1. BÖLÜM

52 5 2
                                    

Dışarının göz kamaştırıcı beyazlığına baktı adam. Soğuk bir kış gecesi en sevdiği şey sarayın beyazlamış bahçesine göz gezdirmek ve şimdiki gibi fırtınayla karışık gök gürültüsünü dinlemek oluyordu.

Gecenin soğuk rüzgarı beyaz saçlarına çarptı genç adamın. Bu küçücük rüzgar bile asla gülmeyen yüzünü kimse yokken gülümsetebiliyordu fakat bunu kendinden başka kimse bilmiyordu.

Ve kimse de bilmemeliydi.

O asla gülmemeliydi.

Sakinlik ve huzur şu sıralar aradığı yegana şeylerden bir tanesiydi. Tabiki bunu en azından şu on dakikada bulduğunu sanıyordu ama sarayın girişinde oluşan kargaşadan bunu hala başaramadığını anlamıştı.

Sinirle kaşlarını çattı ve ellerini arkada birleştirerek muhafızların oluşturduğu kargaşayı izlemeye başladı. Dik duruşu ve sert mizacı tıpkı bir tanrıyı anımsatıyordu. O kocaman odasının minicik penceresinde Tanrı kadar kendinden emin duruyordu. Bir süre ne olduğunu anlayamadığı o kargaşayı izlemeye devam etti taki koşturan ayak sesleri odasının kapısına gelip kapıyı çalıncaya kadar.

Arkasına dönmeden sert ve sinirli sesiyle sakin olmaya çalışarak "Gir!" diye emretti.

Kapı yavaşça açıldı ve muhafız elindeki silahı yere vurarak elini kalbine götürüp kafasını yere doğru eğdi. "Kralım."

Kral Edgar kafasını muhafıza çevirmemiş olsa bile onun baş selamı verdiğini biliyordu.

"Dışarıda neler oluyor muhafız!" Edgar adama o kadar sert çıkışmıştı ki muhafız bir süre sessiz kalarak kelimelerini ağzında toparlamaya çalışmıştı. "Efendim..." Duraksaması Edgar'ın sinirlerini daha çok bozmuştu.

"Efendim sarayın kapısının önünde bir şey var."

Edgar yavaşça vücudunu pencereden çekip muhafıza döndürdü. Boş bakışlarını adamın bütün vücudunda gezdirdi. Havadaki soğuk enerji muhafızın bütün kemiklerinin sızlamasına sebep olmuştu.

Bu adam hep böyleydi. Kimse onun gücünü bilmiyordu. Soğuk nevale yüzünden ve etrafa yaydığı güçlü sert auradan başka kimseye bir şey belli etmiyordu.

"Sarayın önünde bir şey var diye mi bütün bu kargaşa!" Edgar o kadar sert kükremişti ki muhafız korkuyla daha çok eğilmişti. "E-efendim o sadece bir şey değil."

"Aptal gibi ağzında geveleme şunu sarayın önünde ne var söyle."

Muhafız kafasını kaldırmadan beyaz saçlı, mavi gözlü, buz gibi kralına baktı. Bu genç kralın kendisi gibi her şeyi soğuktu. Bu yüz, bu çehre, bu bakışlar, bu saray... Bu kral neye sahipse her şeyi kendi gibi buza çeviriyordu.

"Bir kadın var efendim. Kanlar içinde bir kadın."

Edgar şaşkınlıkla çıtını çıkarmadan muhafızın ağzından çıkan kelimeleri dinlemeye devam etti.

"Sanırım gücü alınmış kralım. Gelip baksanız çok iyi olacak."

AMORİSWhere stories live. Discover now