17|Hediye

1.9K 259 59
                                    


Satır arası ve bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum. Bir sürü okuma geliyor ancak yorum ya da oy yok. Beni motive eden şey yorumlarınız lütfen bunu çok görmeyin.

Keyifli okumalar 🌾

Keyifli okumalar 🌾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17|Hediye

Hafif serin hava açıkta kalan omuzlarında kendini belli ederken gözlerini usulca açtı.
Derin bir soluk alıp verdi önce, gözlerinin az uyumaktan mıdır nedir şiştiğini hissediyordu.

Çenesine değen saçlar huylandırıyor ama üzerindeki hafif ağırlık pozisyonunu değiştirmesine engel oluyordu.

Dudaklarına kısık bir gülümseme geldi kondu. Üzerine atılmış bacağı usulca kaldırmaya çalıştı. Ardından beline can simidi gibi sarılan kolları kaldırdı.

"Nereye?" diye tarazlı bir fısıltı duydu kulağının hemen dibinden. Kaldırdığı kollar daha da kendine çekti, başını boynuna doğru yerleştirdi sakallı yüzünün huylandırmasına aldırmadan.

"Çayı koyayım Fatih'im." Saçlarını okşadı kınalı elleriyle. "Acıktım ben, sen az daha yat gelirsin sonra."

Bir süre daha kapalı gözlerle bekledi Fatih. Boynuna belli belirsiz öpücükler kondurdu karısının.
"Fatih?"

Uyku mahmuru gözlerini hiç açmadan kollarını gevşetti. Gülerek bir çırpıda kalkıverdi Yasemin. Aklı başına gelince tutuyor bırakmıyor biraz daha yatalım diye tutturuyordu.

Kalkar kalkmaz askılı pembe penye kumaştan olan çiçekli geceliğinin üzerine yere gelişigüzel attığı yeleğini giydi. Ayağına da uyumlu olsun diye kaynanasının çeyizde verdiği pembe patikleri geçirdi.

Bi' ayakları çok üşüyordu çünkü. Bacakları neyim çok üşümüyordu. Zaten Fatih hava az serin olsun sobayı yakıyordu hemen. Yasemin'in üşüdüğünü gördü mü içi sızlıyordu sanki.

Bir koşu mutfağa gitti, yufka ekmek var mı onu kontrol etti kovanın içine bakıp. Dün sabah ıslayıp güzelce katlamış koymuştu, ondan kalanlar vardı ama yeterdi onlara.

Ocağa çay suyu koydu önce, sonra kıştan kalan menemenlerden birini açtı. Bir yorgunluk vardı sanki üzerinde hızlıca bir şeyler yemek istiyordu. Bir hayli de aç hissediyordu kendini.

Fatih'e dese o yapardı aslında bir şeyler. Kaynanası sağolsun bütün oğlanlarla zorla öğretmişti yemek yapmayı. Öyle mükemmel olmasa da Fatih de biliyordu bir şeyler yapmayı, elinden her iş geliyordu yani.

Hele Yasemin hasta olsun odadan odaya bile taşınıyor kaşığı ağzına Fatih uzatıyordu. Yasemin istiyor diye değildi, aksine utanıyordu bile biraz. Kendi de hallederdi elbet. Öyle sökel hasta olmamıştı ya. Ancak Fatih'in içi rahat etmiyordu öyle de.

Menemen bir yanda pişti, öte yanda çayı demledi güzelce. Çökeleği bir tabağa koydu, zeytini bir tabağa, kendi yaptıkları reçeli de başka bir tabağa.

KIZILCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin