Özel Bölüm

111 10 5
                                    

Onurcan elindeki kitapla sınıfına döndü. "Tarihin en büyük aşk hikayesi nedir?" diye sordu. Edebiyat öğretmeni olarak şu an bir okulda görev alıyordu.

Öğrencilerinden biri elini kaldırdı. "Ferhat ile Şirin?"

Başka bir öğrencisi, "Romeo ile Juliet?" dedi.

"Leyla ile Mecnun olabilir mi?"

Onurcan sessizce başını salladı ve kitabı bıraktı masasına. "Hepsi kabul edilebilir şeyler. Edebiyat için. Fakat bana sorarsanız tarihteki en büyük aşıklar bu saydığınız isimler değil."

"Kim peki hocam?" diye sordu bir erkek öğrenci.

Onurcan akıllı tahtayı açtı. Tahta açılırken "Okulumuzun isminde taşıdığı kişiyi bilen ya da hayat hikayesini okuyan var mı?" diye sordu. Akıllı tahta açıldı ve okulun ismini yazdı. Görsellere tıkladığı sırada birisi cevap verdi.

"İyi de bunun aşk ile ne ilgisi var hocam?"

Onurcan fotoğraf açıldığında derin bir nefes alıp sınıfa döndü. "Çok alakası var, Furkan." dedi. "Şehit Öğretmen Aleyna Öztürk." Fotoğrafın önünden çekilip Aleyna'nın gülümseyen yüzünü sınıfa gösterdi. "Okulumuzun ismini aldığı öğretmenimiz ve ayrı olarak benim yakın arkadaşımdı."

Boğazı düğümlendi ama sınıftan hayret nidaları yükselirken devam etmeliydi. "Aleyna tam bir milliyetçi bir kadındı. Vatanı için her şeyi yapar ve kendisine bırakılan değerler için Atatürk'e teşekkür ederdi." diyerek hikayeyi baştan sona anlatmaya başladı. "Bir gün bir arkadaşına yazacağı esnada yanlış bir numarayla başka birine mesaj atıyor. Mesaj attığı kişi, Yunanistan başkanının oğlu, Ares Makris."

"Ares'in annesi Türk'tü. Melezdi yani. Tarih bilgisi yoktu ve Aleyna ile konuştukça tarih öğrenmeye başlamıştı. Aleyna'ya öğretmenim, diye seslenirdi." Çocuklar büyük bir merakla devam etmesini beklerken Onurcan masasındaki sudan birkaç yudum içti. "Aylar geçti. Ares Türkiye'ye geldi, Aleyna Atina'ya gitti. Beraber oldukları sürenin ardından evlenmeye karar verdiler."

"Ares'in babasının mevkisinden dolayı hayatları hep tehlikedeydi. Aleyna bunu hiç sorun etmedi çünkü Ares'i çok seviyordu." dedi. "8 Kasım günü, başkanlıkta bir konuşma olacaktı ve Ares oradan çıkınca Aleyna'ya sürpriz bir nikah yapacaktı. Ama oradan çıkıp belediyeye gitmek yerine hastaneye gittiler."

"Aleyna'yı omurgasından ve omzundan vurmuşlardı teröristler. Asıl hedef Ares'ti ama Aleyna Ares'in önüne geçtiği için kurşun ona saplanmıştı. Eğer omurgasındaki kurşunu çıkartırlarsa yüzde doksan dokuz ihtimalle Aleyna felç kalacaktı. Ama çıkartmazlarsa da ölecekti. Aleyna 10 Kasım'a kadar uyudu ve 10 Kasım saat dokuzu beş geçe gözlerini hayata kapadı."

"Atatürk ile aynı saat, aynı dakika..." dedi tüm sınıf aynı anda.

"Nasıl bağlıysa Ata'sına, onunla aynı anda kapattı gözlerini. Seksen beş yıl sonra ikinci bir öğretmen kapadı gözlerini bu ülkeye."

"Ares'e ne oldu?" dedi bir kız öğrenci. "Unutup başka biriyle mi evlendi? Genelde dizilerde öyle oluyordu."

Ares'i anınca bu sefer tutamadı kendini Onurcan. Gözleri doldu. "Ares Aleyna'nın yokluğunda delirdi. Her gece, yağmurlu olan her gün Aleyna'nın mezarında alıyordu soluğu. Aleyna yağmuru ve soğuğu sevmezdi. Üşümesin diye şemsiyeyi mezarına tutardı. Hasta olmasın benim güzelliğim, derdi." Derin bir nefes verdi. "Aleyna'nın ona hediye ettiği kamerayla, onsuz geçen her gününü kaydetmiş. Sanki Aleyna geri dönüp videoları izleyecekmiş gibi bir yere gittiğinde Aleyna'ya anlatırcasına çekmiş onca videoyu. Ama sonra..."

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now