Kısa bir süre sonra sessizliği bozan Ege oldu.
Ege: Ömer bu Süsen, Süsen bu da iş arkadaşım, gerçi artık kardeş gibi olduk, Ömer.
Ömer ve Süsen bir şey diyemeyip sadece birbirlerine bakıyorlardı. Diğerleri ise bu duruma şaşırıp duruyordu.
Ege: Eee arkadaşlar bu ne sessizlik böyle. Ömer oğlum dilini mi yuttun. Bir şey desene. Bu arada bu arkadaşlar kim?
Oğulcan: Senin haberin yok galiba, ben Oğulcan. Ömerin ve Asiyenin kuzeni. Bu da kardeşim Aybike ve sevgilisi Berk.
Berk: Memnun oldum.
Ege: Ooo Ömer kuzenlerin gelmiş hiç bahsetmiyorsun.
Ömerin gözleri hala Egenin üstündeydi. Sus artık der gibi bakışı vardı.
Aybike: Süsencim, canım gelsene sen şöyle.
Ege: Siz Süsenin arkadaşları oluyorsunuz galiba?
Aybike: Evet öyle. Bu arada Ömer ve Süsen önceden tanışıyorlar.
Ege: Aaa öyle mi. Ömer de Ömer yani. Hiç bir şey anlatmaz. Bir eski sevgilisini anlatıp duruyordu. Sürekli ondan bahsederdi yani.
Oğulcan: Demek öyle, kuzenime bak sen.
Bunu söylemesiyle Süsen şaşkın şekilde Ömere baktı ve yine Ömerle göz gözeydi. Birden bir mutluluk gelmişti fakat sevindiğini belli etmemek için kendini zor tutuyordu. Ömer ise ne diyeceğini bilemediği için sessiz kalmayı tercih etmişti. Süsenin bunu öğrenmesini istemezdi. Aybike ise sırıtarak ikisine bakıyordu ve sessizliği bozan bu sefer o olmuştu.
Aybike: Egecim, Ömerin eski sevgilisi zaten Süsen. Demek hep ondan bahsediyordu.
Ege duyduğu cümleyle çok bozulmuştu. Şu an ne hissedeceğini ve ne yapacağını bilemedi. Evet Süseni beğenmişti ama önceden Ömerin sevdiği kızın Süsenin olduğunu bilseydi ona yürümezdi bile. Kırgın bir bakışla Ömere baktı ama yinede diğerlerine belli etmemeye çalışıyordu. Ömer ise bozulduğunu anlamıştı o yüzden sonra konuşuruz der gibi Efeye kafasını salladı.
Efe: Demek eski sevgilisi. Büyük tesadüf olmuş ya. Tekrar aynı otelde karşılaşmanız filan.
Oğulcan: Öyle oldu gerçekten. Gençler biz sabaha kadar burda böyle birbirimize bakıp duracak mıyız? Eğlenmeye geldik, hadi dans edelim.
Oğulcan eline içecek alıp dans etmeye başlamıştı. Aybike ve Berk ise beraber onun yanına gidip dans ediyorlardı. Süsen ise kenara çekilmişti ve diğerlerini izlemeye kara vermişti çünkü az önce olanlardan dolayı hiç dans edecek keyfi yoktu. Arada bir tekrar işine dönen Ömere bakıyordu. Egenin "eski sevgilisini anlatıp duruyordu" lafı onun aşırı hoşuna gitmişti. Parti hala devam ediyordu ve herkes çok güzel eğleniyordu. Bir süre sonra Ege ve Ömer konuşmak için vakit bulabildiler.
Ege: Ömer ben gerçekten özür dilerim. Bilsem kıza yürümezdim bile. Senin onu ne kadar sevdiğini kendin bana anlattın.
Ömer: Tamam oğlum abartma, bir şey yok. Ayrıca nereden bilebilirdin ki. Benim de hatam var, sana söylemeliydim. Hem benim onunla işim falan kalmadı. Yani şu an ne arkadaşız ne başka bir şey. Süsen benim için artık yok. Bitti. Sen de artık yanımızda ondan bahsetme lütfen.
Ege: Nasıl bitti ya. Hiç mi barışma ihtimaliniz yok?
Ömer: Hayır Ege. Ve sakın aklından saçma planlar yapmayı düşünme.
Ege: Ömerim ya.
Ömer: Egee!
Ege: Neyse tamam kapatalım artık. Yalnız yengenin de maşallahı var. Kız çok güzel yalan yok. Şanslısın he. Yani şanslıydın.
Ömer: Ege ne dedim ben!
Ege: Tamam, tamam sustum. Hadi işe devam.
Ömer başta kızmış olsa bile sonradan sırıtıp duruyordu. Evet, kendisi çok şanslıydı. Dünyanın en güzel kızı onun sevgilisiydi. Fakat her şey artık o geceden sonra bitmişti. Konuşmaları bitikten sonra yine işlerine devam ettiler.
...
Gecenin bir vakti Doruk ve Asiye otelin sahilinde buluşmaya karar vermişti. Asiye için en uygun zaman buydu. Çoğu eğlencede olduğu için ortam daha sakindi. Doruk önceden gelip Asiye'yi bekliyordu. Yaklaşık 10 dk sonra Asiye geldi ve Doruğu gördüğü an yerinde kısa bir süre durdu, kendini toparladı, derim bir nefes aldı ve artık yanına gidebildi. Doruk ise kafasını çevirdi ve kızın onun yanına geldiğini gördü. İkisindede heyecan vardı. 5 aydır ne görüşebildiler ne de konuşabildiler. Sessiz ve sakin bir tonda konuşmaya başladılar.
