7. bölüm

76 10 13
                                    

Ben nixie bebegim💋

~sabah~

Jiminden

Sabah olmuştu. Ve telefonumun alarmına uyanmıştım. Telefon alarmımı bir şekilde telefona uzanıp kapattıktan sonra geri gözümü kapattım. Esneyip gözlerimi ovuşturduktan sonra üstümdeki ağırlığı hissettim. Yoonginin bir kolu ve bir ayağı bedenimi sarmıştı. Şoktaydım ve midemde kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordum. Heralde bilerek sarılmadı çünkü Yoongi benden hiç hazz etmezdi.

Sonra Yoongiyi uyandırmamaya dikkat edip tuvalette üstümü değiştirdim, ve mutfağa gidip birşeyler hazırlamaya çalıştım

~~~~
Aradan bir kaç gün geçer herşey normal sıradan devam ediyordur.
~~~~

~sabah~

Jiminden

Aradan kaç gün geçmişti evet, bazı günlerde bir bahane bulup Yoongiyle birlikte uyurdum, bazende annem ile Yoonginin babasının paylaştığı odada uyurdum.

Artık hisslerime hakim olamıyordum. Ona açılmak istiyordum. Bu geçen kaç günde artık ona aşık olduğumun farkına varmıştım. Bu hissimi geçicidir diye geçiştirip hep üstünü örtmeye çalıştım, fakat olmadı. Ona karşı olan hisslerim gün geçtikçe büyüyor ve ben bu hissleri örtüp kapayıp bir kenara atamıyordum. Aşıktım. Ondan delicesine hoşlanıyordum, peki ya o benden hoşlanıyormuydu?

Cevabının tabiki hayır olduğunu biliyorum ve bu kalbimin sıkışmasına neden oluyordu. Benden hiç hazz etmemesini umursamamak yerine artık buna üzülmeye başlamıştım. Beni sevsin istiyordum.

Tabii, bu geçen kaç günde ilk gün tanıştığımız gibi kedi köpek değildik, fakat yinede istediğim yakınlıkta değildik. Bu beni içten içe parçalıyordu. Ama kenardan ne zaman Yoongiyi izlediğimde hayat umrunda değilmiş gibiydi.

Onu izlerken kalbimin daha hızlı atmasını durduramaz hale geldi, o bir şaheserdi, kopyalanamaz veya tekrarlanamaz bir efsane. Güzelliğine vurulmuştum. Beni kendisine çekiyordu. Sanki mıknatıs gibiydi. Ona nefret ettiğim zamanlar bile çekici geliyordu. Onu ilk gördüğümden beri ona karşı ilgim çoğalmaya başlamıştı.

Bir şekilde açılmak istiyordum ama kahretsinki Yoonginin cevabı beni fazlasıyla korkutuyordu.

Ya benden iğrenirse?
Ya benden tiksinmeye başlarsa?
Ya bu durumdan rahatsız olmaya başlarsa?
Ya onun gözünde itici üvey kardeş bozuntusundan başka bir şey değilsem?
Ya gizliden bir sevdiği, bir sevgilisi varsa?
Ya ben onun için bir saçmalıktan başka bir anlam vermiyorsam?
Ya umrunda değilsem?
Ya annem bunu öğrendiğinde bana kızarsa?
Ya Yoonginin babası benden nefret etmeye başlarsa?

Ahh, bu sorular adeta beynimin tüm hücrelerini sikiyordu. Bu sorular beynimde meydana gelirken ve böyle bir sürü sorular yaranmaya devam ederken ben nasıl açıla bilirdimki?

Ah evet "bunu yapa bilirsin Jimin hayır cevabı alsan bile kaybedeceğin bir şey yok hayatına onsuzda devam ede bilirsin" diye bilirsiniz fakat kaybedeceğim büyük şey var. Tabiki annemdi. Bana herkes sapık gözüyle bakardı heralde. Fakat Yoongide beni sevseydi..

Tanrım o zaman dünyalar benim olurdu. Başka bir dileğim olmazdı. Yoongide beni kabul etseydi ailemiz üstümüze ne kadar gitsede artık bir yerde dururdular eminim. Çünkü bize karşı fazla gelemezdiler. Bize karşı. Ama biz yoktuk.

Öğleni geçmişti ve Yoongi her zamanki gibi Yeonjun denen arkadaşıyla telefondan konuşuyordu. Hep onla takılırdı zaten.

Bense boş boş televizyonun önünde gereksiz kanalları çevirerek vakit geçirmeye çalışıyordum. Ama artık bıkmıştım. Babamın ölümü, aklımı yiyip bitiren sorular, ona olan aşkım. Herşey üst üste gelmeye başlamıştı.

Kafa dağıtacak bir yer aramam lazım evet. Aklıma bir şey gelmiyordu. Yada geldi. Aslında 18 yaşımdan beri sadece üniversite arkadaşlarımla bir kaç kez içmiştim. Tadı pek güzel sayılmazdı doğrusu, fakat bazı şeyleri unutturmak için güzel geliyor.

Annemlerin odasına gidip üstümü değiştim, apar topar hızlıca evden çıktım. Hatırladığım kadarıyla Yoongi telefonuyla uğraşıyordu.

İlk çıktığımda biraz gezindim, temiz havanı ciğerlerime çektim. Ama bu içimdeki sıkıntıları, sorunları ve problemleri gidermiyordu. Unutturmuyordu. Buda kafamı duvara vurmak istememe neden oluyordu. Bende artık nereye gideceğimi biliyordum.

~~~~
~Akşam~

Yazardan

Jimin yudumladığı bir kaç bardaktan sonrasını hatırlamıyordu. Bazen bardaki çalan şarkı eşliğinde kafasını hareket ettirir, bazende her boşaldığında doldurttuğu bardağından yudum alıyordu. Sanırım bu onun düşünmek istemediği tüm problemlerinden kurtarmıştı.

Fakat saat geç oluyordu. Ve artık Yoongi istemsizce Jimini merak etmeye başlamıştı. "Neden merak etmek zorundayımki?" Sorusunu bir kaç kez kendisine sorsada cevap bulamamıştı. Jimini bir kaç kez aramasına rağmen Jimin açmamıştı. Çünkü Jiminin telefonu sessizde, Jiminin kendisi başka bir alemde.

Yoongi gerçekten merakına yenik düşmüştü. Merak ve ya Jimini kaybetme korkusu gibi birşeydi. Sonunda endişesini içinde tutamayıp bir arkadaşıyla paylaşmak istedi. Tabiki Yeonjun ile.

Yoongi Yeonjunu arar.

Yoongi:
Alo kanka Jimin gitti gideli kaç saat oldu ses yok kaç kez aradım cevapta vermiyor deliricem

Yeonjun:
Kanki sen baya aşıksın...

Yoongi:
Ya Yeonjun taşşak geçmenin sırası değil diyorum çocuk yok ortalıkta yok bide kaybolursa babamlar gelince ne diyeceğim ben

Yeonjun:
Biraz daha bekle o zaman yine gelmezse polisi felan ara

Yoongi:
Off peki saol kanka çok yardımcı oldun kapa

Yoongi kapatır.

Aradan bir kaç saat geçer.

Saat 22:38.

Yoongiden

Kahretsin, bu çocuk nerdeydi böyle. Delirmeme az kaldı cidden. Götüm tutuşuyordu endişeden.

Evin içinde durmadan ileri geri yürüyordum streslicesine. Ve bir kaç dakika sonra kapıdan bir insanın yere yıkılışı gibi bir ses geldi. Ses gelince ilk irkilmiştim. Sonrasında yavaşça kapıya yaklaşıp kapının deliğinden baktım. Kapıya yaslanmış boş boş mırıldanan Jimini gördüm. Hemen kapıyı açtım ve kapıya yaslanmış Jimini kucağıma alıp kanepeye uzattım. Gidip hızlı adımlarla kapıyı geri kitledikten sonra Jiminin yanına geldim.

Yoongi:
Jimin senin halin ne böyle?

Bittiki hadi birdahaki bolume kadar öpüyorum bisiktirolun💋 DUR LAN OY VERMEYİ UNUTMA SAKIN GELİR GOTUNU SİKERİM


Pardon cuma günü bölümü atmayı unutmuşum kusuruma bakmayınn

Steppuşt | YoonMinWhere stories live. Discover now