1

362 15 1
                                    

Merhaba aşklarrrrr💕💕

Bu hikaye romantik komedi tarzında olsun istiyorum. Böyle konuşmaları pek beceremem ama umarım beğenirsiniz.

Hikayeye geçelim,

•••

Ben, Jeon Jungkook, Kim Taehyung ile yaklaşık 3 senedir -18 yaşından beri- sevgiliyiz.

Yalan yok, ilk başlarda ikimiz de birbirimizin gözlerinde dünyayı bulmuş gibi bakardık. O ne istersem yapardı, bebekler gibi ilgilenirdi, lise yıllarım onun sayesinde mükemmel geçti.

Geçmiş zaman ekleri bazen çok acımasız olabiliyor değil mi?

Ama üniversiteye başladığımızdan beri birşeyler değişmiş gibi. Taehyung artık ne eskisi kadar ilgili, ne de gözlerinde bana bakınca o eski dünyalar var.

Şimdi gözlerinde tek gördüğüm şey boşluk.

Aynen öyle, boşluk. Aynı evde yaşıyoruz, hatta aynı okuldayız -lisede bunu kazanabilmek için gece gündüz çalışırdık ama şimdi birşey ifade etmiyor gibi- ancak o beni resmen yok sayıyor. Geçen gün onunla bir diyaloğumun aynen şöyle olduğunu hatırlıyorum.

"Nasılsın sevgilim?"
"İyiyim aşkım, sen?"
"Bende iyi."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."

Ve sonra Mobile Legends oynamaya gitti? Ben ise bu tavra alışkın bir şekilde odama çekildim.

Bu ilişkinin öldüğünü hissediyorum. Sanırım artık umut yok.

Şimdi asıl önemli noktaya gelelim, ailemiz. Biz ortaokuldan beri Taehyung ile komşuyuz. Her şey aslında annem ve Taehyung'un annesinin veli toplantısında tanışmaları ile başladı. Taehyung'lar o zamanlarda oraya yeni taşınmışlardı ve ev arıyorlardı. Annem de onun annesiyle çok yakın olunca karşımızda boş bir daire olduğunu söyledi ve onlar karşı daireye taşındılar. Sonrasında aile yemekleri, babam ve babasının santranç yarışları derken ben ve Taehyung da iyice yakınlaştık. Ta ki liseye kadar.

Lise son sınıfta artık ona karşı bir komşu ya da arkadaş gözüyle bakmıyordum. Bir şeyler yanlış ilerliyor gibiydi -ama nasıl güzel-.

Sonra bir gün Taehyung soyunma odasındayken ona, seni seviyorum dedim.

Flashback -2020-

"Ehem, Taehyung,"
Taehyung yarı çıplak bir şekilde Jungkook'a dönünce Jungkook'un gözleri yerinden çıkacak gibi olduğunda Taehyung bu tavrına gülüyordu sadece.

"Efendim tavşan surat?"
Ona böyle seslenmesini seviyordu Jungkook. Çocukken onu gıcık etmek için söylerdi Taehyung, ama şimdi ağzından çıkacak her kelime kalp krizi tehlikesi değerindeydi Jungkook için.

Jungkook da ensesini kaşıyarak güldü. Biraz da gergindi tabii. Hayatında ilk defa yakınlarına arkadaşlık veya sevgi anlamı dışında seni seviyorum diyecekti. Korkunç.

"Şey, ben..."
Taehyung beyaz, bol tişörtünü giyip ona yaklaştı.
"Sen?"

Aralarında maksimum beş santim vardı ancak şu an boynu bükülmüş, ensesini kaşıyan gergin Jungkook ona gözlerini kaldırıp bakıyordu.
"Sana birşey söylesem kızar mısın?"

Taehyung yaklaştığı yerden yanağını okşadı Jungkook'un. "Ben sana ne zaman kızdım?"

Jungkook elini ensesinden bıkkınca attı ve belinin iki tarafında bıraktı. "Öyle de," Taehyung yanağını okşayan elindeki baş parmağını Jungkook'un dudaklarına götürdü ve dokunmaya başladı. "Söyleyecek misin artık güzelim?"

Bazı insanların böyle hitaplar karşısında içinde kelebekler uçuştuğunu söylediklerini duyardı Jungkook. Kelebeklerin bu kadar ağır ve iç gıdıklayıcı olmadığını biliyordu.

"Seni seviyorum!" Jungkook anlık gelen heyecanla sesini biraz daha yüksek tutmuştu istemsizce. Taehyung'un gözleri açıldı, "Dalga mı geçiyorsun?"

"Dalga denizde olur, gayet ciddiyim ben şu an?"

Sonra Jungkook Taehyung'un onu istemediğini düşündü. "Kızdın mı bana, sevmiyor musun beni artık?"

Onu azarlamasını beklerdi Jungkook, neden ben demesini, kardeşim gibisin sözlerini falan... Taehyung'un birden dudaklarına kapanması dışında her şeyi.

Jungkook şokla gözlerini kırpıştırdığında Taehyung yanağındaki elini beline indirmişti. Jungkook'unkiler de onun omuzlarına.

Yavaşca öpüyordu Taehyung onu, fazlasını ister gibi değil; tutkuyla, aşkla. Jungkook kendine gelince o da karşılık vermeye başladı sonra, yavaşca ağzını açıp Taehyung'un alt dudağını emmesine karşı sessizce inledi. Taehyung onlar nefessiz kalacakları sırada dudaklarını ayırdı Jungkook'tan. Bir eli hâlâ yanağındaydı, diğerini de yanağına çıkarıp okşamaya başladı aralarındaki santimetrelerle.

"Dünyaları verseler bırakmam seni, nasıl seni sevmeyeceğimi düşünürsün, nasıl sana kızacağımı sanarsın?" Ardından Taehyung Jungkook'un dudaklarına küçük öpücükler bırakmaya başladı.
"Seni, senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum Jungkook. Seni çok seviyorum güzelim benim."

Jungkook sarıldı Taehyung'un boynuna sımsıkı. "Seni seviyorum Taehyungie" Taehyung da ellerini Jungkook'un beline indirmiş sımsıkı sarılıyordu şimdi. Gülüyordu onun bu tatlı hallerine. "Seni seviyorum Jungkookie"

Flashback finished

Aman ne tatlı ne tatlı.

O zamanki Jungkook ve Taehyung görseydi evde gün içinde çoğu zaman tek iletişimlerinin kim ramen suyu kaynatacak konuşması üzerine kurulu olduğunu, oturur ağlarlardı.

Biliyor musunuz, son zamanlarda bile ikimizin de hâlâ eski Jungkook ve Taehyung olduğuna inanırdım. Şimdi eski Jungkook ve Taehyung demek çok kalp acıtıyor. Sanırım artık bende onun gibi umursamaz olmalı ve bu ilişkiyi bitirmeliyim.
Gün geçtikçe parçalanıyor aklımdaki anılar, öpüşler, aşk... bari güzel kalsın zihnimin gerisinde, bari onlar kalsın her şeyden sonra.

Ve evet.

Bu akşam her şey bitecek. İyi ya da kötü, yollarımız ayrılacak.

•••

Daha hikaye başlamadan yeni fic fikirleri geldi cıldırıcam😵








Border -Taekook-Where stories live. Discover now