Sadık

1.6K 27 7
                                    


Terliği yalamaktan yorulmuştum, sıkılmıştım zaman algımı da kaybetmeye başlamıştım. Artık sadece gitmek istiyordum. Tüm bu olanlar yaşanmamış olsun istiyordum.. Terliği de bırakmaktan korkuyordum ağzımda terlikle beraber uyumaya çalıştım.

"Aç, susuz ve aciz..!"

"Çaresiz, bağlı ve muhtaç."

Sabah güneşin arabayı ısıtması nedeniyle mecburen uyanmak zorunda kaldım. Terlik ağzımdan düşmüştü ama nerede göremiyordum. Her yerim uyuşmuştu hiçbir yerimi kıpırdatamamak çok artık çok daha fazla canımı sıkıyordu.

Kapı kapanma sesi duydum ve bi kaç kişi arabaya doğru yürüyordu. Arabanın kilidini uzaktan açtılar. " Bi anda içime heyecan oturdu. Karnımda kelebekler uçuşuyordu ama hala içten içe ölmeyi istiyordum.."

Arabanın kapıları açıldı.

Ece: Yaa terliklerimi böyle bırakmamıştım ki ben.

Yine o sinir edici kahkahasını attı ve yüzümdeki terliği aldı. Gözlerim güneşten ötürü kamaşmıştı..

Terlikleri inceledi ve bana baktı.

Ece: Aç ağzını!

Ağzım simsiyah toz, toprak doluydu..

Ece: Ahahahaha yeni köpeğim terliklerimi ısırmayı ve yalamayı çok sevdi sanırım!

Lanet orospu!

Tabii ki de bunu sesli söylemedim. Sadece susuyordum.

Ece: Aç ağzını kocaman!

Artık her dediğini yapıyor karşı gelmiyordum. Başka ne yapabilirdim ki!

Ağzıma tükürdü.

Ece: Kapatma!

Tekrar tükürdü. 

Ece: Sakın yutmuyorsun emrimi alana kadar!

Yeni kahvaltı yaptığı belliydi ağzımda tükürüğüyle beraber yemek kalıntıları da vardı. Rahatça hissedebiliyordum.. Yemekten sonra su içmiyor muydu bu sürtük?!

Ece: Aferin sadık köpek.

Sadık değildim sadece ceza almak istemiyordum. Hayır değildim ben sadık falan! 

SADIK DEĞİLİM!

KÖPEKTE DEĞİLİM!

Bunların hiçbirini dışa vuramıyor olmam içten içe hoşuma gittiği anlamına mı geliyordu?

Hayır, hayır sadece belki dediklerini yaparsam intikamını alır ve beni bırakırdı?

Ama itiraz etsem daha fazla eğlenirdi benimle.

Ne yapsam zarardı...

Ece: Alın bunu içeri. Sen de ağzını kapa tükürüklerim dökülmesin!

Evet yine bi mal gibi taşınıyordum. Mobilyaydım, tükürük kovası, ayak sehpası, ayak yıkama kovası.. Hepsini yapabilen çok amaçlı bi eşyaydım. Bi yandan köle, sadık bi köpek ve aciz bi kadındım!

En azından artık araba aksesuarı değil ev mobilyasıydım..

Ece: Şu koltuğun önüne koyun!

Köpeklerine istediğini yaptırıyor. Zevk alıyor, eğleniyor ve kahkahalar atıyordu..

Bana gücünü anlatıyordu adeta.

Ece: Eee nasılsın bakalım, arabanın içinde pişmeni istemedim ama arabada sanki daha kullanışlısın. Ne dersin? Haa doğru ağzın doluydu! Hahahaha!!

Beklenmeyen MisafirWhere stories live. Discover now