5.BÖLÜM

20.7K 1.4K 90
                                    


"Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?"

*ŞEMS-İ TEBRİZİ





                           ******




Haşmet Ali karargâha nasıl geldiğini anlamamıştı. Karısına belli etmese de karısı hissetmiş gibi 'Devrim'e bir şey mi oldu?' diye sormuştu. İnkar etmiş ve görev için gitmesi gerektiğini söyleyerek tüymüştü evden. Karısı hamileydi ve şimdilik öğrenmemesi daha iyi diye düşünüyordu. Stres olmasının yanı sıra bu aralar çok ağlar olmuştu. Bir de Devrim'i teröristlerin elinde olduğunu duyarsa Haşmet Aliyi suçlayıp boşayabilirdi. İki saat sonra Devrim gelmediğinde karısına nasıl bir bahane sunacaktı, hiç bilmiyordu Haşmet Ali. Devrimi düşünüyordu elbette lakin başka sorunları da düşünmek zorundaydı.

Şimdi ise bir masanın etrafında herkes bu kaçırılma mevzusu üzerine düşünüp tartışıyorlardı. Cihangir komutanının telefondan attığı sinyalden tespit etmişlerdi. Fakat üstlerden görev emri çıkmadığı için henüz çıkamamışlardı.

"Komutanım neden hala bekliyoruz? Yerlerini biliyoruz. Komutanımızı ve rehineleri gidip alalım." Furkan, Levent üsteğmenine bakarak söylemişti bunu.

Levent Karahanlı kıdemli üsteğmendi. Cihangir komutandan sonra yetkili kişi oydu. Cihangirin teröristlerin elinde olduğunu duyunca baya gülmüştü. Normalde olsa baya kızardı ama kendisi teröristlerin elindeyken onunla baya dalga geçmişti. Hatta aynen şu cümleleri kurmuştu:

'Karahanlı, bir avuç kansızla baş edemedin mi? Ama üzülme, ben senin için buraların anasını ağlattım.'

Uzun süre dalga geçmişti Leventle. Gün intikam günüydü. Şimdi sıra Leventteydi.
Düşüncelerinden sıyrılıp Furkan'a baktı. "Görev emri gelsin hemen gideceğiz aslanım." Haşmet Ali'nin bembeyaz olmuş yüzünü görünce ona bakıp konuştu. "Sen iyi misin Haşmet?"

Haşmet Ali, Levent komutanına bakıp başını salladı. "İyiyim komutanım."

İbrahim olayları bildiği için sırıtıp Haşmet Ali'ye baktı. "Yalan atma la. Baldızın da o rehinelerin içinde ya?"

Levent bunu bilmiyordu o yüzden tekrar sordu Haşmet'e. "Baldızın Hakkâride mi yaşıyor?"

Haşmet Ali, İbrahim'e en ayıplı bakışından atıp komutanına döndü. "Yok komutanım. Dün adana'dan buraya geldi."

"Ailesine söyledin mi? Ya da eşine?"

Komutanın sorusuyla düşündü Haşmet Ali. Kayınpederine söylese kesinlikle buraya gelir ve ağzına sıçardı. Karısına söylerse o da ağzına sıçardı. Her türlü yanıyordu maalesef. O yüzden kimseye söylememişti. "Hayır komutanım. Telaş etmeleri iyi olmaz. Kayınbabam kalp hastası, eşim hamile. Söyleyemedim."

SUNGURUN PENÇE İZİWhere stories live. Discover now