25.Korku

2.3K 191 71
                                    

Berk çaresizdi. Nerden girmişti bu işe. Neden böyle birşey yapmıştı ki. İntikam almak istemişti. Motorlardan iyi anlardı. Batuhanla birlikte arada motor yarışı yaptıkları oluyordu. Biliyordu fren ayarlarının nasıl bozulacağını. Hidrolik sıvısı azalınca fren performansı olumsuz etkileyecekti.

O da bunu istiyordu o an için. Fakat şuan değil. Pişmandı. Pişman olmuştu bile. Tek isteği bir yere çıkmamasıydı. Sabah okula geçmeden gidip durumu çözecekti. Havuzlarının kenarında oturmuş bacakları suda bunları düşünürken, birden grubunun diğer arkadaşları telaşla bahçeye girdi.

" Berkk oğlum Batuhan kaza yapmış lan.  "

" Motor kazası bir de..."

" Abi ya öldüyse."

" Haydi gidelim hastaneye."

Ne diyordu bunlar. Ne kazası?? Her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu. Batuhan.. motor.. kaza.. Herşeyin sorumlusu oydu. Bir anlık hırsla yaptığı iş birinin ölümüne mi sebep olacaktı???

***

Kötü haber tez yayılır derler ya. Öyle olmuştu. Herkes duymuştu Batuhan'ın kaza yaptığını. Duyan da gelmişti.

Şimdi hepsi ameliyathanenin önündeydi. Tek ihtiyaçları Batuhandan gelecek müjdeli haberdi.

Bir yanda Berk vicdan azabından kıvranıyordu. Duvara yaslanmış kimsenin yüzüne bakamıyordu.

Bir yanda Serpil Hanım kendi çalıştığı hastaneye sevk için uğraşıyordu. Zira hastaneyi beğenmemişti. Fakat bir yandan da oğluna veda bile edemeden ellerinden yitip gitmesinden korkuyordu. Ona yapamadığı annelikten, yaşayamadığı günlerine yanıyordu.

Eşi Remzi Bey ise bir köşeye sinmiş, gözleri ameliyathane yazan kısımda kıpırdamadan duruyordu. Elinde ona attığı yumruğun sızısı vardı. İçinde oğluna olan sevgisinin çaresizliği vardı. Geç kalmıştı. Oğluna baba olmaya geç kalmıştı.

Diğer yanda Sümbül Hanım ve İsmail Bey vardı. Daha bu akşam gördükleri kanlı canlı çocuk şimdi içeride ameliyat oluyordu. İsmail Bey tedirgindi. En son ettiği laflar içini yiyordu. Oysa ne güzel af dilemişti onlardan. Sümbül Hanım ise oldukça sevmişti Batuhan'ı. Fakat şimdi boğazında yumru olmuştu tüm sevinçler...

Sare...

Ayşe'nin omzunda ağlamaktan gözleri şişmiş olan Sare. Şimdi onu görse kızacak " Kırmızı gözlü Küçük Kızz" boşa demiyorum sana diyecek Batuhan'ı özlemişti. Çokça çokkk... Evlenmek istemişti onunla. O ne yapmıştı. Uyuyakalmıştı. Son kez uzaktan görmüştü kendi evinde. Huzur odalarına kokusu sinmişti. Seccadeye kokusu sinmişti onun. Ona birşey olursa ne yapacaktı.

Rabbine isyan etmemeliydi. Ölüm... Her nefs ölümü tadacaktı.. Gözleri tıpkı Batuhan'ın görmek istediği gibi kırmızıydı şimdi. İçin için ağlıyordu. Boğazı düğüm düğümdü...

Ayşe arkadaşını teselli etmeye çalışıyordu. Nafile. Kendisi bile dağılmıştı. Hayat ne kısaydı. Hayat çok kısaydı... Güçlü durmak zorundaydı. Kime baksa bitmiş bir hâldeydi. Derin derin nefes aldı. İyi olacaktı. İçinden dualar etmeye devam ediyordu.

Başını kaldırdığında elinde su şişeleri olan buz mavisi gözlerle denk geldi. Bu da kimdi. İlk geldiklerinde görmüştü. Bir köşede  tek başına oturmuş dualar ediyordu.

" Buyrun lütfen." diyerek ona doğru su şişesini uzattı. Ayşe şaşkın şaşkın bakıyordu.

" Teşekkür ederim." diyerek aldı. Zira Sare'nin de kendinin de ihtiyacı vardı. Başıyla selam verip diğer kişilere su vermek için uzaklaştı buz mavisi çocuk. 

Tam o esnada ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor kan ter içinde çıktı.

Şimdi hepsi onun ağzından çıkacak olan sözlere odaklanmıştı. Ayaklanmışlar doktorun etrafında çember oluşturmuşlardı. Doktor da gözleri birilerini ararcasına
" Hastanın anne babası burda mı?" diye sordu.

Neler oluyordu...
















Bakara Suresi, 164. ayet:

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.



















Selamünaleyküm canolarım.

Kusura bakmayın dün bölüm atamadım. Önümüzdeki günlerde de her gün bölüm gelmeyebilir. Şimdiden kusuruma bakmayın. AlelAcele yazmak istemiyorum.

Bu bölümü umarım seversiniz. Bugüne yetiştirmek için biraz hızlı hızlı yazdım.

Sizleri seviyorum.

İyi ki varsınız.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Allaha emanet olun.

Selametle.

KENDİNE GEL!!【 TEXTİNG 】Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang