Karahindiba

340 26 646
                                    

Merhabalar!

Bu kitap, Bir Vedaya Ait serimin ilk hikayesi.

Bu hikayeler one shot olacak, yani tek bölümlük kısa hikayeler olacaklar.

Beğeneceğinizi umuyorum.

§§§

Üstümden kalkıp yatağın kenarına oturdu ve komidinin üzerindeki sigarayla çakmağını aldı. Hep böyle yapardı: Seviştikten sonra hiçbir şey söylemeden sigarasını içer, duşa girer ve yine hiçbir şey söylemeden, hatta yüzüme dahi bakmadan evimden ayrılırdı.

Ben her zaman yaptığı şeyleri tekrarlamasını beklerken ağzındaki sigarasını yakmadan hafifçe bana dönüp gözlerimin içine baktı. Seviştikten sonra ilk kez görüyordum koyu renk gözlerini. Gecenin karanlığında iyice kararmış ve gözlerinin küçük bir parçasını aydınlatan ay yüzünden biraz korkunç biraz da hoş duruyorlardı ancak gözlerinde hoş hiçbir şey yoktu. Öyle görünüyordu ki söyleyecek şeyleri vardı ve ben bunların beni mutlu edecek şeyler olmadığına emindim.

O öylece sessiz bir şekilde ve asla kıpırdamadan gözlerimi izlerken dudaklarımı araladım, sormak istedim ama cesaret edemedim. İkimizden biri cesaret etmediği sürece ortaya çıkacağını sanmıyordum halbuki.

Hiç cesur biri olmamıştım ancak o, öyleydi. Ben bugüne kadar cesaretimi sadece bir kere, ona itiraf ederken gösterebilmiştim; o ise tanıdığım o uzun yıllarda sadece bir kere göstermişti korkak tarafını: Beni sevmemesine rağmen hayatından kesip atmaya korktuğunda.

Gözlerini benden çekip aldı ve başını kaldırarak odamın penceresinden görünen dolunaya dikti. Bu gece ay mavi bir ışıltıyla kaplıydı. Bunu uğursuzluğa yoranlar vardı; bense sadece güzel ve nadide buluyordum ancak bu gece hayatımın uğursuz tarafı, beni Mavi Ay'dan nefret ettirecek gibiydi. Tüm acımı, nefretimi, öfkemi bağlayabileceğim bir sebep arayacaktım ve bu büyük ihtimalle Mavi Ay olacaktı. Ona aşık olma sebebim olarak gördüğüm Karahindiba gibi ilgisiz ama makul bir sebep.

Ansızın "Bitirelim." dedi yorgun sesiyle. Aynı anda kalbimin üzerinde bir baskı hissettim. Soluğum sessiz sedasız kesilmişti. Biir anlığına gerçekten nefes almayı unuttum.

Bu günün geleceğini her zaman biliyordum. Aslında bunu uzun zamandır korkuyla bekliyordum. Şu üç yılda ortaya çıkmadığını düşünürsem gerçekte şanslı bile sayılırdım.

"Neyi?" diye sordum bilmemezlikten gelerek. Olabildiğince uzatıyordum çünkü birkaç saniye daha onun bana ait olduğunu hissetmeye ihtiyacım vardı. Hiç olmamasına karşın... Bazen saniyeler, hatta saliseler tahmin edemeyeceğimiz kadar önemli olabiliyordu.

"Bunu."

Kestirip atmıştı. Uzatmadı ve tekrar sorsam, uzatmaya çalışsam bile işe yaramayacağını biliyordum. Bitmişti. Bu her şeyiyle kesin bir sondu.

Yatağımda diğer yanıma dönerek ona sırtımı dönmüş oldum. Hani olur da tekrar gözlerime bakmak isterse akıp giden yaşlarımı görmesin diye. Kendimi acındırdığımı düşünmesini istemiyordum.

Sesimi sabit tutmaya çalışarak "Kim?" dedim. Biri olmalıydı; anlaşmamız böyleydi.

Çakmağının sesini duydum: Ona 20. yaş günü hediyem olan siyah altın rengi işlemeli Zippo çakmağın. Sigarasını yaktıktan kısa süre sonra her sevişmemizde ondan aldığım o yoğun koku tekrar burnuma doldu. Buluşmalarımıza gelmeden önce üst üste birkaç tane içerdi, bilirdim. Bugünden sonra benim de içmeye başlayacağımı biliyordum.

"Geçen gün bahsettiğim. Annemlerin bir görüşeyim diye zorla gönderdikleri kız."

Sesinde bir heyecan, mutluluk, huzur veya herhangi güzel bir duygu aramıştım korka korka fakat bulamamıştım. O kız umurunda değil gibiydi. 'Öyleyse neden?' diye düşündüm ve kendime verdiğim cevap kalbimi mümkünmüş gibi daha küçük parçalara ayırdı: Benden tamamen kurtulmak için yapıyor.

KARAHİNDİBA (Bir Vedaya Ait 1) (GAY)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora