olması iyi olurdu.

"Bende yok ama bulabilirim. İki dakika bekler misin?"

"Buradayım."

Ben onu beklerken o diğer taraftaki askerlerden birinin yanına doğru ilerledi. Bir şeyler konuştuktan sonra elindeki bisküvi paketiyle birlikte bana doğru gelmeye başladı.

"Bakıyorum da şimdiden arkadaş edinmişsin."

Yanımda birden beliren sesle irkildim.

"Evet iyi biri, bana yardımcı oluyor."

Baran bu dediğim hoşuna gitmemiş gibi göz devirdi. Bu tavrına anlam veremeyip ona sorgularcasına baktım.

"Yağızla nasıl aranız?"

"Aramız yok, onunla doğru düzgün konuşulmuyor bile!" Sitemle konuştuğumda küçük bir kâhkaha attı.

"Sana bağırdığı için pişman olmuş."

"Bağırmasaydı o zaman."

"Endişelendiğini söyledi. Kendine ettiği küfürleri duymalıydın."

Ruh Yangını Where stories live. Discover now