☼15

451 47 48
                                    

Merdivenlerden aşağı indiğimde Juwan'ı parkın bankında otururken gördüm. Ellerini dizinde birleştirmiş, yere bakıyordu. Ne hakkında konuşacağını az çok tahmin edebiliyordum. Fakat henüz onun ağzından duymaya hazır olduğum bir şey değildi.

Yavaşça yanına gittim. Çok da karanlık değildi hava. Hemen yanına oturdum o da başını yerden kaldırıp bana baktı.

Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Sakın... bana ağladığını söyleme.

"İyi misin?"

Hiçbir şey söylemeden yüzüme bakmaya devam etti. Ne yapacağımı bilemiyordum.

"Seni seviyorum." Dedi öyle titremişti ki içim sızladı. Kalbim kırıldı.

Hayır ya, hayır ya...

Hazır değildim duymaya zaten. Bir de bir anda söyleyince iyice kötü oldum. Of Juwan...

Ne demeliydim? Onu üzmeden ve kırmadan nasıl bir cevap verebilirdim? Normalde sadece üzgünüm der ve reddederim. Ama bunu Juwan'a yapamazdım.

Ben sessiz kalınca devam etti.

"Ama sen onu seviyorsun. Geç kaldım. Çok geç kaldım."

Ağzımı açıp konuşmak istiyordum ama yapamıyordum. Zaten onu bu kadar yaralayan bendim. Onu daha fazla yaralayacak bir şey söylemekten korkuyordum.

"Üzgünüm." Diye mırıldandım.

Ne kadar saçma bir cevap olduğunun farkındayım. Hatta eğer ben Juwan'ın yerinde olsam ağzımın ortasına fırıncı küreği ile vurmuştum çoktan ama yemin ederim ki beynim tamamen durmuştu.

"Üzgün olma. Buna dayanamam."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Keşke böyle olmasaydı. Bugün Juwan ile bu konuşmayı yapıyor olmak beni çok üzüyordu.

"Bir şey söylemek istemediğinin ve rahatsız hissettiğinin farkındayım. Bu yüzden gideceğim. Ama senden aynı zamanda bir şey isteyeceğim Bomi."

Devam etmesi için ona baktım.

"Arkadaşlığımıza devam edebilir miyiz? Hislerimi elimden geldiğince bastıracağım. Söz veriyorum."

"Elbette." Dedim zorla gülümseyerek. O da aynı şekilde zorla gülümsedi.

"Abi hazır mısın?"

"Hayır. Baksana bir yakışıklı olmuş muyum?"

"Aslan abim! Tabii ki yakışıklısın. Ee düğün ne zaman?"

Sooa ve Felix birazdan bizim eve gelecekti. Sooa'nın hala abimin hislerinden haberi yoktu. Abimi böyle doldurduğuma bakmayın. Yakın zamanda ondan para isteyeceğim için böyle konuşuyorum.

Kapı çaldığında hemen kapıya koştum. Felix gelmişti.

"Geldin!" dedim neşeyle.

Kocaman gülümsedi. Kalpten götürecek bu çocuk beni.

"Kim geldi?"

Abim yanımıza gelince Felix ile anlık göz göze geldiler. Abim göğsünü şişirip ona yan yan baktı.

"Selam. Hiç resmi olarak tanışmadık değil mi? Ben Lee Felix. Yan sınıfımızda olmalısın."

Felix elini uzattı. Abim de uzattığı elini sıktı.

"Kendimi tanıtmaya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum ancak nezaketen tanıtayım bari. Ben de Kim Bohyun."

Abim ve Felix ellerini bırakmadan birbirlerine öfkeli bakışlarla bakmaya devam ettiler. Yıllarca birbirleriyle karşılaştırılan o iki kişi sonunda yüz yüze gelmişti. Abim Kim Bohyun ve erkek arkadaşım Lee Felix. 

LOVE OR LOVE ♡ | LEE FELIXWhere stories live. Discover now