[37]

111 12 2
                                    

VOTE SINIRI:5

Eteğimi çekiştirmeye başladığında bacağıma değen elinden dolayı karnımda bir his hissettiğimde ağrı veya sancı olmadığını düşündüm.

Ben Mert'in dokunuşlarından etkileniyordum.

Bir arabanın kapı açılma sesi geldiğinde mert kapıyı açıp beni koltuğa oturtup emniyet kemerini bağlayıp yüzüme baktı.

Ağzıma girmiş saçı parmağını dudağıma değdirerek çıkartıp kulağımın arkasına koyup kapıyı kapattı.

Arabaya binip emniyet kemerini bağlayıp arabayı sürmeye başlamadan önce telefonunu eline aldı.

"Nereye gidiyoruz!?"diye soru sorduğumda telefonu kontağa indirip yüzüme baktı.

"Söylemeyeceğim... Gittiğimizde anlarsın..."dediğinde kollarımı birbirine birleştirip kaşımı çatarak dışarıya baktım.

"Kaşlarını çatıp durma sürekli içimdeki seni öpme dürtüsünü yükseltiyorsun."dediğinde çattığım kaşımı düzelttim.

Bakışlarımı cama çevirip dışarıya baktığımda kolumda sıcaklık hissettiğimde bakışlarımı önüme çevirdim.

"Kızarmış... Sen olmasaydın adamı daha çok döverdim sana şükretsin"deyip kızaran yeri okşayıp "şurayı açıp baksana merhem olacaktı."dediğinde gösterdiği yeri açıp mavi bir kutu elime aldım.

"Açıp verir misin?"dediğinde kutuyu açtım.

Kutuyu açtığımda merhem yerine kolye gördüğümde mert'e bakıp "böyle mi kendini affettiriyorsun?"deyip yüzüne bakıp bakışlarımı geri kolyeme çevirdim.

"Ben bunların hepsine sahibim. Benim gönlümü benim sahip olmadığım şeylerle alman daha çok hoşuma gider."dediğimde elimdeki kutuyu alıp içindeki kolyeyi çıkartıp takmak için üzerime doğru eğildiğinde sırtımı dönerek takmasına yardımcı oldum.

"En azından bir kere almış olayım. Sonra başka şeyler bakarım."dediğinde "sonra bana birşeyler almanı istemiyorum."dediğimde sesini çıkarmadan boynuma kolyeyi takmaya başladı.

Enseme değen parmakları huylanmama neden olduğu için kendimi çekmemek için kendimi zor tuttum.

Parmağının değdiği yerlerin yandığını ve tüylerimin teker teker dikleştiğini hissettim.

Kolyeyi taktığında koltuğa daha rahat oturup önüme döndüm.

"Işıl. Kolye sana çok yakıştı."dediğinde "teşekkür ederim."dedikten sonra araba hareket ettiğinde dışarıya bakmaya başladım.

Bir kaç dakika sonra araba durduğunda Eyfel kulesini gördüğümde Mert'in yüzüne gülerek bakıp "ya neden buraya getireceğini söylemedin?"deyip emniyet kemerimi açıp arabadan hızla indim.

Eyfel kulesinin önüne koşarak gidip baktım. Fotoğraflardan daha güzel görünüyordu.

Mert yavaş adımlarla yanıma gelip "Burası aşıklar şehri. Seni buraya getirmemin nedeni sana olan aşkımı göstermek içindi."deyip sustuğunda kafasını yukarıya doğru kaldırıp Eyfel kulesine gülümseyerek baktı.

"Biliyor musun Eyfel kulesini ilk inşa edecekleri zaman Paris halkı tarafından yapılması istenmedi. Eyfel kulesi yapılırken bir sürü insan engel olmaya çalıştı. Ama şimdi Paris'in simgesi haline gelmiş."dediğinde kafamı çevirip yüzüne baktım.

Bana bunu neden söylediğini anlamadığım için yüzüne soru sorar gibi baktım.

"Ailen de aynı şeyi yapıyor. Beni istemiyorlar. Haklılar. Ben sana zarar veriyorum."dediğinde konuşmak için ağzımı açtığımda "biliyorum sen benim bir hatam olmadığını düşünüyorsun. Sende haklısın. Aileler çocuklarının iyiliği için birini haklı veya haksızken kötü görüyorlar ise ailen seni korumak için önümüze engel koyabilirler."dedi.

"Mert ben bunların hakkında konuşmak istemiyorum. Ben dış dünyadan bağımsız olarak tatile kafa dinlemeye geldim."dediğimde haklısın dermiş gibi kafasını salladı.

"O zaman direkt konuya gireceğim ışıl. Ailene benim sana engel olmadığımı göstermeye var mısın!?"dedi.

Burada ne demek istemişti!?

Sizce mert ne demek istiyor!?

RESTORAN Where stories live. Discover now