7

323 50 132
                                    

Arkadaşlar taslaktaki bölümler kısa biliyorum kısalkktan şikayetçisiniz ama şimdi oturup onları uzatma/ düzenleme işlemi yapamıyorum narkotiği bitirmek için bir an evvel şu bölümü bitireyim buraya da uzunca yazacağım. Aklımda çok güzel olaylar var. Bilinmeyeni uzun süre saklamayacağım sizden yakın zamanda tanıyacaksınız onu da.

Ama şimdilikkk böyle devam

İyi okumlar

~~~

Güneş: Nasıı yaaaa

Şok içinde kalırken yazabildiğim tek şey bu olmuştu.

"Ne? Ne oldu kızlar?"

Merakla neye baktığımızı öğrenmek isteyen Giray'ın söylediklerini duysam da bir tepki vermedim. Öylece ekrana kitlenmiş karşıdan bir cevap bekliyordum. Ama inatla yazmıyordu sanki.

"Alo? Kime diyorum?"

Harfleri uzata uzata konuşup biraz yüksek ses kullanmıştı bu kez. Aklıma gelen ani şeyle telefonu gözümün önünden çekip işaret parmağımı oturan Giray'ın yüzüne doğrulttum.

"Bana bak! Gidip kartı başkasına mı verdin! Ben seni sorguya çekerken mesaj atsın diye!"

Bir kez daha kocaman açtığı gözleriyle ayağa fırladı Giray. "E yuh ama artık!"

"Yani beni haksız yere suçladığını düşünmektense böyle bir şeytanlık yaptığımı düşünüyorsun ya. Sana da helal olsun Güneş. Başka hiçbir şey söylemiyorum sana!"

Sitemli sesiyle konuşurken yanımızdan geçip gitmeye çalıştı. Onu durdurup "sen her türlü şeytanlığı yaparsın" dediğimde göz devirdi.

"Konuşma benimle, az önce bütün hakkımı hukukumu kestim seninle ben."

Tripli sesi ve bakışlarıyla yanımdan yürüyüp geçti. Sesli bir nefes vererek ardından bakmakla yetindim. Çünkü ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Zaten bana gerçekten kırıldığı falan yoktu. Giray böyle bi çocuktu. Bu yüzden okulda anlaştığım sayılı insanlardan biriydi. Alıngan, kırılgan bir yapısı yoktu. Karşısında ki insan sert biri de olsa soğuk biri de olsa yine kendinden ödün vermez, kendi gibi olmaya devam ederdi.

Onu bu yüzden severdim. Ama işte fazla yaramazdı.

"Sence gerçekten o değil mi yani?"

Gizem'in sorusuyla başımı iki yana sallayarak kendime gelmeyi amaçladım. Alt dudağımı hafifçe sarkıtarak 'bilmiyorum' ifadesi takındım. O sıra elimde tuttuğum telefon titreyince algım dağıldı. Telefonu kaldırıp gelen mesaja baktım.

Gizli numara: e ben sana demiştim

Gizli numara: kızım ben yalan söylemem

Gizli numara: yalandan yere hırpaladın çocuğu:d

Sinirle okuduğum mesajlara göz devirmemek için kendimi tutarken hızla parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.

Güneş: Madem öyle

Güneş: kim olduğunu söyle

Güneş: saçma sapan çocukça işler yapma

Gerçekten sinirlerim bozulmuştu. Çünkü bu kişi her kimse beni iyi tanımıyor olmalıydı. Benimle uğraşmak gibi bir hataya düşmüştü.

Gizli numara: yok

Gizli numara: söylemicem

Güneş: o niye

BİL İSTEDİM ||YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now