Bölüm 1

458 31 69
                                    

Almanya'ya taşınmayı çok istiyordum. Fakat bu şekilde değil. Annem ve babam ayrılınca annemle beraber kalmaya başladım. Annem bir süre atlatamadı. Hala da atlatamıyor. Bu yüzden her şeyi unutup yeni bir sayfa açması için Almanya'ya geldik. Burada kimseyi tanımıyordum. Almanya'ya gelmeden önce annem bir eve bakmıştı zaten. Yani gidecek bir evimiz vardı tabii. Eve yerleşmiştik.

"Evi sevdin mi tatlım?" Dedi çok düşünmeden

"Eski evimizi tercih ederim. Ama idare eder." dedim.

Çok geçmeden yemek yedik. Yemeğimi bitirir bitirmez odama çıktım. Pijamamı giyip yatağıma yattım. Çok geçmeden de uyuya kalmışım zaten.

————————————————————————————

Sabah olunca hemen dolabıma doğru ilerleyip elime geçen ilk kıyafetleri aldım.

Bu kıyafetlerimi giymiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu kıyafetlerimi giymiştim. Makyajımı yapmak için tuvalete ilerledim. Aynaya baktım. Kendimi güzel bulmuyordum. Daha doğrusu eski okulumdakiler hep güzel olduğumu söylerlerdi. İnanmıyorum. Hafif bir makyaj yapıp mutfağa indim.

"Günaydın anne."

"Günaydın tatlım. Kahvaltı hazır. Gel bir yemek ye."

"Yok, teşekkür ederim anne. Aç değilim zaten. Ben çıkıyorum görüşürüz!"

"Sem bilirsin. Görüşürüz tatlım!"

Evden çıktım ve okula doğru yürümeye başladım. Zaten kısa bir mesafeydi. 10 dakika sonra okuluma varmıştım. İlk sınıfım matematikti. Sabah sabah ne matematiği ya? İçimden söylene söylene sınıfıma gittim. Sınıfı bulmak uzun sürdüğünden geç kalmıştım. Kapıyı çalıp içeri girdim.

"Kusura bakmayın hocam. Geç kaldım. Sınıfı bulmak uzun sürdü de."

"Sorum değil. Bana Bayan Katy diyebilirsin. Sınıfa kendini tanıtmak ister misin?"

"Tabii... Ben Kayla. Türkiyeden geliyorum. Bu kadar..."

der demez boş bir sıraya oturdum. Çok utanmıştım. Baya saçma bir cümle kurmuştum. Aptal kafam işte...
————————————————————————————

Ders bittiğinde bir çocuk yanıma geldi. Sarı saçları vardı. Çok tatlı bir insana benziyordu.

"Merhaba, ben Gustav. Yeni geldin sen di mi?"

"Merhaba, Ben de Kayla ve evet yeni geldim maalesef."

"Maalesef mi? Neden ki? Almanya'yı sevmediğini söyleme."

"Yok yok! O değil. Sadece eski okulumu, arkadaşlarımı falan özledim. Yoksa burası zaten güzel."

"Anladım, boşver arkadaş olabiliriz. Söz veriyorum ki eski arkadaşlarının yokluğunu aratmam!"

Gülerek cevap verdim.

"Teşekkür ederim... Sıradaki sınıfıma götürebilir misin beni? Yine geç kalmak istemiyorum da."

"Tabii ki!"

Gustav'la beraber sıradaki sınıfıma gittik. Onun başka dersi olduğundan yanımdan ayrıldı. Ben de herhangi bir yere oturdum ve dersin başlamasını bekledim.
————————————————————————————
Ders başlamıştı. Kimse yanıma oturmadı. Şanssızım galiba. İçimden bu düşünceleri geçirirken sınıfın kapısı çaldı. İçeri uzun boylu bol pantolon ve bol bir tişört giyen çocuk ve saçları aniden bir kirpiye benzeyen siyah giyinen bir çocuk geldi. Bu düşünceme azcık sırıtmıştım. Bol pantolon giyen çocuk ben sırıtır sırıtmaz bana bakmaya başladı. Hemen yüzümü eski haline döndürdüm.

"Evet Tom ve Bill. Yine geç kaldınız. Bugünkü bahaneniz ne çocuklar?" demişti öğretmen. Tom ve Bill demek...

"Pardon, uyuya kalmışız da. Fark etmemişiz saati." dedi bol pantolon çocuk. ikisi de bir yere oturdu ve resmen sadece pantolondan oluşan çocuk yanıma oturmuştu. Kötü bir şey miydi iyi mi?

"Tom" dedi pantolon. Anlam verememiş gibi baktım ona.

"Adım Tom yani. Bunda anlamayacak ne var?"

"Kayla. Adım Kayla yani. Hani belki anlamazsın diye."

Tom, ufak bir kahkaha attı sessiz bir şekilde.

"Komik olduğun kadar güzel de olsaydın keşke."

"Nasıl?" dedim. Peki güzel değildim. Ama bunu yüzüme vurmaya da gerek yoktu. Hem de bu şekilde asla.

"Şaka şaka. Komik değilsin zaten."

"Keşke güzel olmasaydım da komik olsaydım. Bunu tercih ederim."

Tom sırıtmaya başladı.

"Güzellik erkekler için daha önemli. Komikliğe bakmıyoruz yani farkındasın değil mi?"

"Ben komikliğe bakıyorum ama."

"Sorun yok. Ben iki şekilde de kazanıyorum zaten."

Sessiz bir şekilde güldüm. Tom'la iyi arkadaş olabilir gibiydik.

"Off okul çok sıkıcı!" dedim. İçimden demeyi planlıyordum ama sesli demiş olabilirim...

"Bence de. Uyuya falan da kalmamıştım zaten. Uyanıp uyudum. Aman her neyse. İstersen bir sonraki derse girmeyelim. Kaçalım yani."

"Bak bu mükemmel olurdu ama... Sonraki günler. Okulda yeniyim ya bir tanıyım, geziyim, göreyim okulu."

"Keyfin bilir."
Konuşma bu şekilde bitti. Dersin sonuna kadar da konuşmadık.

————————————————————————————

Ders bitmişti. Sonunda!

"Tom"
Bana baktı.

"Beni acaba derse götürür müsün?"

"Tabii ki... Aynı dersimiz var gel gidelim."

"Tamamdır!"

Evet daha Tom'la yeni tanışmış olabilirim ama gerçekten onun yanındayken eğleniyordum. Gerçekten komik bir çocuktu. Hiç konuşmadan sınıfa doğru onu takip ettim. Birkaç kız bana öldüresiye baktığında ters bir şeyler olduğunu anladım.

"Tom, makyajım mı akmış? Yoksa saçım mı bozulmuş? Yoksa çirkinleşmiş miyim?"

"Tüm sorularına olan cevabım hayır. Neden ki?"

"Ne bileyim? Ters ters bakıyorlar. Yani bende kötü bir şey var bence."

"Benim yanımdasın ya. Ondan bakıyorlar."

"Nasıl?"

NOT:
  BİTİRDİM SONUNDAAA ELLERIM KOPTUUU UMARIM OKUNUR BU KITAP YA

NERDESIN? - TOM KAULITZWhere stories live. Discover now