KARŞILAŞMA 1 BÖLÜM

126 10 29
                                    

Burası Urfa sıcağın,acının, sevdanın şehri. Lakin bu topraklarda sevdalı yüreklere yer yoktur. Şimdi diyeceksiniz ki kimse mi sevdiğine kavuşamaz? Kavuşur ama çoğu zaman katili olurlar 2 sevdalı yüreğin! Benimkide o hesab işte! Ben mi ? Kimmiyim? Ben Berçem namı değer EMANET GELİN! Ben Berçem sevdiğim adamın Güvercini, babamın istemediği kızı, annemin yaralı kuzusu. Aslına bakarsanız benim hikayem ben doğmadan önce başlamış.

19 yıl önce

Bir kış sabahı her kes masa arkasında oturmuş kahvaltılarını yapıyordu. Bir anda Havin hanımın sancıları tutmaya başladı. Fehruz ağa karısını koluna girerek onu hastaneye götürdü ve artık doğum başlamışdı. O gün yeni bir can dünyaya gəlmişdi. Yeşil gözleri beyaz teni ile bıcır bıcır bir kız çoçuğu dünyaya gelmişdi.
Fehruz ağa doğumhanenin kapısında bekliyordu. Bir anda kapıdan bir hemşire çıktı. Hemşire " Gözünüz aydın nur topu gibi bir kızınız oldu." Fehruz ağa duyduklarıyla hiç de sevinmiş gibi durmuyordu. Annesi Rojin hanım " Gözün aydın oğul". Havin hanımın yanına gelen kocasının suratından hiç de sevinmediğini anlamışdı. Doğrusu kocasını böyle görmek onu bir hayli üzmüşdü. Çünki henüz gerçleri bilmiyordu.

Şimdiki zaman

Mirşad konağında her kes kalkmış kahvaltı için sofraya keçmeye başlamışdı. Berçem odasında üzerinin değişdirmiş aynanın karşısında son kez kendine bakıyordu. Bu sırada annesi kapıda belirdi. " Güzel kızım bu gün erkenden uyana bilmişsin hayret" diyib güldü. Berçem annesine gülen yüzüyle " aa annecim senide gören beni öğlene kadar uyuduğumu sanır. Ee söyle bakalım nasıl olmuşum?" Havin hanım" çok güzel olmuşsun canım kızım. Ayrıca benim kızıma çuval giyse yakışır." Bunu söylemesi ile Berçemin yüzündeki gülümseme büyüdü. Anne kız avluda kuralan sofraya inmeye başladılar. Berçem " Rojbaş" . Onur " Rojbaş baş belası" bu sırada Fehruz ağada sofraya gelmeye başlamışdı. Fehruz ağanın gelmesiyle her kes sofraya oturub kahvaltısını etmeye başladılar.

Arslanlı konağı

Bugün konakta büyük bir telaş vardı. Çünki bugün evin ortanca oğlu artık Urfaya geri dönüyordu. Tabi bu haber Zerya Arslanlıyı yerinde tutamıyordu. Nede olsa 8 yıllık hasret bitecek sonunda temelli evladına kavuşacaktı. Tabi yıllar içinde bir kaç kez yanına gelib gitmişdi ama yinede anne yüreği işte tüm evladlarını yanında istiyordu. Zaten Zerya hanımın Ali Asafa bir ayrı düşkünlüğü vardı. Zerya hanım evi " Fatma bugün Alimin sevdiği yemekler yapılsın" Fatma ( evin hizmetlisi) " Peki hanımım" diyib çardakdan ayrıldı. Merdivenlerin başınada Ferhadın sesi duyuldu" ooo Zerya sultan bakıyorumda fırtına estiriyorsun konakta" küçük kardeşi Azad " Ne de olsa en sevdiği oğlu gelir ağabey" . Zerya hanım kızgın bir tavırla " ben hepinizi seviyorum kure kere" diyib sofradakı yerini aldı. Her kes sofrada yerini aldıkdan sonra Hazar ağa konuşmaya başladı" Ferhad oğlum kardeşin ne zaman gelecek". Ferhad lokmasını yutub " Akşama burda olur baba". Hazar ağa " eyi" diyib kahvaltısına geri döndü. Zerya hanım kızı Şirine dönüb " Kızım ağabeyinin odası hazırmı?" Şirin " hazır anne. Her şey istediğin gibi hiç bir eksik yok". Zerya hanım " Aman bir eksik olmasınada"

İstanbul
Karanlık bir sokakta yürüyordu. Bir anda etrafda at kişnemesi duyuldu. Genç adam ses gelen tarafa başını çevirdi. Bembeyaz bir at şaha kalkmışdı. Bir anda sokağın başında üzerinde gelinlik olan bir kız geçdi. Ali asaf kızın arkasıyla koşmaya başladı. Etrafda " kanlı gelin" diye ses yankılanmaya başladı. Bir anda Ali asafın önünde bir kız belirdi. Yüzünü pek göremiyordu. Elindeki alyansı Ali asafın eline verib " bedel ödendi." dedi. Ali asaf elindeki alyansa bakarken karşısındakı kadın sülieti bir anda yok oldu. Bir sokak koştuktan sonra bir gelinlik mağzasının önünde yine aynı kadın sülietini gördü. Bir anda dükkanın penceresi çatladı ve beyaz gelinlik kana bulandı. Yine aynı ses" kanlı gelin" dedi. Yine kaybolmuşdu kadın sülieti.

Kırmızı KardelenWhere stories live. Discover now