Kara Haber

95 15 0
                                    

2 yıl sonra...

Her zaman bir heyecanın kargaşanın olduğu mutfakta ölüm sessizliği vardı.Kapıdan girince yanlış yerden girip girmediğini kontrol etmek için tekrar etrafına bakındı.Kimseden ses çıkmıyordu hatta teyzesi Mary'nin elinde kepçe, olduğu yerde sessizce ağlıyordu.Telaşlanarak yanına gitti.

"Biri neler olduğunu bana anlatabilir mi?" Herkes birbirinin suratına bakıyordu..

"Hepinize birden ne oldu böyle.Kara haber duyar gibi"

"Ne yazık ki öyle Esme Lord Stefan dan uzun süredir haber alınamıyordu.Kaybolduğuna dair kesin bilgiler var.Majesteleri onu aramak için gemi ile yola çıkmaya hazırlanıyor.Düşes için sakinleştirici bir şeyler hazırlayabilir misin doktor gelene kadar.."

"Tabiki Bay Thomson" Bu aslında Atwood için bir yıkım demekti.İngiltere'de yaşadığı iki yıl boyunca öğrendiği bir şey var ise oda varisin yoksa ve soylu isen senin için her şey bitmiş demektir. Lord Stefhan'ın büyük abisi de bir hastalıktan geç yaşında vefat ettiği için  tek variste ortadan kaybolmuştu.Bu yüzden herkeste bir endişe vardı.

Sakinleştirmek için teyzesinin yanına giderek koluna sarıldı."Korkma, iyi olduğuna eminim.Yoksa bu haber bile ulaşmaz öldüğü söylenirdi.."

"Umarım öyledir Esme umarım .Yoksa hayatımızda çok şey değişecek"

Aslında Esma'nın hayatı onun sayesinde değişmişti.Buradan gideceğini söylemeseydi annesi teyzesi ile kalmama asla izin vermezdi.Teyzesinin gönderdiği Hristiyan zerafet okulunda yaptığı şey kibarlıktan çok kadınların sadece evde işe yarayacağını beyinlerine kazımak ve tek Peygamberin İsa olduğuydu. Özellikle kendinden nefret ettiklerini hissetmemek için salak olmak gerekirdi.Bu yüzden dayanamayarak geri gelmişti malikaneye.Küçüklüğünden beri asıl ilgisini çeken kitaplar ve tıbbı bilgilerdi.Hayali babası gibi iyi bir doktor olarak kendini kanıtlamaktı.Bu yüzden zerafet ve incelik ondan oldukça uzak iki kıta gibiydi..Malikane geniş bir arazide ve çok büyük olduğu için kıyafeti ve başındaki örtü kimsenin umurunda değildi.Malikane halkıda ona alışmıştı artık.Bir aile gibi olmuştu çalışanlarla.Hatta Bay Thomson evde kimse olmayınca kütüphanedeki kitaplardan alıp okumasına bile izin veriyordu.Bu onun için herşeye değerdi.Evin bütün erkekleri için eğitime önem verildiğinden kitaplık sonsuz bir okyanus gibiydi Esma için.Evde belirli bir görevi olmamasına rağmen herkese yardım etmekten çekinmiyordu.Zaten teyzesi Mary hizmetçi gibi olmasını istemediğinden kendince Esma'ya özel dersler aldırıyordu.En çok sevdiği piyano dersleriydi.Dük eşine yeni bir piyano hediye ettiği için eski piyanosunu hizmetlilere hediye etmesiyle Esma'nın piyano macerası başlamıştı.Ev sahiplerinden başka piyano çalabilen tek kişi Lady Catrine'in hizmetçisi Lady Emily'idi..Mary Emily'nin oldukça katı olduğunu düşünerek bunu asla kabul etmeyeceğini söylediğinde onu ikna etmek için Esma karşılığında Ud çalmayı öğreteceğini söylemişti.Ud İngiltere'de bilinmeyen egzotik bir çalgıydı. Bu yüzden oldukça cezbedici gelmişti bu fikir ona..Oysaki ortadoğu'da kadınlar eşlerini eğlendirmek için küçük yaşta ud çalmayı mutlaka öğrenmeleri gerekirdi.Burada genç Ladylerin kendilerini gösterme şekli nasıl piyano ise Mısır'da da ud çalmaktı.Gerçi onuda öğrenirken annesine kök söktürmüştü evlenmeyi düşünmediği için.Annesinin birazda bu yüzden onu buralara zerafet öğrenmesi için yolladığından emindi artık..Büyürken bir kız çocuğunun isteyeceği hiç bir şey ilgisini çekmiyordu.Babası ile hayvanları kesip biçmek yada kitap okuyarak bitkilerden ilaçlar yapmak daha büyük mutluluk veriyordu ona..Büyüdüğü yerlerde kadınların yüzlerini bir erkeğin görmesi mümkün olmadığı içinde bir erkeğin kendine ilgi duyacağını yada anne ile babası gibi birini seveceği ihtimali oldugunu aklına bile getirmiyordu.Şu ana kadar yakın olabileceği tek erkek seyisin yamağı John 'du.Onuda bir erkekten cok abi gibi görüyordu..Zaten umutsuzca aşık olduğu bir kadın vardı hayatında..

AŞKIN İLACITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon