İki Düşman

213 97 314
                                    

Saatlerdir yatağın içinde bir plan kurmaya çalışıyordum ama bilmediğim ve anlamlandıramadığım çok şey olduğu için hiçbir şeyi düz zemine oturtamıyordum.

Derin bir nefes alıp yeniden düşünmeye başladım. Ağabeyim Ayazın ablasının ölümüne sebep olduysa bile bunu biliyor muydu? Tabii ki de bilmiyordu hem ağabeyim asla birinin ölümüne sebep olacak biri değildi.

Herşey çok fazla karışıktı. Mesela Ayaz ablasının ölümünün ağabeyim yüzünden olduğu kanısına nasıl varmıştı? Vardığı kaynak ne kadar doğruydu?

Ve ben bu adamın elinden nasıl kurtulacaktım? Ben kurtulsam bile ağabeyimi Ayazın elinden nasıl alacaktım?

Bir dakika, adım adım gidelim. Bu parça parça sorular beni sonuca ulaştıramaz. Öncelikle olanları düzgün bir şekilde öğrenip öyle plan yapmalıyım.

Her ne kadar düşünmek istemesem bile ağabeyimin masum birinin ölümüne sebep olma ihtimali de vardı. Başka bir ihtimalle belkide Ayazın ablası psikolojik bir hastaydı ve sonunda dayanamayıp intihar etmişti.

İyice kapsamlı düşündükten sonra iki planım vardı. Birincisi buradan bir şekilde çıkabilirsem geçmişi araştırıp Ayaza gerçekleri göstermekti. İkincisi ise buradan kurtulamazsam Ayaz ile anlaşma yapıp elimdeki imkanları kullanarak gerçekleri ortaya çıkarmaktı.

Birinci planımın olması için dua ettim. Ayaz açık ara ağabeyim den daha güçlü ve imkanları daha çok olan bir adamdı. Bu yüzden ağabeyimin beni buradan kurtarmak için yapacağı hamleler Ayaz tarafından yok edilme olasılığı daha yüksekti.

Ne yapacaksam kendim yapmalıydım. Kendimi ona teslim etmemeli, çıtkırıldım olmamalıydım.

Herhangi bir duyguyu fazla hissedince krize hazırlık yapan kalbim işimi zorlaştıracaktı ama güzel bir şey vardı o da Ayaz ilaçlarımı içmeme izin veriyordu.

Bunu beni en iyi şekilde kullanması için yaptığını biliyordum ama izin vermeyecektim. Düşüncelerim ile oyalanırken odaya getirilmiş tekli koltuk dikkatimi çekti.

Büyük olasılıkla ben uyurken getirilmişti çünkü ilk geldiğimde yoktu. Ağzımın kurulduğunu fark edip su içmek için ayağa kalktım.

Hava karardığına göre çoktan akşam olmuştu. Saat kaçtı acaba telefonumu bulmak için sağa sola baktığımda arabada bıraktığım aklıma geldi. Elimi anlıma vurup kendi kendime konuşmaya başladım.

'' Cidden bu kadar aptal olmamalıydım. Yanıma almış olsaydım ağabeyim ulaşabilirdim.''

''Bence de bu kadar Aptal olmamalısın. Telefonunu sana vereceğimi nasıl düşünürsün?''

Ayazın sesini duymamla birlikte olduğum yerde sıçradım. Kapıyı duymayacağım sessizlikte nasıl açmıştı?


Ani refleks ile yüksek ses ve ona karşı çıkan bir cevap verecektim ama vazgeçtim. Mantıklı hareket etmeliydim. Dışarıdan her dediğini yapan bir kedi içeriden ise bir tilki olmalıydım.

Saçımı karıştırdım ve ona cevap verdim. Elinde bir tepsi ile yemek ve ilacım vardı.

'' Haklısın. ''

Beni süzdükten sonra tepsiyi çekmecenin üzerine koydu.

'' Yemeğini ye ve ilaçlarını iç. ''

Arkasını dönüp giderken kolundan tuttum ve durdurdum.

'' Biraz konuşalım mı? Geçmişten şimdiye kadar olanları öğrenmek istiyorum. ''

Titreyen Yıldız Where stories live. Discover now