-7-

229 18 3
                                    

(Alamızın güzelliğine bakar mısınız ya)

Kahvaltımızı yaparken Sezgi'den stresli bir şekilde haber bekliyordum.Ege lavaboya Ebrar da telefonla konuşmaya kalkmıştı. Bardağımdaki çayı tazelemek için mutfağa doğru ilerlediğimde Ebrar ve Ege'nin sesinin mutfaktan geldiğini duyunca adımlarımı yavaşlattım.

"Abi Ala çok hoş kız, beni biliyorsun ama senin bu hallerini ben hiç bilmiyorum, bi durum varsa söyle Ebrar, direkt mesafemi koyarım biliyorsun."

Ege Ebrar'a aramızda bir şey olup olmadığını sormuştu.Şu an tam olarak kapı dinliyordum ama bu sorunun cevabını Ebrar'ın ağzından duymam lazımdı.Nefesimi tutmuş Ebrar'ın vereceği cevabı bekliyordum.

"Olum benlik ne olabilir ki? Çok büyük eşşeklik ettim, vicdan azabı çekiyorum kızın hayatını mahvettim diye.Olayı toparlamaya çalışıyorum.Biliyosun zaten buraya gelmeden önce konuşmuştuk.Size anlattım durumu.Hem kızın kafası şu an sadece tezinde.Buraya yardım etmek için çağırdık sen gevşek gevşek konuşup kızı geriyorsun.Şu tez muhabbeti olaysız bitsin, vicdanım rahatlasın sonra ne bok yersen ye.İmge olayları yeni bitti ayrıca, aldatıldıktan sonra bir daha kimseye güvenip bir şey hissedemem uzun bir süre.Kız kendini huzurlu, rahat hissetsin diye uğraşıyorum sadece hoşlantı falan yok yani." dediğinde olduğum yere çakılı kalmıştım.Tamam çok uzun süredir tanışmadığımızın farkındaydım ancak aramızda olan şeyin gerçek olduğunu düşünmüştüm.Ebrar ise sadece vicdanını rahatlatmak için bana bu şekilde davrandığını söylemişti.Aklıma yaşadığımız şeyler aramızdaki çekim geldiğinde kırıldığımı hissetmiştim.Onlar Egeyle konuşmaya devam ediyorlardı. Ebrar'ın bir yerlerde Ege'ye yalan söylediğini ummak istiyordum ama ağzından çıkan cümleler çok netti.Madem böyle düşünüyordu neden yakınlaştığımızda nefesi kesiliyordu.Neden bana böyle davranıyordu bunları düşünmeden edemiyordum.Yakalanmaktan korktuğum için hızla mutfağa girdim.

"Çay almaya gelmiştim." Dedim. O sırada gözlerimde biriken yaşları binbir güçlükle geri itmeye çalışıyordum.Çaydanlığa uzanırken Ebrar'la göz göze geldik.Gözlerimiz buluştuğunda yaşları bastırmakta çok zorlandığım için bir şey olduğunu anladı.Ege içeri gittiğinde baş başa kalmıştık.

"Ala ne bu halin?Bir şey mi oldu iyi misin?" Diyerek soran gözlerle bana baktığında onu geçiştirmem gerektiğini düşündüm.Bugün tezimi bitirecek, yarın Ebrar'ı hayatımdan çıkartacaktım.

"Yok bi şey, uykusuzum." dedim ve inanmış olması için dua ettim.

"Çok huzurlu bi uyku çektiğini sanıyordum."derken elleriyle beni mutfak tezgahı ve kendi arasına almıştı.İki yanımda açtığı elleriyle beni kıstırmıştı.Burdan çıkmak istemiyordum ama kaçamak flörtleri onun için hiçbir anlam ifade etmezken benim kalbimin küt küt atmasına sebep oluyordu.

"Çeker misin ellerini , içeri geçeceğim." Diyerek gözlerimin üzerinden ona baktım.Bu tepkim karşısında afallama sırası ona geçmişti.

"Ala ne oluyor?Ciddiyim sabah kollarımda uyanan kız niye bana bu kadar uzak davranıyor mantıklı bi şey söyler misin?" dedi ancak ona cevap vermem gerekmeden telefonumun sesi bana çok güzel bir bahane çıkartmıştı.Ben kollarının arasından çıktığımda arayanın Sezgi olduğunu gördüm.

"Efendim kuzum?"

"Ala ben attığınız konuma geldim beni kapıdan alır mısın?" diye sordu.Onu onaylayıp telefonu kapattığımda Ebrar'a döndüm.

"Ben Sezgi'yi almaya gidiyorum." dedikten sonra arkamı döndüm ama omzumdan sertçe kendisine çevirdiğinde durmak zorunda kalmıştım.

"Ne olduğunu anlamadım ama ben de seninle geliyorum."

Rosa // Ebrar KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin