Kaktüsleri sevin...

2 2 0
                                    

   Kaktüsler... Ne çok imreniyorum onlara. Bir kere diğer çiçekler gibi naif değil, korunmaya ihtiyacı yok çünkü dikenleriyle kendi kendini koruyabiliyor. Unutupta ilgilenmediğin zaman hemen solmuyor. Fazla bakıma da ihtiyacı yok haliyle. Bir köşede kendi kendine açıyor çiçeklerini, sonra akşamına kendi çiçeğini kimseye izin vermeden kendisi öldürüyor. Adeta 'Ben, bana yeterim!' imajı veriyor.
   Ben kendime idol olarak kaktüsleri seçtim. Onun dikenleri gibi dikenler ördüm kendime. Her gelen kolayca ulaşamasın, ulaşıpta zarar vermesin diye. Zaten şöyle bir düşününce bir çok konuda da benziyoruz. Onun kendi kendine çiçek açıp soldurduğu gibi, bende bir köşede insanlara kırılıp sonra kendi kendime affediyorum onları. Onun da bir çok konuda kimseye ihtiyacı yok, benim de.
   Siz de kaktüsleri sevin. Ya da kedileri. Ya da papatyaları. Ama insanları sevmeyin. İnsanlar verilen hiç bir sevgiyi haketmiyor. Bir de kedilere nankör derler. İnsanların nankörlüğünün yanında kedilerin ki devede kulak kalır.
   Kaktüsleri sevemezmiş, çünkü dikenleri varmış. Papatyanın dikenleri olmadığı için rahatlıkla yapraklarını koparıp canını acıtıyorsunuz ama. İnsanlara olan sevgi sözcükleriniz de böyle. Canını yakabileceğiniz insanları sözde seviyorsunuz...

Kaktüsleri SevinWhere stories live. Discover now