6.BÖLÜM 💣

12 3 0
                                    

Merhabalar iki gözümün çiçekleriii. Bu bölümde geç geldi biliyorum ama bölüm atmaya inanın vaktim yoktu. Üniversite işleriyle uğraştığımdan buraya vakit ayıramadım. Elimden geldiğince kısa zamanda bölüm atmaya çalışıyorum. Bu arada kısa bir şey söylemek istiyorum. Bu kitapta fazlaca argo kelime ve küfür içeren cümleler var dikkatinize! Multimedya'da Berke Özdemir ve Emir Kaan Mutlu var. Fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar dilerimm. 💛

_ _ _

*Ölüm, soğuk bir kelimeydi.*

Elimdeki kutuyla zilini çaldığım kapının açılmasını bekliyordum ki kapı annem tarafından açıldığında annemin nefis yemeklerinin kokusunu içime çeke çeke içeriye daldım. Annem ben içeriye girer girmez bana, boğar gibi kollarını sarmıştı. Elimdeki kutuyla birlikte bende anneme sarıldım. "Sen neredesin be kızım çok korktuk senden haber alamayınca?"

Annemden vücudumu ayırıp yüzüne bakarak "Dur be Dicle Hocam geldik işte. Duru'daydım. Israr etti kal bizde diye anca haber ettim size de."

"Başlarım anca haber etmene! Merak ettik kızım insan haber vermez mi hiç?!"

"Haber ettim ya annem. Bi' daha olmaz söz."

"Aferim, bir daha olursa seni ögelerine ayırır öyle haşlarım, biliyorsun."

"Tamam sultanım biliyorum, olmayacak bir daha. Babam nerede?"

"Şirkette, gelmedi henüz."

"Geç kalmış."

"Evet, işi uzamış az önce konuştum abinle birlikte geliyorlar."

"Tamam annem, ben bir odama gideyim üzerimi değiştirip geleyim olur mu?"

"Tamam yavrum, ha Arven o elindeki ne kızım?"

"Eee, şey bu..."

Annem ne dercesine kafasını sallayınca hızlıca bir yalan düşünmeye başladım. Aniden konuştum, "Kargo..." ve devam ettim, "Ödevim için birkaç malzeme lazımdı, onlar anneciğim. Hadi kaçtım ben."

Annemin arkamdan İyi bakalım." dediğini duyup gerisini dinlemeden odama girdim. Çünkü klâsik annem sözü saçlarını dökme, dökülenleri topla, odanı da dağıtmaydı gerisi. Ama annemi atlatamayacağım diye çok korkmuştum. Ne de olsa kendisi türkçe öğretmeni, kanun gibi kadın. Gözünden hiçbir şey kaçmıyordu maşallah.

Hemen çantamı yere fırlatıp kimden geldiğini bilmediğim, içinde ne olduğunu bilmediğim bu kutuyu açmaya koyuldum. Kutuyu açtığımda içinden bana ait olan kıyafetlerim çıkmıştı. Sanırım Esin göndermişti düşüncesine kapılırken yere düşen not fikrimi değiştirdi. Neden mi? Çünkü notta Esin'e dair kibar bir cümleyi geçtim kelime bile yoktu.

'Bir daha evime gelmek zorunda kalmazsın umarım kokarca. Seni sevmediğimi biliyorsun. BEB'

'Bir doho ovomo golmol zorondo kolmozson kokorco. Sono sovmodoğomo boloyorson. Bir de koca koca harflerle BEB yazmış. Yazmasan şu kaba tabirinden anlamayacağız sanki aptal! Dengesiz herif!'

Kendi kendime dışımdan konuşurken odamın kapısının birden açılmasıyla uzaylı istilasına uğradığımı sandım bir an. Korkudan yerimde sıçrayıp notu elimde buruşturdum.

"Doktorum!"

Berke'yi taklit ederek "Doktorom." dedim sinirle. Berke sanki hicbir şey olmamış gibi neşesini bozmayarak "Ne var ya, noldu yine sinirlisin?"

TUTSAKΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα