2. BÖLÜM-SAAT

299 50 77
                                    

  Yalnız kalabilmek için ne kadar kötü ve zalim olmanız gerekir? Ya da insanların sizden korkması için kaç suç işlemeniz gerekir? Düşüncelerim, karanlık labirentlerde yolunu kaybetmiş bir gezgin gibi dolaşıyor. Dışarıda, insanların serzenişleri ve hayatın koşturmacası var ama benim için onlar uzak bir masal gibi, dokunamadığım bir gerçeklik. 

Gözlerimi kapattığımda, etrafımı saran sessizlik beni bir kez daha kuşatıyor. Yalnızlık, içimi kemiren bir ateş gibi yanıyor, çaresizlik ise kalbimin derinliklerinde bir yara gibi kanıyor. Her nefes alışımda, içimde bir boşluk daha derinleşiyor gibi. Geri açtığımda ise beni, yalnızlığımı paylaştığım en yakın dostum olan gökyüzü karşılıyor. Gözlerim, yıldızlardan yansıyan soğuk bir ışıkla parlıyor, yıldızların ihtişamı ise gözlerimdeki ateşi harlıyordu. Ancak gözlerimdeki ateş, kalbimdeki buz gibi karanlıkla çarpışıyor. Kalbimde yankılanmış olan tek sesi duymama sebep oluyor "Ben, ben, ben..."

    Diğerlerinin duyguları, istekleri, yaşamları ve acıları umrumda değil. Merak ettim de sadece kendi arzularımı tatmin etmek uğruna bu hayatın içinde kaybolalı kaç yıl olmuştu? Bakışlarımın derinliğinde, başkalarının varlığı sadece birer gölge, kendi egomun önünde duran bir engel gibi. Bu gözler, sadece kendi arzularımın peşinden koşmanın hazzını arıyor, etrafımdakilerin yalnızca birer araç olduğuna inanıyor. Her bakışım bencillik ve umursamazlıkla parlıyor, yalnızlık içinde kaybolmuş ruhumun çırpınışlarını yansıtıyordu.

    Önüme düşen beyaz saçları geriye doğru atıp kafamı tekrar gökyüzüne çevirdim. Belki de bu şehirde sevdiğim tek şey karanlık gökyüzüne kafamı her çevirdiğimde yıldızları rahatça görebiliyor olmamdı. Gözlerimi aydınlatan yıldızlardan biri olmak ve uzay ve zamanın sonsuzluğunda ışığım sönene, zamanım gelene kadar sadece süzülüp düşünmek, hayal kurmak istiyordum. Böylelikle arzu ettiğim yalnızlığa tam manasıyla ulaşabilirdim. Yıldızlarla dolu bu sonsuz evren, içimdeki karanlığı derinleştiriyor. Yalnızlıkla sarılmış ruhumun sessiz çığlığını yansıtıyordu. 

    Belki de bu yüzden hayat amacım bundan ibaretti. En bencil, en özgür, en yalnız insan olmak. Bu sayede belki bir gün aşık olduğum yıldızlardan bir tanesi haline gelebilir, onlar gibi sonsuzluğun karanlığında dolaşabilirdim. Belki böylelikle içimdeki karanlık da onla birlikte kaybolur giderdi. Yine de bir figürana bile ihtiyaç duymak bunun imkansızlığını göz önüne seriyordu. İster istemez tatmin duygusunu başkalarının gözlerinde arıyorduk;Sohbet ettiğimizde, sorular sorduğumuzda, yaptığımız hareketler hakkında yorum yaptıklarında, eylemlerimize tepki verildiğinde. Fıtratımızda yalnız kalabilmek, kalıp da mutlu olabilmek imkansız ancak ben de imkansızlığa aşık biriydim. Bir gün en az bir yıldız kadar yalnız ve özgür olacak, dünyanın en bencil insanı olarak karanlığın içinde süzülmeye devam edecektim.

    Yüzüme vuran soğuk rüzgar aklımı düşüncelerimden koparıp aldı. Kafam hızlı dağılıyordu ve bu soğuk, buz gibi hava benim ayık kalmamı sağlıyordu. Hemen hemen her hafta olduğu gibi yine şafak sökmeden dışarı çıkmıştım. Günün en soğuk, karanlık ve yalnız saatleriydi. Bir günün en sevdiğim saatleri. Yine de bu etkilenmediğim anlamına gelmiyordu. İliklerime kadar hissetmiş olduğum soğuk beni düşüncelerimden çekip çıkarıyor, adeta gerçekliğe döndürüyordu. Üstümdeki kapüşonlu siyan pelerine sıkıca sarıldım. Duvara yaslanıp hafif çömelerek ellerimi birbirine sürtüp üfledim. Soğuk hava yüzünden ağzımdan duman çıkması kendimi efsanelerde bahsedilen ejderhalar gibi hissetmeme sebep oluyor ve beni gülümsetiyordu. Şu an göremiyor olsam da tahminimce burnum çoktan kıpkırmızı olmuştur. Peçeteyle burnumu sildikten sonra atkımı üşüyen burnuma kadar çektim.

    16 yaşındaki bir çocuğun bu saatte, burada ne işi vardı? Güzel soruydu ancak buna verebileceğim tek cevap hayat şartlarıydı. Evet, yetişkinliğin başlarında biri olarak yaşadığım hayat için tanrıyı, ailemi, doğduğum krallığı ve halkımı suçlayacak, bunun için  hiçbir sorumluluk almayacaktım. Bu konuda sorumluluk almayı reddediyordum.

IŞIĞI ARAYAN GÖZLERDonde viven las historias. Descúbrelo ahora