0.8

283 14 0
                                    

Kimdi bu adam?

"Kimdiniz? Bana benzeyen birini mi arıyorsunuz acaba? Benim adım Dicle çünkü." Adam bana hasretle baktı?

"Dicle demek. Güzel bir isim. Ama senin adın Dicle değil. Deniz. Bunu aklına kazı güzel kızım. Ve bu söylediklerimi annene değil, babana söyle. Annen çok kötü olur, dayanamaz şimdi. Evet, sen en iyisi babana söyle."

Sanki babana derken içi gidiyordu. Anlamamıştım.

"Kimsiniz ya siz?" Dememe kalmadan kaybolmuştu. Bunu babama söylemeliydim. Ama şimdi olmazdı. Yarın söylerdim.

Eve gelmiştik. Düğünde yaşanan o talihsiz olay unutulmuştu ve herkes keyfine bakmıştı. Ben hariç.

Ben kendimi bitirip durmuştum. O gizemli adam yüzünden. Şimdi düşüncelerimi susturmam lazımdı.

Yatağa yattım ve hemen uykuya daldım.

Günaydın ben. Kalktığımda telefonumdan bildirimlerin ardı arkası kesilmiyordu. Gruptandı.

Arda: Buluşalım mı la

Ezgi: Olru

Arda: Ne zaman öğreneceksin Türkçe'yi Ezgi.

Ezgi: Snane kardwsim

Arda: Herneyse. Dicle sen geliyor musun? Kızılay'da buluşalım.

Siz: Olur gelirim. Saat kaç gibi?

Arda: Saat öğlen 2 gibi. Size uyar mı?

Ezgi: Uyat

Dicle: Bana da uyar. Saat 2'de görüşürüz o zaman.

Arda: Görüşürüz.

Ezgi: Gorusuruz

Saat öğlen 1'di. 30 dakika hazırlansam, metroyla 15 dakikada Kızılay'da olurdum. Hemen hazırlanmaya başladım.

Altıma diz kapaklarımın hemen üstünde biten, siyah bir şort giymiştim. Üstüme arkasında deniz fotoğrafı olan, krem rengi bir tişört giymiştim. Ardından salona doğru yürüdüm.

"Annem nasılsın?" Annem bana baktı.

"İyiyim kızım, n'oldu?"

"Anne ben bizimkilerle Kızılay'da buluşacaktım. Haberin olsun."

"Tabii kızım, çık. Ama çok gecikme. Ankara pek tekin değil, biliyorsun." Biliyordum.

"Tamam annem, hadi ben çıktım." Annemi öpüp evden metro durağına gitmek için gittim.

Metro durağına geldiğimde metroya bindim. Kızılay durağına geldiğimde ise indim. Kızılay AVM'nin orada bizimkileri bekliyordum.

"Nerede kaldı ya bunlar?" Dedim ve Arda'yı aramak için telefonumu çıkarttım.

"Merhaba Deniz. Yeniden seni görmek, ne güzel tesadüf." Elimde telefon, öylece kalmıştım. Yine o adamdı. Olamaz, bu adamı babama söylemeyi unutmuştum. Kahretsin.

"Ne istiyorsun benden?" Burnundan seslice nefesini vererek sırıttı.

Aynı benim gibi.

"Sana zarar vermeyeceğim, vermem. Sadece arkadaşlarına, Alper'e ya da ailene zarar gelmesini istemiyorsan benimle gelirsin. Ya da gidebilirsin. Seçim senin. Fakat, gittiğin an hepsi ölür. Ya da benimle gelirsin, ailenin yalanlarının hepsini sana tek tek anlatırım. Sana her şeyi anlattıktan sonra ister gidersin, ister benimle kalırsın." Burası Ankara'ydı. Her şey olabilirdi. Ama içimden bir ses ona güvenmemi istiyordu.

"Tamam, seninle gelirim. Ama sen her şeyi anlattıktan sonra çekip gideceğim."

Ailemin yalanları en fazla ne olabilirdi?

Oy vermeyi unutmayın. 💕

Not: Bursluluk sınavına hazırlansığım için yarın bölüm gelmeyecek.

Düğüm |  Yarı texting (tamamlandı) Where stories live. Discover now