24

166 19 49
                                    

"Film bence çok iyiydi, hatta bugüne kadar izlediğim en kaliteli film olarak adlandırabilirim." dedi Win, sonunda Bright'ın motorunu park ettikleri yerin önüne geldiklerinde.

"O kadar beğendin yani?"

"Oradan bakınca sadece beğenmiş gibi mi gözüküyorum? Filme bayıldım resmen!"

Win'in hâlâ filmin etkisinden çıkamamış gibi gözüken hal ve hareketleri, Bright'ın yüzünde bir gülümseme dağılmasına sebep oldu. Hoşlandığı çocuğun her tavrı son derece sevimli geliyordu ona.

"Ee sen ne düşünüyorsun peki, beğendin mi filmi?"

"Bilemedim." derken omuz silkti Bright.

"Nasıl yani? yoksa izlemedin mi filmi? tüm saat boyunca o koltukta uyukladın mı cidden? "

Metawin şaşkın ifadesiyle sorularını sıralarken, Bright bir elini gencin yumuşak kahve saçlarında gezdirdi.

"Daha iyisini yaptım.. Seni izledim."

Ellerini gencin saçlarından çekti daha sonra. Pantolon ceplerine sıkıştırdı yüzündeki muzip gülümsemeyle.

"Beni mi izledin?" diye sordu Metawin, ağzının şaşkınlığından "o" şeklini aldığından haberi bile yoktu halbuki.

Bright onaylar bir şekilde kafa salladı sadece.

"İmkansız, öyle olmuş olsaydı eğer  kesin farkederdim beni izlediğini."

"Beraber olduğumuz her vakit benim gözlerim hep senin üstünde geziniyor ama farketmiyorsun beni. Ayrıca film seni etkisi altına almıştı resmen, bu yüzden farketmen zor olurdu zaten."

"Tamam, belki bu akşam film yüzünden dikkatimden kaçmış olabilir.. ama daha öncelerini farketmediğimi kim söylemiş?"

"Farkında mıydın?" dedi Bright gözlerinin içi şaşkınlığından büyürken.

"Aptal olmayan farkeder."

"O halde senin farketmemiş olman gerekiyordu sanırım."

Metawin çok sert olmayacak şekilde yanındaki gencin koluna yumruğunu geçirirken, Bright sahte bir acıyla inledi.

"Bir daha aptal olduğumu idda edersen, boğarım seni Bright."

Bright tüm ciddiyetsiz tavrıyla ağzına hayali fermuar çekerken, yeni mesaj bildirimi gelen telefonunu eline aldı.
Kısa bir süre elindeki telefona odağını verirken, o sırada Metawin sessizce onu bekliyordu. Beklediği sürece can sıkıntısından ayaklarını sallarken, sonunda Bright elindeki telefonunu pantolon cebine sıkıştırabildi.

"Tamamdır, artık gidebiliriz." dedi Bright. Metawin, kendi kaskını başına geçirirken, Bright'ın motor koltuğuna binmesini bekledi. Daha sonra gencin arka koltuğuna yerleşerek, kollarını hafifçe onun beline sardı. Henüz hareket etmedikleri halde bile Win daha sıkı sarmak istiyordu onun kalıplı bedenini. Hem motorsikletin ani bir hareket yapma ihtimalinden korktuğundan, hem de.. öyle işte, sadece sarılmak istemesinden.

Bright kaskının önünü kapatmadan önce konuştu. "Nereye gittiğimizi biliyor musun?"

"Eve?" dedi Metawin kafası bulanmış bir şekilde. Çünkü bildiği kadarıyla sinemadan sonra planlamış oldukları bir fikirleri yoktu.

"Henüz değil. Sıkı tutun beni, biraz hızlı gideceğiz."

"Tamam da nereye gidiyoruz?"

"Gidince öğrenirsin."

Metawin ısrar etmek etse de vazgeçti. Bright bunun bir sürpriz olarak kalmasını istiyorsa öyle olacaktı. Kollarını sıkıca sardı ve motoru hareket ettiren gencin onu istediği yere götürmesini bekledi sadece.

as it was, brightwinWhere stories live. Discover now