Sınav Sonuçları

247 16 6
                                    

-6 Gün Sonra-

"AA! GELMİŞ LAN!" diye deprem şiddetindeki bağırmayla koltuktan fırlayarak yuvarlandım ve tekrar yeri boyladım.

Sinirden yeri yumruklarken, "Yeni köye yeni adet geldi de benim mi haberim yok?! Niye her sabah koltuktan tepetaslak düşerek uyanıyorum ben!" diye şikayet ettim.

"Konuyu değiştirmesene kızım!" diyen Takemiye ters ters baktım.

Ayağa kalkarak koltuğa oturdum. "Pardon da hangi konudan bahsediyoruz acaba? Benim haberim yok da!"

Yüzüne büyük bir tebessüm yayılarak elindeki zarfı gösterdi. "Kızım U.A. Lisesi'nin Giriş Sınavı sonuçları gelmiş!" dediğinde o kadar heyecanlıydı ki.

Koltuktan kalkarak yanına oturdum ve zarfı almaya kalkıştım ki elini kaçırdı. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Take nii-san versene şu zarfı?!"

Başını olumsuz anlamda salladı. "Ben açacağım kızım! Burada kalp hastası olmadığım halde meraktan krizin eşiğindeyim bir de sana mı açtırayım zarfı?"

Sinirden güldüm. "Şey söyleyeyim de sınav sonuçları benim Take nii-san."

Boş boş baktı. Sonra da zarfı açtı ve çıkan değişik şeye bir süre baktıktan sonra bastı. Birden karşımızda All Might'ın hologramı belirince irkildik.

Korkudan koltuğun üstüne çıkan Takemi, "Lan Miroi! Bu ne?! Bomba mı gönderdiler evimize tuzak mı bu?! Ölürsem tüm suç senin o yüzden hayatın boyunca vicdan azabı çek e mi?!" diye korkuyla söyledikleriyle ona ters ters baktım. Ciddi? Evet gerçekten ciddiydi.

Kahkaha attım. "Take nii-san bunu bilgisayar ekranına yansıtılmış video gibi düşün. İzleyeceğiz sadece." dediğimde bana baktı. Sonra koltuğa sakince oturdu.

All Might'ın ıvır zıvır konuşmaları sonrasında U.A. Kahramanlık Akademisine kabul edildiğini söyleyince otuz iki diş sırıttım. Evet, en iyi kahramanlık lisesine girmeyi başarmıştım.

Ben gülümserken Takemi mutfağa gitti. Elinde bir leğenle gelince anlamayarak ona baktım. Ayağa kalkarak ne var diye bakacaktım ki leğenin içindeki suyu kafamdan aşağıya boşaltınca anladım.

Derin derin nefesler alırken hâlime bakıyordum. Sinirden gülerken gözlerimden alev fışkırtarak Takemiye baktım. Sertçe yutkunan Takemi, "Şey e çok sevinip heyecanlandığın için sıcak basmıştır diye hem tebrik etmek anlamında seni ferahlatayım dedim." demesiyle gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.

Sinirden ayaklarımla yere vurdum. "Normal insanlar tebrik etmek için sarılırlar biz niye donuyoruz acaba?!" diye sinirle haykırdım.

Takemi göğsünü kabarttı ve gülümsedi. "Çünkü biz özeliz canım." söylediğiyle leğeni alıp kafasına fırlattım. Eliyle kendini koruyan Takemi koşarak odasına kaçtı ve kapıyı kilitledi. Başka şekilde kurtulamazdı zaten!

Kıyafetlerimi alarak lavaboya girdim ve üstümü değiştirdim. Yüzümde ben fark etmeden bir tebessüm oluşmuştu. Evet, Takemiye çok bağlanmıştım. Benim için öz onii-sandan farkı yoktu. Onun da aynı şeyleri hissettiğini zaten biliyordum.

Sıralamada 1. Sırayı Bakugou Katsuki bitirmiş. 2. Sırada ben varım 3. Sırada da bizim kızıl kirpi var. 8. Sırada da brokoli kafa varmış. 1. Sıradaki kişi muhtemelen imhacı çocuk. Şu bana 'Zımpara' diye seslenen hergele!

Yarın başlıyorum. 1-A sınıfına çıkmışım. Şu hukuk adamına benzeyen çocuk ile imhacı çocukla aynı sınıfa çıkmamış olmayı diliyorum!

Dur bir saniye ben okul formasında etek mi giyeceğim? Hadi ama! Bunu yapmış olamazlar! Ben ve etek ha? Yok yok imkansız! Müdürle anlaşma mı yapsak?! Adamlar özel insanlar seçiyorlar beni istedikleri gibi okuldan atabilirler! Kahretsin!

Sinirle lavabodan çıktığımda Takemi koltuktaydı. Yanına gelip kafasını dürttüm. Kafasını yukarı kaldırarak bana baktı. 'Ne var?' bakışından atıyordu.

Derin bir iç çektim. "Take nii-san sen pazarlıkta iyisindir müdürle bir okul forması hakkında konuşsanız?" diyerek yavru köpek bakışı attım.

Takemi başını olumsuz anlamda salladı. "U.A. Lisesi'nin söylediklerine karşı gelme. Giyersin." diyerek önüne döndü ve televizyonu açtı.

Öğlenden sonra iç çıkışımı verdik. Çok tartıştık ama Takemi inat edince karşı koyamadım.

Marketten çıkmış eve doğru yürüyorduk. Elimde bu ayın çalıştığım kadarının maaşı vardı. Takemiye döndüm. "Take nii-san, hadi alışveriş yapalım! Güzel yemekler alalım!" dediğimde bana döndü ve elimdeki paraya baktı.

Kaşlarını çattı ve başını sallayarak, "Hayır, zaten tam maaş almadın harcanma!" dedi.

Kolunu tuttum, "Gidiyoruz işte!" dedim ama kolunu çekti.

Kaşlarımı ben çattım bu sefer. "Take nii-san bundan sonra senin paranla geçineceksem bırakta benim son paralarımla alışveriş yapalım!" diye sesimi yükselttim.

Gülümsedi. "İyi tamam." dediğinde kol kola girdik ve aşağı sokaklara gittik. Fırından güzel tatlıları alıp çıktık. Bir lokantaya girerek güzel yemekler ısmarlayıp yedik.

Başka bir yemek sipariş ettim. Yemekler çok güzeldi. Takemi bana kaşları havada bakıyordu. "Kızım yüzünün bu hâli ne?! Yemek ağızla yenir ama sen kulaklarına kadar batmışsın!" dediğine kıkırdadım.

'Öcü görse korkar senden Miroi!'

Aklıma gelen cümle ile gülümsemem kayboldu ama çaktırmadım. Tekrar gülümsedim ve Takemiye döndüm. "Doğal makyaj diyoruz biz buna." dedim göz kırparak.

Takemi kulaklarımı gösterdi, "Kulağa da mı makyaj yapılıyor?"

Elimi kulağıma götürdüm. "Sıçramış sıçramış." dedim gülümseyerek. İkimizde güldük.

Önceden kalan paralarımı da devreye soktuğum için hemen tükenecek kadar değildi. Bir mağazaya girdik. Gördüğüm topuklu ayakkabıları alarak Takemi'nin yanına gittim. Kırmızı, ince topuklu ayakkabıları Takemiye göstererek, "Bir giysene Take nii-san! Eminim ayağında çok güzel duracak. Ha birde kırmızı ruj alayım sana çok daha güzel olursun." dedim ve sırıttım.

Sinirden dudağını ıssıran Takemi önüne dönerek bir smokin aldı. Bembeyazdı. Bana gösterdi, "Sende bunu giysene Miroi. Ben sana siyah damat ayakkabısı da alırım altına. Nasıl fikir. Bak saçlarınla çok uyumlu." demesine ben kaşlarımı çattım ve ayakkabıyı gidip yerine koydum.

Birkaç şey aldıktan sonra mağazadan çıktık. Ellerimiz poşetle dolmuştu. Doğrusu Takemi bağcığını bağlama bahanesiyle hepsini bana verip sonra da geri almadığı için benim ellerim doluydu. Kendisi rahatlıkla yürüyordu.

Shoto Todoroki X ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin