2.Bölüm

481 214 843
                                    


Oğuz verilen adresin olduğu yere gitmek için motosikletine binip yola çıkmıştı. Yolda giderken aklında bir sürü teori vardı. Her şeye karşı hazırlıklı olduğunu düşünüyordu ama onu nasıl yakalayacağını bilmiyordu.

Gizem ise buluşma noktasına çoktan gelmişti. Buraya daha önce birkaç kişiyi yakalamak için getirdiğinden çoğu şeyi hazırdı.

Sadece sisteminin kontrolünü yapması gerektiği için kendi hazırladığı yer altında bulunan odasına doğru yol almaya başladı.

İşaret bıraktığı yerin kapı kolunun üstündeki çalıları temizleyip eskimiş demirden olan kapağı kaldırmaya başladı. Çalılar tamamen doğaya uyumlu bir şekilde hazırlandığı için kimse gerçeği ile ayırt edemezdi.

Uzun zamandır kimse gelmediğinden kapağın üstündeki tozlar Gizem'in hapşırmasına neden oldu.

"Burayı iyice boşlamışım. Bu ne toz böyle, hapşuuu. Ayy burnum da akmaya başladı. En nefret ettiğim şey. Tam da önemli bir işim varken şimdi sırası mı hapşuruk krizinin." diye söylenerek içeri girip kapağı kapattı. İçeriye girdiğinde bir süre daha hapşuruk krizi devam etti.

Uzun bir koridorun ardından odasına geldiğinde parmak izini kapının sağ tarafında olan okuyucuya gösterdi. Burayı tamamen kendi emekleriyle kurmuştu. O yüzden burası onun özel sığınağı olmuştu.

Okuyucu parmak izini onaylayınca kapı açılmaya başladı. Kapı açıldıktan sonra Gizem koltuğuna geçip oturdu. Her şey bıraktığı gibi duruyordu. Bilgisayarından sistemin tüm kontrollerini yapmaya başladı. Her şey yolunda gözüküyordu.

Kontrollerini bitirdikten sonra Komiser Oğuz Mert için oluşturduğu dosyayı eline alıp tekrardan okumaya başladı. Bu dosyayı bir çok kez okusada bir şeyler gözden kaçırmak istemediği için yeniden okumak istedi.

"Oğuz Mert, 22 yaşında bir komiser görevlisi. Bir sürü görevde başarıları ile ün yapmış, başarıları sonucunda bir çok ödüllere sahip olmuş. Annesi Handan Mert sağ, babası Hakan Mert vefat etmiş. Ailenin ilk çocuğu olan Oğuz Mert'in ondan dört yaş küçük olan bir kız kardeşi varmış. Kız kardeşinin adı Melek Mert'miş. Ailesine değer veren biri olduğu için onların yanında birlikte kalıyormuş. Oğuz Mert işinde başarılı olduğu kadar işine de aşık biri olduğunu düşünmek zor değil. Çok sağlam bir ekibin başında yer alıyor. Ekibin diğer üyeleri Asu Kara, Tarık Keskin ve yakın zamanda vefat ettiği gözüken ama yaşayıp yaşamadığı tam bir muamma olan Burak Aydın. 4 kişilik bir ekipten şimdi geriye 3 kişi kalmış gibi gözüküyor." diye hızlıca bir göz gezdirdi.

Oğuz Mert'in hayatının bu kadar olması Gizem'in merak etmesine neden oluyordu.

Göz gezdirmesini sonlandıran şey bilgisayarında kırmızı ışığın yanıp sönmesi oldu. Kırmızı ışık gelen kişiyi haber etmek için ayarlanmıştı.

"Geldik demek. Geldiğine pişman edeceğim seni Komiser Oğuz Mert. İnşallah bana inanıp beni dinlersin yoksa senin için hiç iyi olmaz." dediğinde konuşmak için ses sistemini ayarlamaya başladı.

O sırada Oğuz, tüm dikkatiyle ormanda göz gezdiriyordu. Burada en ufak bir şey bulmak için etrafı tarayan bakışlarla ilerlemeye devam etti.

İlerledikten bir süre sonra geniş ve düz bir alana geldiğinde durup kendi etrafında yavaş yavaş dönmeye başladı. Etrafta kimse yoktu.

Bunu gören Gizem, mikrofonunu kendine yaklaştırıp konuşmaya başladı.

"Hoş geldiniz Komiserim. Sizi burada görmek ne büyük şeref. Sizin gibi değerli bir şahsiyeti buraya kadar yorduğum için lütfen kusuruma bakmayın." diyerek alaylı ses tonunu kullandı.

KARANLIĞIN GİZEM'İ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora