10. Bölüm

231 35 33
                                    


"Evet San dinliyorum, beni gerçekten yemeğe çağırmanı neye borçluyuz? Deminden beri beni izledin başka da bir şey yapmadın." Wooyoung ağzını peçeteyle silip geri bırakırken sandalyesine yaslanarak onunla birlikte yemek yemiş olan San'a bakmıştı.

"Bizimkiler beni çok sıkıştırdı senin için çok endişelenmişler doğru düzgün yemek yedirt ilgilen dediler, bende böyle bir şey yapmak istedim."

"Ha yani sırf onlar istedi diye, anladım." Başıyla onayladı Wooyoung. San değişik biriydi zaten kendisini buraya çağırırken de şaşırmıştı ne amaçla beklentiye girerek gelmişti ki?

"Hayır aslında gerçekten bir şeyler yiyip yemediğinden emin olmak için de görmek istedim aslında dışarda ısmarlayacaktım," Bakışlarını onunla buluşturdu tepkisini görmek için sonuçta şu sıralar gözlemlediği kadarıyla doğru olanı yaptığını düşünüyordu. "Ama sen şu sıra dışarı çıkmayı istemiyorsun diye böyle bir çözüm buldum."

Aslında arkadaşlarının isteğini yerine getirmek zorunda bile değilken bunu yapmış olması birde hassas bir şekilde dışarı çıkmayı istemediğini fark edip evinde hazırlamış olması Wooyoung'u gülümsetmişti, tabii her ne kadar bu gülümsetiş asılmış olan yüzünde en ufak bir etkiye bile sebep olmasa da o içten içe de olsa iyi hissetmişti.

"Wooyoung bugün bir sorun mu var?" San onu daha fazla böyle gördükçe dayanamamıştı, onda farklı olan bir şeyler vardı ve direkt olarak sormadıkça da cevabı alamayacak gibiydi. "Seni daha önce yorgun gördüğüm çok oldu ama bu kadar mutsuz gördüğüm hiç olmadı, iyi misin?"

"İyiyim."

"Peki neden bizimkilerle görüşmüyorsun? Şu sıra yalnız kalmak istiyoruz diye bir ton yalan söylemek zorunda kaldım."

Geçen gün Jimin'le buluştuğu için onunla pek muhabbetini yapamamıştı ama Yunho kendisini çok fazla sıkıştırmıştı, diğer çocuklar da ara sıra artık görüşmek istediklerini belli ediyorlardı. San bu durumlara dayanamamaya başlamış Wooyoung'la tek kalmak istediklerini, özel zamanlar geçirmek istediklerini söylemiş ayrıca yoğun çalıştıklarını da ekleyip bir şekilde kendilerini bu durumdan sıyırmayı başarmıştı ama bir yerde elbette eskisi gibi sıklıkla görüşmek zorunda kalacaklardı. Wooyoung'u bir şekilde eski haline getirmek istiyordu, onu bu şekilde görmeyi hiç tahmin etmemişti.

"Bizimkilere her geçen gün daha çok yalan söylüyoruz," Wooyoung onları tekrardan düşününce hissettiği şeyi saklamayarak söylemesi gerektiğini düşünüp San'a baktı. "Bu yüzden onlarla kaşılaşmaktan çekiniyorum, bu durum zamanla daha da kötü hissettirmeye başlıyor."

"Onlara istediğin her şeyi söyleyebilirsin bu şeye bir kere başladık sonuçta."

"Senin hakkında da bir sürü yalan söylüyorum. San şunu yapıyor bunu yapıyor demek hoşuma gitmiyor belki senin de gitmez." San'ı tanıdığından beri ilk defa bu kadar ciddi bir konuşma yapıyor olmak farklı hissettirmişti o an kendisini ama içinden geçenler bunlardı ve doğruyu söylediğine inanıyordu.

"Benim açımdan sorun değil." San onun tam tersini yapıyordu hatta neden bu kadar takıldığını anlamıyordu, zamanla farklı şeyler olabilirdi sonuçta.

"Öyle değil, gerçeği öğrendiklerinde bize çok kızacaklar ayrıca her şey iyice birbirine dolandı, ne zaman bitecek bu?"

"Kimsenin bir şeyi bilmesine gerek yok." San ona göre çok daha rahat bir tavır sergilerken ne diğerlerinin vereceği tepkiyi ne de ilerde yaşanacakları düşünüyordu, hiçbir şeyi umursamıyordu tek istediği şu an yaşanan anın tadını çıkarmaktı.

"Nereye kadar gidecek bu şey San? Ya da bilinmez bir şeye doğru yola mı çıktık hatta birkaç aya sende bundan bıkıp belki birini bulup-"

San birden "Wooyoung," diye onun sözünü kesip gözlerini diğerinin boş tabağında dolandırmıştı. "Yemeğini bitirdin herhalde alayım ben tabağını."

mon contraire |woosan|Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt