kunizai-part 1

162 18 124
                                    

Sonunda başını dizüstü bilgisayarından kaldırdığında tüm işlerini bitirmişti. Oturduğu yerde gerindi, gözlüklerini düzeltti. Sadece Atsushi ve Ranpo gitmemişti, diğerleri çıkmış olmalıydı. Fakat gün normalde olmasi gerekende çok fazla sakin geçmişti. Gün boyunca hiç sinirlenmemişti bile. İşte bu zaman, bir kişinin eksikliğini farketti. Dazai yoktu.

"Hey, Dazai'yi gören oldu mu?"

"Bu gün gelmedi hiç."

"Yine nerede bu aptal."

Telefonunu çıkardı ve bildirimleri kontrol etti. Dazai'den tek bir mesaj yoktu. Normalde aylaklık etse de ajansa gelmeyi ihmal etmezdi. Gelmese bile Kunikida'ya yazar, onu 'rahatsız' ederdi.

"Yine nehire felan mı atladı acaba Kunikida-san?"

"Sanmıyorum."

Biraz düşündü, nerede olabilirdi? Aslında bu gizemli iş arkadaşının olabileceği çok fazla yer vardı. Fakat, aklına tek bir yer takılmıştı. Nedensizce içinde büyüyen endişeye anlam veremedi, onun için neden endişelensin ki?

"Belki de, aklındaki sorunun cevabını oraya gidince bulursun."

Ranpo yeni cips paketini açarken konuştu. Sanki Kunikidanın kalbini okumuştu. Hafifçe gülümsedi sarı saçlı genç ve Dazai'yi orada bulmak umuduyla dışarı çıktı. Artık pek fazla kişinin olmadığı caddelerde yürürken mesaj atmaya karar verdi yoksa içi rahat etmeyecekti.

Aptal Dazai

Neredesin sen?
(18:27)
Neden gelmedin bu gün aptal?
(18:27)

Awww benim için endişelendin mi Kunikida-kun~~
(18:32)

Tabiki hayır aptal.
(18:33)
Tüm işlerini ben halletim bu gün.
(18:33)
Bu yüzden ödememi istiyorum.
(18:34)

Yanıma geldiğini biliyorum Kunikida.
(18:37)
Gelme lütfen.
(18:37)

Hayır oraya geliyorum.
(18:37)
Konuşacağız.
(18:37)

Bir aptalın hayatını sonlandırışına şahitlik etmeyi bu kadar çok istiyorsan buyur gel.
(18:40)

Ben gelene kadar bir aptallık etme sakın Dazai.
(18:40)
Yoksa o lanet olası kıçını tekmelerim.
(18:40)
(Görüldü.)

Adımlarını hızlandırdı, son mesajına görüldü yiyince. Aramayı denedi fakat açmadı. İçinde gittikçe daha büyüyen endişe onu delirtmek üzereydi. Normalde ajans binasından 7-8 dakika uzakliginda olan köprüye varması 8 saat almış gibi hissetti. Sonunda köprü görüş alanına girdiğinde kahverengi saçları aradı hızla.
Sonunda buldu onu, ellerini köprünün parmaklıklarına koymuş günbatımını izliyordu. Yüzünde daha önce hiç görmediği bir ifade vardı, ruhsuz gibiydi desek yeriydi. Son hızıyla koştu, geç kalsaydı, kendini asla affetmezdi. Gözlerini kapattı kahverengi saçlı, tam da kendini nehrin mavi sularına bırakacakken, belini saran kollar tarafından geri çekilmek zorunda kaldı.

------------------------------------------------------
Gözlerini açtığı an başına giren ağrıyla yüzünü buruşturdu. Ne zamandan beri acı duygusu onu bu kadar rahatsız etmeye başlamıştı? Son zamanlar duygularını kontrol edemiyordu. Yıllardır sözünden çıkmayan o duygular şimdi onu dinlemiyordu sanki. Depresyon muydu bilmiyordu. Gerçi kendisi sürekli depresyondaydı ama... Anlam veremiyordu bu haline, yıllarca içinde tutduğu duygular artık saklanılmaktan bıkmıştı mı yoksa?

köprü-kunizaiWhere stories live. Discover now