Şuan Jaehyun'un epey rahat yatağında uzanan yarı çıplak ufak tefek beden, adamın beklediği bir şey değildi.
Odasında, hatta yatağında olmasının kendi isteği olup olmadığını merak etti. Belki de Johnny bir şeyler planlıyordu.
Tamamen çırılçıplak olmasa da, sarı renkli geceliği neredeyse yok gibiydi. Yan bir şekilde uzanmış, üstte kalan bacağını yukarı kırdığı için sadece mahrem yerleri gizliydi.
Süt beyazı teninin kızıl saçları ve gözleriyle uyumu odasını aydınlatan ışıkta muazzam görünüyordu. "Yanlış odaya girmişsin güzellik."
"Hmm.. Senin odan değil mi?" Uzandığı yerden doğrulup elleri ve kalçası hala yataktayken etkileyici gövdesini sundu. "Johnny iş için çıktı. Akşam döneceğini biliyorum. Bu yüzden seninle konuşmak istedim."
Yuta gizlemeye çalışsa da rahatsızca kıpırdanmasından korktuğu anlaşılabiliyordu. "Amacın ne?"
"Bunu benim sormam gerekmiyor mu? Odamdasın ve yatağımda uzanıyosun."
"Ne demek istediğimi anlamamış gibi yapma. Bir planın var ya da ölmekten korkmuyorsun." Kendinden emin sözlerinin aksine bakışları korku doluydu Jaehyun birkaç adım yatağa yaklaştığında Yuta'nın irkildiğini fark etti.
"Oyun oynayacak değilim, asıl gayeni söyle. Johnny'nin yanında bana o şekilde bakma ve hakkımda konuşma. Onu kızdırıyorsun." Güzel gözlerini kıstı. "Ben burada hayatta kalmak için dört yıldır.." cümlesinin devamını getirmeden önce durdu ve nefes aldı. "Her neyse. Aptal bir adam yüzünden canımdan olmak istemiyorum. Bakışlarını da sözlerinin odağını da benden uzak tut."
Jaehyun onun cılız kollarını kavrayıp ayağa kalkmasına neden oldu ve sonra kendine yaklaştırdı. Yüz ifadesinden canı yandığı, fazlasıyla korktuğu belli oluyordu.
"Aksi halde ne yaparsın?" Canı yandığı için olsa gerek kısık bir inleme bıraktı ve iri gözleriyle Jaehyun'a baktı.
"Beni becermek mi istiyorsun? Sırf bunun için hem kendi hayatını hemde benimkimi riske atmaya değer mi?" Uzun boylu adamın tutuşundan kurtulmaya çalıştı.
Jaehyun onun kollarını bırakmadan biraz eğildi ve yüzünü boynuna yaklaştırıp kokusunu içine çekti. "Becermek mi?"
Yuta masum gözlerle ona baktı. "Eğer beni becermene izin verirsem, istediğimi yapar mısın?" Sesi titrek ve çekingen çıkıyordu. Utanmıştı. "Johnny iki saat sonra dönecek." Göğsü hızlıca inip kalkıyordu.
"Bunu daha önce de yaptın mı? Johnny'nin adamlarıyla o evde yokken yatıyor musun?" Jaehyun yüzünde ki eğlendiği belli olan ifadeyle sordu.
Yuta'nın kaşları çatıldı ve Jaehyun'a sinirli bir ifadeyle baktı. "Hayır! Hiç kimse senin gibi aptal değil. Johnny'nin yanında bana bir yemekmişim gibi bakmıyorlar. İsmimi ağızlarına almaya bile korkuyorlar."
Jaehyun güldü ve Yuta'yı serbest bıraktı. "Eğer benimle sikişmeyi bu kadar istiyorsan sadece sorman yeterli prenses. Böyle oyunlara lüzum yok. Seve seve yaparım." Yuta'nın pürüzsüz yanağından bir makas aldı ve yatağına oturdu.
Yuta ellerini yumruk haline getirip sıkarken Jaehyun'a bakmaya devam ediyordu. Hemen ardından bir şey söylemeden odadan çıktı.
Jaehyun küçük olanın arkasından bakarken sırıtıyordu. Başını iki yana salladı ve elini ensesine götürüp saçlarını karıştırdı. "Siktir çok seksiydi." Elini indirip pantolonunu zorlayan sertleşmiş aletini avuçladı.
Yuta'nın aklını meşgul etmek istiyordu. Tıpkı kendi aklını onun meşgul ettiği gibi. Bu yüzden istediği şeyi kabul edip onunla sevişmek yerine sinirlenip gitmesini sağlamıştı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
