Bölüm 15: Dönmek İstiyorum

85 6 11
                                    


Minho, sokaktan getirdiği kediyle, Jeongin'in evinde, her zamanki çatışmaların birini koparmıştı. Ellerinin arasında huzursuzca kıpırdanan kediyi izlerken Jeongin Minho'nun fevri kararlarına, çocuk gibi mantıksız hareketlerine daha da siniri bozuluyordu. Lanet herif sağlam bir iş bulsa bile asla olgunlaşmadan adeta bela toplamak istiyordu.

"Bu ne Allah aşkına sokaktan gelip etrafa zarar veren gürültü patırtı çıkartıp sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğum bir tüy yumağı evimde istemiyorum!"

Olabilecek en mağrur bakışlarla Jeongin'in gözlerinin derinliklerine bakarak yalvardı. "Ama Jeongin bu kedi evcil, sokakta kalamaz. Fransız lisesi ve Boğaziçi Hukuk mezunu, stajını Whiskas'de yapmış. İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Çince biliyor yani aksanlı miyavlıyor. Aslında iyi bir kedi, onun bahsettiğin konuyla alakası yok."

Jeongin güçten kesilmiş bacakları yüzünden koltuğa oturdu ve elini şakağına götürdü ovmak üzere. Evin karmaşasının arasında isteyeceği son şey, bir kedi olabilirdi. Minho, yine kendi bildiğini okuyordu. "Neden bu hayvanı getirdin bizim eve?"

"Çünkü dışarıda soğukta kimsesiz tir tir titrerken gördüm, dayanamadım. Kalsın mı, lütfen lütfenn! Bayan şıpıdık sana bakıyor, konuşman için."

Jeongin de kedi için üzülmüştü, biraz kararını verir gibi oldu. "İyi ya hemen duygu sömürünü yaptın. İç dış paraziti, aşısı neyse yaptır."

"Yalnız benin param yok. Maaşım yatana kadar evde bir köşede sessizce kalabilir mi?"

"Kalamaz, benim de param yok, kafam da yok. Kalmadı kafam işte, darmadağınık. Neden kediye dışarıda sıcak bir ev yapmak yerine dibime kadar sokuyorsun?"

"Ama eğer biri bakmazsa depresyona girer. Bak şu an depresyona girmiş." Jeongin bulunduğu halden rahatsızmış gibi ürkekçe bakan kediyle göz göze geldi bir an. Minho biraz Jeongin'in yumuşadığını sandı ve hemen fısıltıyla telkinlerini etti. "Kediyi eve al... Kediyi eve al..."

"Ne sikim yapmaya çalışıyorsun? Almayacağım eve falan."

"Çok taş kalplisin ama!"

"Taş kalpli değilim, gerçekçi davranıyorum tamam mı? Bir kere tersime gitmeye çalışma, bir kere ya!"

"Senin sorunun ne biliyor musun? Sözünü dinletip dinletememek. Yoksa bu kedi hiçbir problem olmadan birkaç gün kalırdı."

Ne cürretle söylediğini bilmediği bu "analizine" artık ne söyleyeceğini bilemiyordu. "Tamam çözdün beni aferin. Ah, kapı çalıyor kavgamın ortasında."

Jeongin bölünmüş kavgasıyla birlikte kapıya doğru yönelirken Minho fırsattan istifade kediyi odasına taşıdı ve içeri girip kapıyı kilitledi. Artık o kedi sonsuza kadar evin kedisi olacaktı. 

Jeongin Minho'nun odasından kilit sesini duyar duymaz ne zamandan beridir makas değdirmediği ve bir erkek için uzun olan saçlarını yolarmış gibi eliyle geriye doğru attı. Şu an her şey olduğu gibi sinir bozucuydu, saçları, dengesiz ruh halleri, ev arkadaşı, kapının bir anda çalması, o aptal kedi... Kendini toparladı ve kapıyı açtığında hiç karşılaşmayı tahmin etmeyeceği biriyle karşılaştı, tüm öfkesi birden balon gibi sönmüştü.

"Seungmin?" diye seslendi, ruhu heyecanla dolarken. Seungmin'in elindeki ekler poşeti ve yüzündeki o sıcacık gülümseme Jeongin'in yüreğini hafifçe sızlattı. Ne zamandır görmemişti onu, görüşmeyeli yüzüne harika bir ışıltı ve renk geldiğini fark etti. 

"Özlemişim seni, gel buraya." Seungmin hemen kollarını açtı, Jeongin bir an bile tereddüt etmeden sarıldı. Buna şu an o kadar ihtiyacı vardı ki..

hasbihal kafe |chanminWhere stories live. Discover now