Başlıyoruz...

314 25 8
                                    

Limanda anne babasına büyük bir sevinç ile el sallarken ağladığını gizlemek için avazı çıktığı kadar bağırıyordu Esma!!

"Bana yazmayı unutmayın! Sizi çok seviyorum!"

Henüz 14 yaşında olmasına rağmen yaşından fazla olgunluk taşıyordu .Anne babasının onu korumak amaçlı teyzesin yanına eğitim alması için tamamen farklı bir kültüre gönderdiklerinde aslında her şeyin farkındaydı.Mısır ne kadarda Osmanlı himayesinde bir vilayet olsa da her zaman bir karışıklık ve savaş çıkma ihtimali vardı.Fransız'ların gölgesi altında iç çatışmalardan bıktıkları için anne ve babası onu İngiltere'de öğretmen olan teyzesinin yanında eğitim almaya gönderiyorlardı.Babası Müslüman bir doktor olarak kendini geliştirebileceği her ülkeye gitmiş ve kendine yeni deneyimler katmıştı.İngiltere'deki seyahati sırasında annesi ile tanışıp evlenmiş ve Önce İstanbul  oradan İran en sonda Mısır'da doktorluk yapmıştı. Onun daha fazla göçebe hayatı yaşamaması içinde böyle bir karar almışlardı.

Peçesini kapatarak kamaralardaki banka oturdu.Ellerinde eldiven olmasına rağmen rüzgarında etkisi ile yüzünün buz tuttuğunu hissediyordu.Gemi uzaklaştıkça başına güzel şeyler gelmesini umut ederek anne ve babasına tekrar kavuşmayı diledi.Bu güne kadar onu el üzerinde tutmuşlar babasının doktor olmasının imtiyazını ve ailesinin farklı kültürlerde olmasının şansını yaşamıştı.Buna rağmen her zaman elinden geldiğince kendini geliştirip her işi öğrenmeye çalışmıştı insanlardan.Kimseyi hizmetçi yada köle diye ayırt etmemiş herkese eşit davranmaya özen göstermişti..Çünkü anne ve babasından aldığı eğitim böyleydi.

"Üzülme Esma emin ellerdesin.Lady Mary'e seni sağa salim teslim edeceğime  dair babana söz verdim.Hem anneni babanı tekrar göreceksin üzülmene gerek yok."

"Teşekkür ederim Bay Wilson.Bu yolculuk ne kadar sürecek"

"Şöyle diyebilirim.Duyduğuma göre bu gemi oldukça hızlıymış 1 ay gibi bir zamanda İngiltere limanında olabiliriz."

" O zaman konuşacak oldukça vaktimiz var.Belki bana İngiltere hakkında başka şeyler anlatabilirsiniz.Annem bana bildiği her şeyi öğretmeye çalışsa da daha öğrenecek çok şeyim olduğunu düşünüyorum"

"Baban eğitim konusunda gördüğüm en açık fikirli insan.Zaten aynı kafada olduğumuz için İngiletere'den peşine takılıp onunla beraber tıp öğrenimime Orta Doğu'da devam etmeye karar verdim. İyi ki de yapmışım.Müslümanlar Tıp ile alakalı çalışmalara bizden daha çok değer veriyor.Bilim din inançları ile çarpıtılarak kapatılmamalı ve ne yazık ki ben kendi dinimde kilisenin engelleri ile uğraşmaktan ve önüme engeller konulmasından bıktığım için buralara kadar geldim. Ne demiş İbni Sina" Şifasız hastalık yoktur; irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur; tanınmamasından başka"

Bu sözleri duyduğum zaman hiç korkmadan peşinden geldim.İyi ki de gelmişim değil mi?

Birazda olsa onu neşelendirmek ve güçlendirmek için elinden geleni yapsa da durumun ciddiyetinin farkında olduğundan bu küçük kız için elinden geleni yapacaktı..

10 Mart 1870 Atwood Malikanesi..

Elleri arkasında malikanenin önünde duran at arabalarını bir bir inceliyordu.Yarıdan çoğunu tanımıyordu bile ama Atwood malikanesinde bir parti yapılacaksa bütün İngiltere bu partiye katılabilmek için bir kaç günlük yoldan bile geliyordu. Bu yüzden malikanenin doğu ve batı kanadı uzak misafirler hazırlanmış bir kaç gündür evde hummalı bir çalışma vardı.Şatafatlı kıyafetleri ile bu gece eğlenmeyi düşünen kalabalıktan daha çok ,Stefan'ı   evlenecek kızları olan annelerin onu nasıl harika bir koca adayı olarak görmesi korkutuyordu.Eton dan döndükten sonra annesinden bir atak bekliyordu ama bu kadar erken olması canını sıkmıştı.Gezip görmek istediği başka ülkeler tatmak istediği bir sürü ten vardı.Bu daveti atlabilirse bunun için en kısa zamanda bu soğuk malikaneden uzaklaşacaktı.

AŞKIN İLACIWhere stories live. Discover now