yedi.

570 37 8
                                    

"Ee," Boş gözlerle ona bakmayı sürdürdüm. "Ne var?"

"Şey," Mauro gülümseyerek içeri süzüldü. "Galatasaray Adasında barbekü partisi varmış."

"Mangal yani?" Kerem elindeki sodayı ağzıyla açtı.

"Vahşi herif, zenginiz biz,barbekü demek zorundayız."

"Kim diyor bunu?" Mauro'yu uğraştırmaya niyetliydim. "Niye geldin?"

"Size haber vermeye ve almaya geldim"

"Ulan var ya ne büyük kulübüz be," Kerem gururlanarak konuştu. "Forvet değil ayakçı almışız, bu büyüklük şaka mı?"

"Şaka lan," Mauro hafiften sinirlenmeye başlamıştı. "Her şey şaka. Hadi hazırlanın da çıkalım."

***

"Çok güzel olmadı mı?" Dursun Özbek etrafı izlerken konuştu. "Ailecek bir arada olmak çok güzel."

"Öyle vallahi, içimiz açıldı." Okan Buruk, her zaman olduğundan daha mutlu gibiydi, canım hocam.

"Bunu daha çok yapalım." Nando, üç küçük çocuğuna rağmen enerjik bir adamdı, hem bize hem de onlara ayıracak gücü ve zamanı vardı. Herkes buradaydı. Dries, masadaki zeytinleri takım arkadaşlarına atıyor , Kerem ise günah abi atma diye uyarıyor, Victor ise kendine atılan zeytinleri kafasıyla uzaklaştırarak Abdülkerim'i güldürüyordu, Mauro ise kömürleri taşımış şimdi ise mangal yakıyordu, mangal diyecektim çünkü kendimi asla zengin gibi hissetmiyordum, hissettiğim tek şey bu adama olan aşkımdı, üstü başı kömür olmasına rağmen çok çekiciydi, elinden her iş geliyordu, dokunduğu her yüzeyin yerine kendimi koyuyordum. Tanrım, onu çok özlemiştim, çok da seviyordum.

"Baba yanıyorsun." Düşüncelerimi bölen Fran oldu.

"Evet kızım iki senedir."

"Baba gerçekten yanıyorsun." Heyecanla konuştuğunda Kerem ise dalga geçer gibi :

"Yananı görür Allah." demişti, diğerleri de bunu bekler gibi görür inşallah deyince Dursun Özbek telaşla konuştu.

"Lan," Mauro'nun tişörtünün ucunu gösterdi. "Adam cidden yanıyor, bunu da kurtar Muslera." Bunun üzerine Muslera sabır çekerek yangın tüpüne hamle yaparak hem Mauro'nun hem de benim ateşimi söndürmüş gibiydi, çok komik görünüyordu.

"Kızım," Erdem Başkan bana doğru döndüğünde hemen ayağa kalktım. "Yener abi yok,neyi var bak bakalım."

"Ben sadece psikoloğum başkanım."

"Olsun kızım git bak bakalım bir şeyi olabilir."

"Peki efendim." Mauro önde ben arkada onu muayene edebileceğim bir yer arıyordum.

"Sanırım burası uygun." Adadaki soyunma odasını işaret ettim. "Acıyan bir yeriniz var mı?"

"Burası." Mauro,eliyle kalbini gösterdi. "İki senedir acıyor."

"Sizin hatanızdan dolayı olabilir."

"Yine niye siz oldum ben?"

"Farkındaysınız şu an çalışıyor sayılırım."

"Ben de senin patronun sayılıyor olabilir miyim peki?" Mauro'nun sesindeki muzipliği anlamamak mümkün değildi.

"Sanmam."

"Sansana,sandığın günler çok güzel geçmişti."

"Hatırlamıyorum."

"Hatırlatmak istiyorum." Mauro, çenemden tutup öpmek için yaklaştı, bu sefer ona muhalefet etmeyecektim, izin verecektim ama yüzüme gelen zeytinle neye uğradığımı şaşırdım.

"Burada öpüşmeyin," Dries, eliyle arkayı işaret etti. "Orası daha iyi ve Wanda geldi, sizi kolluyor olacağım."

trouvaille | mauro icardi |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin