Mesajın Var Usta

864 55 26
                                    


Yeni bölümden herkese selamm

Hepinize iyi okumalar 😽

...

"Abi ben ger-"

"Kes sesini sikmeyeyim abini şimdi." diye kükredi karşımdaki sinirden deliye dönmüş beden. Evet evet resmen kükredi.

Yaklaşık on dakikadır ayakta karşısında kalbim götümde ata ata bekliyordum. Ne ara bu konuma gelmiştik anlamamıştım bile.

Depodan geri çıktığım an gitsem mi gitmesem mi ikilemine düştüğüm sırada kapının sertçe açılması ile yerimde sıçramıştım. Ardından karşıma geçen beden yerimde hareketsiz kalmama neden olmuştu. Kafamı ayaklarımdan kaldıramıyorken "Hiçbir yere kaybolma." diye bastıra bastıra konuşmuştu. Hızla başımı sallayıp kenara çekildiğimde geri depoya girmiş ardından içeride gördüğüm kadın üstünü düzelterek çıkmıştı. Yüzüme bile bakmadan bakkaldan çıkıp uzaklaştığı sırada Kemal abi de depodan çıkmıştı.

O zamandan beridir de aynen bu şekilde duruyorduk. Ben tam ağzımı açacağım sırada "Şimdi ilk ve son kez konuşucam. Ona göre kulağını iyi aç iyi dinle." diyen sesi girdi araya. Hızla kafamı sallarken "Kaldır kafanı, bana bak." diye konuştu tekrardan. Dediğini ikiletmeden kaldırdım yüzümü.

Karşımda bir elini ensesine atmış diğer eliyle de burnunun kemiğini sıkan bedeni görmem daha da gerilmeme neden olurken bir anda gözlerini gözlerime dikti. İşte şimdi gerçekten sıçmıştım. Kesin öldürürdü beni. Ya da az önce depoda yaşandığını düşündüğüm şeyleri benim üzerimde uygulayacaktı. Uygulamasındı lütfen, daha ölmek için çok gençtim ben bir kere!

Kafamda olası ölüm senaryolarımı tasarlarken "Az önce gördüklerini başkasından duyacak olursam yaşanacakları anlatmama bile gerek yok. Şuandan itibaren bunun bahsi bile açılmayacak bu bir. Bugünden sonra da burada ben ne dersem o olacak bu da iki." dedi parmağını bana doğru sallayarak.

Anında kafamı sallamamla "Cevap versene lan!" diye bağırdı. "Tamam abi sen nasıl istersen." dedim bir çırpıda. Dediğimi onaylamış olacak ki kafasını sallaya sallaya kasaya geçti. O sırada ben de bir daha arkasında ne olduğunu bilmediğim hiçbir kapıyı açmayacağıma dair kendimi uyarıyordum. Bu sefer bu şekilde yakaladıysam bir dahakine direkt yatakta falan yakalardım kesin. Yok yok bundan sonra kendi odama bile girerken kapıyı tıklatıp öyle girecektim.

Olduğum yerde durmaya devam ettiğim sırada "Gel buraya da yapacaklarını anlatayım." dedi arkamdan. Emir kulu gibi hissetmemden dolayı direkt yanına adımladım. Yüzüne bakmaya çekinsem de yine kızar diye gözlerimi yüzüne çıkardım.

Daha önce tek çocuk olduğumdan bakkala gitme görevinin bende olmasından dolayı sık sık karşılaşırdık Kemal abiyle. Bol bol kolay gelsinli, iyi işlerli, 1 kilo un alabilir miyimli sohbetlerimiz olsa da samimi değildik. Ona bakarsanız Kemal abi kimseyle çok sıkı fıkı değildi - az önceki abla istisnaydı sanırım - mahalleli ile iyi anlaşsa da ağır başlı olması nedeniyle çok konuşmazdı veya gülmezdi, hatta neredeyse hiç gülmezdi. Ya da hiç gülmüş müydü ki?

Kemal abinin hiç gülüp gülmediğini hatırlamaya çalıştığım sırada "Bugün ilk günün olduğu için geç geldin diye varsayıyorum. Yarından itibaren saat 7'de burada ol." dedi kasadaki paraları düzenlerken.

Kendimi tutamayıp ağzımdan bir "Yuh!" kaçtı. Anında kafası kalkarken "Yani sen nasıl istersen abi." dedim toparlamaya çalışarak. Sinirlendiği belli olsa da çok takılmayıp geri döndü işine. O sırada "Yapman gerekenleri az çok biliyorsundur zaten. Malları düzenlersin, telefona veya arada kasaya bakarsın falan. Zehra ablanın oğlusun diye güven sıkıntısı da yok zaten. Maaşını da haftalık veririm. Bizim eski çırak iyileşene kadar kalırsın, ondan sonra eskisi geri devam eder. " dedi en son kasayı kapatıp.

ÇIRAK (BXB) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora