daha önce hiç tanışmadık #5

205 18 46
                                    

Jisung'dan
"Aha orada işte sonunda buldum!"

Bir raf ötedeki kitabı gördüğümde koşarak kitabı almak için elimi uzattım. Ama kitap gelmiyordu. Arkadan biri çekiyordu kitabı.

"Kitabı bırak önce ben gördüm"

"Asıl sen bırak bu kitabı kütüphaneye getiren benim ve şimdi geri alacağım"

Duyduğum tanıdık sesle kitabı biraz kenara kaydırıp karşımdaki kişiye baktım. Oydu, Minho'ydu...

-

"Ne olmuş yani sen getirdiysen? Kütüphaneye getirmişsin o zaman kitap artık kütüphanenindir ve isteyen alabilir. Ben şahsen getirilen kitabın geri alınabileceğini duymadım daha önce"

"Kütüphanenin belirli başlı yazılı kuralları vardır sincap beyinli. Gidip bir kez bile o kuralları okumadıysan ben ne yapabilirim?"

"Bana sincap beyinli demeyi kes, nefret ettiğimi biliyorsun!"

"Nasıl bilebilirim ki nefret ettiğini? Sonuçta daha önce hiç tanışmadık."

Laflarımı bana yediriyordu. Ve bu bana çok sert çarpmıştı.

"Neyse öğrendiğim iyi oldu. Şimdi izninle kitabımı geri alıyorum."

Gerçekten beni hiç tanımıyor gibi mi davranacaktı?

"Bu arada mümkünse bir daha karşılaşmayalım"

Arkasını dönüp kütüphaneden çıktı. Demek böyle oynayacaksın, canımı yakarak. Sanki canı yanan tek kişi kendinmişçesine...

...

Sunumumu bitirdikten sonra sırama geçip oturdum. Hocanın söyleyeceklerini beklemeye başladım.

"Güzel çalışmışsın, aferin Jisung"

Derin bir "oh" çektim. Bir belayı daha atlatabilmiştim.

Teneffüs zili çalmıştı. Öğle teneffüsündeydik. Kantine geçip oturduk.

"Hadi lan yine iyisin"

"Aynen"

Jeongin ve Seungmin'in söyledikleriyle gururlu bir şekilde konuştum.

"Tabii ne sandınız?"

"Eee yemekleri kim alacak? Hepimiz oturduk."

Evet yine aynı muhabbet açılmıştı. Herkes bu cümleyi duyduğunda ne yapacağını biliyordu.

"Taş, kağıt, makas!"

"Bu çocuk bugün şanslı gününde herhalde. Jisung çıktı."

"Taş, kağıt, makas!"

"Oleyy be! Ağlayın lan ezikler"

"Tamam Hyunjin bak şu anda ağlıyorum"

"Ağlama Felix'im, özür dilerim"

"Felix'im?"

"Biz size söylemeyi unuttuk. Hyunjin ve ben sevgiliyiz"

"OHA"

"YUH"

"ÇÜŞ"

"NASIL"

"NE ZAMAN"

"HANGİ GÜN"

"SAAT KAÇTA"

"Lan bi susarsanız anlatırız daha sonra. Şimdi yemeği kimin getireceğini seçmemiz lazım, minik civcivim acıkmıştır"

Devam ettik. Jeongin ve Felix sona kaldılar. Felix kazandı ve Jeongin yemekleri almaya gitti.

Jeongin'den
Hay amk yine ben getiriyorum yemekleri. Valla garsonluğa başlicam bundan sonra bıktım artık.

the truth hidden / minsungWhere stories live. Discover now