Köyün Çiçeği

212 14 3
                                    

"Sakin ol!"

Sepeti masaya bırakıp anneme baktım.
"Sakin olamam!" diye yükseldiğimde kaşlarını çattı.

"Annene sesini mi yükseltiyorsun?"

Sanırım abarttım, alındı mı? Yok yok şaka yapıyor. "Estağfurullah annem." dedikten sonra sepetteki peynir, çay, ekmek ve birkaç yumurtayı masaya koydum.

Annem de yumurtaları alıp tavaya yavaşça kırarak koydu.

"Baban gelince hemen yemeğini ye sonra bir koşu Ayça ablanlara git olur mu?" dediğinde peynirden zıkkımlanmayı kesip baktım.

"Giderim tabiki."

Birkaç lokma daha yedim ve ellerimi havluya silip kapıya koştum.

"Hatta şimdi gidiyorum!" dedim.

Cevap vermesini beklemeden, ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Taşlık yolda yürürken bir yandan saçımla oynamaya başladım.

Köyümüz küçük değildi ama büyük denemezdi, orta? Evet, orta denir.

"Çiçek?"

Duyduğum sesle durdum ve sesin geldiği tarafa baktım.

"Aa Helen?" dedim. Helen ilkokul arkadaşım, çocukluğum, gençliğim yani bütün anılarım.

"Hayırdır, nereye?"

Etrafa baktım ve yanına yürüdüm. "Ayça ablamlara gidiyorum, annem söyledi." dedim.

"Neden?" dedi. Harbi neden gidiyordum?

"Bilmem." dedim fakat o sırada yanımdan geçen araba çok ilgimi çekmişti.

Zırhlı araçlardandır bu bilirim. Helen baktığım arabaya baktı.
"Askerler gelm-" sözünü bölmek zorunda kaldım.

"Ayça ablamlara yürürken anlatır mısın?" dedim ve cevap beklemeden elini tutup yürümeye başladım.

"Pekala, askerler gelmiş."

Yürürken baktım.

"Ciddili askerler?" dedim.

Yani buraya bazen gelenler olurdu ama kontrol için gelip giderlerdi.

"Ciddisiz halleri mi var Çiçek?" dedi gülerken. O sırada duran arabadan üniformalı koca koca adamlar iniyordu.

"Var var sen bilmezsin." dedim ve ekledim. "Neden gelmişler?"

Etrafa sanki sır verecek gibi baktı. "Bizim çoban hüso var ya.."

"Ee" dedim, çekiştirir gibi.

"Dağda birkaç garip adam görünce muhtara haber etmiş." Teröristlerden bahsediyordu.
Hiç gelmezdi buralara o eşek arıları, korkuverdim biraz.

Şaka yapıyorum!

Elime geçseler hepsini tek kaşık suda boğabilirim ben.

"İnerler mi buraya?" diye sordum eve yaklaşırken.

"Askerler o yüzden geldi ya hani.. Akıllı minik!" Tövbee!

Ne miniği be?!

Kim minik?!

"Bana hala çocuk gibi davranıyorsun, olgunum ben." dedim ve durdum.

Kapıya birkaç kez vurdum ve açılmasını bekledim.

***

"Ayça abla geçtekten gerek yoktu.." dedim, mahçup olmuştum.

"Sus kız, hediye bu hediye!" dedi yalancı bir azarla.

Elimdeki telefona baktım.
Vardı telefonum ama tuşluydu o da bozuldu geçen gün.

Kalktım ve sıkıca sarıldım.

"Teşekür ederim canım ablamm!" yanağına sulu bir öpücük bırakıp Helen'e baktım.

"Hadi! benim numaramı kaydet." dedi Helen.

Hızlıca yanına gittim.

"Söyle bakalım!" dedim heyecanla.

"532 78...-"

"Helen!" dışarıdan gelen sesle sözü yarıda kesildi. "Geliyorum! 783..27"

37? Tamam olduu.

"Hadi koş Caner abiden azar yemeyelim şimdi." dedim kıkırdarken.

"İyi hadi, dikkat edin kendinize." dedi ve bir koşu evden çıktı.

"Çiçek gel kahvaltı yapalım öyle gidersin." dedi Ayça ablam.

Vallaha hiç hayır diyemezdim çünkü kahvaltı yapmamıştım.

***

Yatağıma uzanıp telefonumu aldım.

Helen'e yarın boş olup olmadığını sormam lazım.

KİŞİLER: Mehlülhelün

      Heleenn!! :siz
23:56
bakıver bi hemen yaa :siz
23:58
of :siz
uyuyorum ben.. :siz
00:14

"siz" çevrimdışı

Mehlülhelün: kimsiniz?
05:38

✿ÇİÇEK✿Donde viven las historias. Descúbrelo ahora