4. BÖLÜM: BAŞLIYORUZZ

160 15 9
                                    


Sabah kalkıp üstümü giyindikten sonra kahvaltı yaptım. Dışarı çıkıp etrafı inceledim. Burası aslında güzeldi. Biraz ileride kocaman bir ağaç gördüm. Ağacın yanına gittim, oturdum. Birden Arkamdan köpek geldi. Bana havlamaya başladı. Ellerimle yüzümü korumaya çalıştım. Üstüme çıkacaktı ki birisi köpeği sakinleştirdi. Nihayet havlama sesi kesilmişti.

"Gözünü açabilirsin" dedi bir ses.. Bi dk bu Hazar in sesi değil mi?

Gözümü açtığımda Hazar'ı gördüm. Allah benim belamı vermesin bes. Şimdi o beni mi kurtarmış oldu?

"Hazar?" dedim

"Evet?" dedi

"Hiç gerek yoktu. Kendimi koruyabilirim ben" dedim üste çıkmaya çalışarak.

"Hı hı kesin öyledir" dedi tebessümle

"Yoo zaten biz köpekle oyun oynuyorduk" dedim yalan söyleyerek

"Elisa bana teşekkür edeceğine hâlâ yalan söylemeye devam ediyorsun farkında mısın?" dedi

"Sen.. Sen nereden biliyorsun yalan söylediğimi benim?" dedim

"Çünkü ben dışarıda oturuyordum ve seni gördü-" diyordu ki sözünü kesip ben devam ettim konuşmaya

"Haa sen beni izliyordun demek kiii" dedim

"Seni izlemiyordum. Sadece gözüme takıldın. Hem de iyi ki de takılmışsın. Yoksa köpeğe yem olurdun mazallah" dedi

"Bi daha bana sakın bakma. Yoksa çok kötü olur. Anladın mı beni" dedim

"Peki" dedi

Tam gidecekken arkamdan seslendi.

"Hey Elisa" dedi

Arkamı dönüp baktım.

"Buyrun benim" dedim

"Havalara mi girdin sen. Neyse ne zaman seans yapıcaz?" dedi

"Bilmem. Şu an saat 10.42, 11.00 da başlayabiliriz mesela. Sana da uyar mı? Uymazsa da 12 de benim molam var. Kafana göre öyle seans olmaz. Neyseee" dedim, neyse yi îmalı bir şekilde söylemek çok hoşuma gidiyordu.

"Pekii, o zaman 11 de görüşürüz" dedi

Ay keşke hiç görüşmesek. Tövbe tövbee

"Görüşürüz" dedim ve orada ayrıldım.

Saat 11 e geldiğinde Hazar'ın odasına gittim. Kapıyı çalıp içeri girdim. Koltukta oturmuş bakışlarını duvara sabitlemişti.

"Hoş geldin" dedi yüzünü duvardan ayırmadan

"Valla hiç hoş bulmadım. Cık cık cık insan bi yüzüme bakar da söyler. Sen onu yapmaya tenezzül bile etmiyorsun" dedim, kafasını bir anda bana çevirdi. Ve konuşmaya başladı.

"Ee nasıl seans yapıcaz. Hadi başlayalım. Oturmaz mısın" dedi

Bak bak bak. Konuyu nasıl da değiştirmeye çalışıyor. Cık cık cık nolak münasebetsiz işte

"Otururum" dedim, karşılıklı oturduk. Hadi bakalım başlıyoruzzz

"Evet başlıyoruz. Öncelikle senin sorunun çevreden duyduğum kadarıyla, kimseyle uzun sohbet etmezsin ve bunu da yaşadığın açılardan dolayı söylüyorlar. Peki bu kadar acı ne yaşadın? Seni bu kadar acı çektiren nedir?" dedim

Eliyle alnını ovuştup. Derin bir nefes aldı. Ve yüzünü yüzüme sabitledikten sonra konuşmaya başladı.

"Bunu gerçekten de duymak istiyor musun?" dedi

"Aa neden duymak istemiyim canım bu benim işim" dedim

"Peki o zaman. Anlatıyorum" dedi

Anlatacaktı. Bir an önce anlatsındı.

"Evet, dinliyorum" dedim

"Biliyorsun seninle Aslı yüzünden ayrılmıştık. Ben bunun olmasını gerçekten hiç istemezdim. Ama maalesef oldu. Bunu annem istemişti. İnan ben bunun olmasını hiç istemezdim. Bunu anneme de söylemiştim. Ama... olmadı. O gün orada ben onu öpmedim. Muhtemelen senin geldiğini görmüş ve beni öpmüştü. Ve seninle ayrılmıştık Sen den sonra her şey çok değişti. Londra ya gitme kararı aldım. Londra da 2 3 ay kaldıktan sonra bana babamın vefat haberi geldi. Ve bu beni çok derinden etkiledi anlıyor musun. Daha sonra kendini çok üzdü. Annemin de lösemi olduğu ortaya çıktı. Bunlara rağmen ben hep annemin yanında oldum. Anneme destek oldum. Ve annem o hastalığı yendi çok şükür. Daha sonra komutan oldum. Ve buraya atandım. Ve karşıma tekrar ner-" diyordu ki lafını kesip konuşmaya başladım.

"Aslı hâlâ burada mı?" dedim

"Bilmiyorum. En son beni görmeye gelmişti ve beni bırakmayacağını söylemişti" dedi

"Peki... devam et" devam

"Sonra Nalan diye bir psikolog geldi. Ona da bunları anlattım. Ama onun hiçbir yararı olmadı. Bak hâlâ aynıyım. Senin de bir yararın olacağını düşü-" diyordu ki sözünü kesip konuşmaya devam ettim

"Senin benim hakkımda ne düşündüğün umurumda bile değil. Ben buraya görevim için geldim ve görevimi en iyi şekilde yapıcam tamam mı" dedim

"Peki" dedi kısık bir sesle

"Şimdilik bu kadar yarın görüşürüz" dedim ve odadan çıktım.

Odama doğru giderken aklımda düşünceler çıkmaya başladı. Odama gidip kendimi yatağa attım. Düşünceler beni boğmaya başlamıştı. O seni seviyordu aptal

"Sus artık sus" dedim iki elimle başımı tutarken.

Sen onu terk ettin, sen zavallısın. Hazar artık benim. Herkes bundan sonra kime inandığını ve güvendiğini iyi bilmiş oldu böylece

"Sus artık, YETER YETER YETER!!" dedim sonunda göz yaşlarım akmaya başladı.

Merhabalarrrr nasılsınız?

Merak edenler için geçmiş hikayesini yazacam.

Yeni bölümü bekleyin bakam. Hadi Allah a emanet olun kuşların 3<

~Suna Erdoğan~

İnstagram: sunardgn





PSİKOLOG HANIMWhere stories live. Discover now