6. Bölüm

272 171 205
                                    

"Bak bide melek gibi uyuyor. Sanki dün ortadan kaybolan kendisi değilmiş gibi. Hayır yani böyle masum masum uyuyunca da kızamıyorum ona." diyen abimin sesiyle gözlerimi aralamaya başladım.

"Günaydın sonunda uyanabildiniz küçük hanım. Nerelerdeydin dün bakalım?" diyen sesini uyku sersemliğiyle zor algıladım.

"Ne diyorsun abi yaa? Zaten her yerim ağrıyor. Sabah sabah ne bu enerji?" diyerek yattığım yerden doğruldum. 

"Bu sefer hiçbir şekilde kaçışın yok küçük hanım. Bana her şeyi eksiksiz anlatmanı istiyorum. Dün senin için ne kadar endişelendim haberin var mı? Her yerde seni aradım ama yok, Gizem Hanım yine kayıplarda. Bak normal olarak gitsen bu kadar endişe etmezdim ama sen gezmek için dışarıya çıkmadın Gizem. Nereye gittin?" diyerek yine sorularıyla beni daraltmaya başlamıştı bile. Kötü yanı bunun daha başlangıç olmasıydı. Şimdi gün boyunca sorularıyla beni bunaltacaktı.

"Pes ediyorum abiciğim yeter ki şuan konuşmayalım olur mu? Kendimi toparlayayım ondan sonra konuşuruz." diyerek yataktan çıkıp banyoya ilerledim.

"Konuşacağız. Benden kurtuluş yok küçük hanım." dediğinde odamın kapısını kapatıp çıkmıştı.

O çıktığında hemen banyoya girip güzel bir duş aldım. Duş alırken olanları kafamda iyice tartıp bir sonraki hamlemi iyi yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum. Bu saatten sonra en ufak bir hata benim sonum olurdu.

Duştan çıkınca üstüme rahat edebileceğim kıyafetler giyip odamdan çıktım. Asıl şimdi her şey yeni başlıyordu. İnşallah teyzemin hiçbir şeyden haberi yoktur diye içimden dua ediyordum.

Salona geldiğimde her zamanki gibi abimi  kendi koltuğuna oturmuş kahvesini yudumlayan bir vaziyette buldum. Benim salona girmemle kahvesini yavaşça yanındaki küçük sehpaya bırakıp ellerini birbirine bağladı.

İşte başlıyoruz diye içimden geçirdim.

"Gizem!" dedi her şey normalmiş gibi.

"Efendim abiciğim." diyerek gözlerimi art arda büyük bir sevecenlikle kırptım.

"Şunu yapma!" diyerek yumuşadığını sezdim ama bunu belli etmek istemediği için ciddi olmaya çalışıyordu. O bana zaten hiç kıyamazdı ki. Ne yapsam hemen affederdi. Anlık kızardı sadece ve ben abimin bu huyuna bayılıyordum. Bir an hiç küs kalamadığımızı fark ettim.

"Neyi yapmayayım abiciğim?" diyerek yine aynı şekilde gözlerimi kırptım.

"Gizem, bu sefer beni yumuşatamazsın."
dediğinde abimin oturduğu koltuğa yakın olan büyük koltuğa oturdum.

"Emin misin?" diyerek en tatlı gülüşümü sergiledim.

Abim, benim gülümsemelerime karşı koyamazdı. Yani umarım.

"Seninle uzun zamandır talim yapmıyorduk değil mi?" diye bir anda sorunca afalladım. O da nereden çıktı şimdi yaa. Ayy benim cezam bu olmasın lütfen. Abimin talimlerinden oldum olası hiç haz edemedim. Tamam bana çok yardımı oldu hakkını yiyemem ama şuan sırası mı?

"Daha geçenlerde yaptık yaa." diyerek onu kandırmaya çalıştım. İnşallah inanırdı. Çünkü dünkü yorgunlukla bu talim işi asla çekilmezdi.

"Ne zaman? Ben niye hatırlamıyorum?" dediğinde hemen lafa atladım.

"Sen yoğunsun yaa ondan hatırlamıyor olabilir misin?"  diyerek sevimli sevimli sırıttım.

KARANLIĞIN GİZEM'İ Where stories live. Discover now